Manisa marka kent olacak mı?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

MANİSA'DAN / Ahmet ÇALDIRAN

Bir kentin 'marka' olabilmesi için o kentte bulunan sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının ve akil insanların bir araya gelip, sorunları tespit edip, projeler üretmesi ve üretilen projeler üzerinde her kurumun kendine düşen görevleri yerine getirmesi gerekiyor. Üretilen projeler üzerinde sürekli tanıtım yapılması da şart. Şüphesiz, marka kent yaratmak kolay bir iş değil; tersine uzun soluklu bir mücadelenin ürünü.

Şehzadeler diyarı olarak anılan Manisa'nın tarih, kültür, turizm, tarım ve sanayi açısından gelecek vaat eden bir kent olmasına karşın, tanıtım eksikliği yaşadığına dikkat çeken Manisa Valisi Sayın Celalettin Güvenç, "Manisa'da şeker var, un var, helva  yapacak kimse yok"diyor ve ekliyor: "Manisa'da 13 aydan beri görevdeyim. Şimdiye kadar hiçbir kurumdan proje gelmedi."

Oysa ki belirttiğimiz gibi Manisa marka kent olmak için birçok kentten daha avantajlı, bu konuda çok fazla unsura sahip. Örneğin, Manisa lalesi, Spil Dağı, Manisa Tarzanı ilk akla gelenler. Bunlara üzümünü, Sart Harabeleri'ni, Kula evlerini ve şehzadelerini de rahatlıkla ekleyebiliriz. Bu bağlamda Manisa'nın önde gelen kurumlarından Manisa Ticaret Borsası ile Manisa Ticaret ve Sanayi Odası'na (TSO) büyük görevler düştüğü düşüncesindeyiz. Bu kurumların Manisa'nın marka kent olması sürecinde proje üretmeleri ve devletin temsilcisi olan Vali Celalettin Güvenç ile paylaşmaları gerekiyor. Mesela üzüm rekoltesinin büyük bir kısmına imza atan Manisa'da, bu ürün neden Manisa üzümü olarak değil de 'İzmir üzümü' olarak anılıyor? İlgili kurumlar, özellikle de Manisa Ticaret Borsası üzümün tanıtımıyla ilgili projeler hazırlayabilirler...

4. dönemde yeniden Manisa TSO Yönetim Kurulu Başkanlığı'na seçilen Sayın Bülent Koşmaz, yerel seçimler öncesi 'Manisa El Ele' diyerek bir kokteyl düzenlemişti. Ancak aradan geçen zaman karşın ne yazık ki bu kokteylde verilen mesajı destekleyecek herhangi bir somut proje açıklanmadı. Bir proje üretiliyorsa, o projenin ilkelerinin, kimlerle 'el ele' olacağının açıklanması gerekiyor. Dileğimiz en kısa sürede bu konuda çalışmalar yapılması çünkü bir ilin lokomotif gücü olan sanayiciler ile  'el ele' vermeyen bir projenin başarı şansı bulunmuyor...

Manisa'nın değerlerine büyük önem veren Vali Güvenç, ısrarla kurumlardan proje beklediğini ifade ediyor. Spil Dağı'na yatırımcı çekmek için İstanbul Sanayi Odası'nı Manisa'ya davet ediyor. TOBB Başkan Vekilliği de yapan Bülent Koşmaz acaba Spil Dağı'na TOBB kanalıyla yatırımcı davet ederek, Vali Güvenç'e katkıda bulunamaz mı? 

İlimizin geçmişte yaşanan tüm olumsuzlukları bir yana bırakıp, geleceğe doğru yepyeni bir beyaz sayfa açması gerekiyor. Bunun için de her kurumun elini taşın altına koyması şart. Umudumuz, bu kurumların yarın Vali Güvenç'in desteğiyle düzenlenecek olan 'arama konferansına'  projeler hazırlayarak gelmeleri. İşte, o zaman gerçekten 'el ele' verilerek, Manisa marka kent yapılabilir. Aksi halde Manisa'nın marka kent olması hayalden başka bir şey olamaz.