Marka olmak, marka oluşturmak...

 

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Dr. Abbas TAŞDEMİR / Güney ve Güneydoğu Genç İşadamları Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı

Markalaşma sadece bir ticari ürünle kısıtlı kalmamalı, standardize edilmiş hizmetler ya da sunumlar da markalaşabileceği gibi, güçlü sembollerle de kentsel markaların yaratılabileceği ortadadır.

Mersin her geçen gün kentsel markalarını artıran, adını çeşitli alanlarda daha üst kategorilere çıkarmaya çalışan bir kent olarak önemli bir mesafe kat etmiştir. Daha önce denizi-kumu gibi doğal değerleri ve Ataş rafinerisi, serbest bölgesi, limanı gibi değerlerin dışında kendini tanımlamakta zorlanan bir kentti.

Sahil düzenleme çalışmalarının başlaması ile kentin en önemli bölgesi, meydanlarıyla yeşil alanlarıyla makyajı son derece düzgün bir eda ile hepimize manevi anlamda mutluluk hissi sunuyor. Her ne kadar sahil şeridi imkanlarından kentte yaşayan herkes faydalanamasa da bunun kentsel bir marka olmadığını kimse iddia edemez. Spor kompleksimiz yine uluslar arası birçok etkinliğin yapılması adına kentsel bir diğer markamız. Özel teşebbüsün gücü, isteği ve inanılmaz başarısı ile hububat merkezi olmamızı kim yok sayabilir. Sanat festivallerimizi artık bilmeyen duymayan kalmadı, her yıl bir yenisinin nasıl ekleneceğini tartışıyoruz. Her kesimin artık sahiplendiği kuş cenneti, carettalar, Akdeniz fokları... Son günlerde iş ve bilim dünyasını en çok heyecanlandıran, uluslararası boyutta hizmet verecek olan kongre merkezimizi marka olarak görmemek mümkün mü?

Daha onlarca markaya ulaşılabilir. Markaları yaratmak kadar marka değerlerini artırmak da son derce önemlidir. Tanıtımları asıl yapacak olan sivil toplum kuruluşları, iş konseyleri ve akademik kurumlardır.

Bugün asıl meselemiz sahip olmak istemediğimiz markaların dayatma yoluyla kente sunulmaya çalışılmasıdır. Bazı markalarla anılmak istemiyoruz. Tüm sivil toplum kuruluşlarının karşı olmasına rağmen balık çiftliklerinin Mersin'e taşınması ve Akkuyu da yıllardır gündemden düşmeyen nükleer santralin markamız olmasını kabul etmiyoruz. Bu konuda oluşan birliği bozmadan, yılmadan çalışmaya devam etmeliyiz. Mersin'de balık çiftlikleri ve nükleer santrala bir kez daha bu sütunlardan 'Hayır, hayır, hayır' diyoruz.