Marka şehir ama...
KAYSERİ'DEN / Mahmut SABAH
Kayseri Sanayi Odası, 42'nci kuruluş yılını geleneksel "Sanayi Gecesi" ile kutladı. Sanayicilerin, Hilton Otel'de düzenlenen 'onur' gecesine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası Başkanı Halit Narin'de katıldı. Gecede yaş günü pastası kesildi, oda üyesi başarılı sanayiciler ödüllendirildi.
Kayseri, 1990'lı yıllarda Türkiye'nin 500 büyük sanayi kuruluşu arasında 10 firma ile vardı. Bu sayı günümüzde 16'ya çıktı. Keza, ikinci 500'lerde topu topu, 3 ila 4 firma öne çıkma uğraşı veriyordu; oysa bugün 18 firma ilk 500'lere girebilmek için çaba harcıyor. Kısacası, bugün Türkiye'nin önde gelen bin sanayi kuruluşundan 34'ü Kayseri'den. Bunların hepsi de özveriden, kararlı duruştan ödün vermeden "sanayileşme yarışında ben de varım" diyen kuruluşlar. Bu firmaların, toz duman içindeki ekonomik ortama rağmen başarılarını devam ettirmiş olmaları çok anlamlı. Nitekim ürün satışları, sağlanan hasılatlar, yaratılan katma değer ve de ihracat rakamları dikkate alındığında; Kayseri'nin ne denli bir sınai yapılanma içinde olduğu kendiliğinden ortaya çıkar.
Geceden, akılda kalan en ilgi çekici görüntü, 'yenilikçiliği benimsemiş, teknolojik gelişmeleri yakından izleyen, dolayısıyla onurlandırılmayı çoktan hak etmiş 'girişimci' firmaların oda tarafından ödüllendirilmiş olmalarıydı. Övgüye değer bir başlangıç. Umarım, bu dalda yarışanların ödüllendirilmeleri kalıcı olur.
Rifat Hisarcıklıoğlu, 'ticaret şehri' olarak bilinen Kayseri'nin artık sanayide de 'marka şehir' kimliği ile ön plana çıktığından söz ediyor; bunun gerekçesini ise Kayserili'nin birlik, beraberlik ve dayanışma içinde özverili çalışmasına bağlıyor. Ona göre Kayseri bugün eğer Türkiye'nin ekonomik hayatına damgasını vurma başarısı göstermiş bir kent kimliği ile ortaya çıkabiliyorsa, bunda bir sır, bir gizem var demektir ve bu sırrın, Kayserili'ye özgü meziyetlerin içeriğinde aranması gerekir.
Mustafa Boydak da aynı görüşte. Ancak oda başkanı olarak, sanayicinin üretimi ilke edinmesine karşın, dillerden düşmeyen masum bir isteğin, hükümet katında itibar görmemesinden şikayetçi. Bakınız ne diyor:
"Yaşanan sıkıntılara rağmen, hepimiz üretime odaklandık. Artık ne üreteceğimizi, neyi nasıl üreteceğimizi gayet iyi biliyoruz. Markalaşmada çok ciddi mesafeler aldık. Kayserili sanayiciler olarak, uğraşımız biraz daha uzmanlaşmak, biraz daha katma değer yaratmak için. Yeter ki, önümüzdeki engeller kaldırılsın."
Evet… Doğru söze ne denir?.. Yeter ki engeller kalksın!..