Marka şehir olamıyoruz
DİYARBAKIR'DAN / Mahir SOLMAZ
Kabul etmek gerekir ki Diyarbakır bir türlü markalaşmayı ve marka şehir olayı başaramıyor. Lokomotif sektörler seçtik. Bu sektörler ihracat penceresinden bakıldığında mermer, iç piyasa düşünüldüğünde ise inşaat sektörleridir. Potansiyeli çok olmasına rağmen ilmiz başka sektörlerde çıkış yakalayamamaktadır.
Çok emek verilmiş ve geçmişin zor şartları, o günlerden bugüne nasıl ve hangi koşullarda yol alındığını düşünüldüğünde mermer sektörünün temsilcilerini alkışlamamak mümkün değil. Sektörün bugünlere gelmesinde büyük payları olan tüm sanayicilerimizi, bunların başında ise Dimer Mermer AŞ ve Diyarbakır Sanayici ve İş Adamları Derneği (DİSİAD) yönetim kurulu başkanı Raif Türk'ü verdikleri emek ve kente kazandırdıkları için ayrıca kutlamak gerek. Üstelik yıllarca yaşanan ağır siyaset ve kaos ortamına rağmen. Şimdi şartlar en azından geçmişe göre daha farklı. Sektörün yaşadığı sıkıntılar çok fazla. Bir de bu sıkıntılara Diyarbakır'daki sanayici ve girişimcileri bir türlü memnun edemeyen teşvik düzenlemeleri ekleniyor.
Özellikle lokomotif sektörlerimizin başında gelen mermer sektörü ciddi anlamda analiz edilip, gerekli destekler verilmeli. Güneydoğu'nun gerçekleri ortada. Geçmişten gelen ve özellikle günümüzde kurumlara yansıyan feodal yapı kalıntıları da yol alınmasında büyük etken. Diyarbakır İş Kadınları Derneği'nin kuruluş olması da işte bu nedenle daha da büyük önem kazanıyor. Şimdi iş kadınlarımıza büyük görevler düşüyor. Özellikle kentin markalarını yaratmak ve oluşturmak konusunda. Bu konuda seçilmesi gereken sektör ise şu anda büyük boşluğu hissedilen tekstil sektörü olabilir. Tekstil sektörünün gelişmesinde kadınlara büyük görevler düştüğüne inanmamın en önemli nedeni, HEY tekstil sahibi Aynur Bektaş'ın Batman'da yarattığı mucizeler oldu . Ben iş kadınlarımızdan çok yakın bir zamanda bu sektörde çok hızlı yol alacaklarına inanıyorum.
Diyarbakır'da daha önce bu alanda akılcı ve ileriye dönük çalışmalar yapılabilseydi, bugün bu sektör bölgenin kaderini değiştirebilecek bir sektör konumunda olabilirdi. Tekstil sektörünün Diyarbakır'daki avantajları ortada. Tek eksiğimiz yetişmiş insan gücü. Ancak bu eksiğimiz sadece tesktilde hissedilmiyor. Diyarbakır genelinde işsizlerimizin tamamına yakını ne yazık ki vasıfsız. Gelecek nesillerde bu durumun ortadan kalkması için birtakım projeler geliştirildi. Bu çalışmalar yeni yeni uygulamaya konuldu. Mesleki Eğitim ve Küçük Sanayi Destekleme Vakfı'nı ziyaretimde bunun güzel örnekleri ile karşılaştım. Diyarbakır'da söylenen bir söz var; Türkiye'nin ticareti İstanbul'dan, bürokrasisi Ankara'dan, siyaseti ise Diyarbakır'dan yapılır diye. Kimse kızmasın ama insanların karnı açken, Diyarbakır'ın gerçekleri ortada iken siyasete ara verip, iş kapısı açacak işlere bakmak gerek.