MB, gerekirse bütün silahlarını kullanacak
Merkez Bankası tarafından yılda iki kez yayımlanan "Finansal İstikrar Raporu'nun" ikinci sayısı yayımlandı.
ANKARA - Merkez Bankası, makro-finansal riskleri azaltıcı politika araçları olarak özellikle zorunlu karşılıklar ve likidite yönetimi gibi faizdışı araçları önümüzdeki dönemde de aktif kullanacağını bildirdi.
Banka, mevcut konjonktürde hem kamu hem de özel kesim için aşırı borçlanma yoluna gitmemenin, tüm borçlanmalarda uzun vadeyi tercih etmenin, olabildiğince Türk Lirası cinsinden borçlanmayı yeğlemenin ve riskleri doğru yönetmenin ekonominin dış şoklara karşı dayanıklılığını önemli ölçüde pekiştireceğini bildirdi.
Merkez Bankası tarafından yılda iki kez yayımlanan "Finansal İstikrar Raporu'nun" ikinci sayısı yayımlandı.
Rapora göre, mevcut konjonktürde hem kamu hem de özel kesim için aşırı borçlanma yoluna gitmemek, tüm borçlanmalarda uzun vadeyi tercih etmek, olabildiğince Türk Lirası cinsinden borçlanmayı yeğlemek ve riskleri doğru yönetmek bu dönemde ekonominin dış şoklara karşı dayanıklılığını önemli ölçüde pekiştirecek. Tüm ekonomik birimlerin risk yönetimi kültürünün geliştirilmesi açısından, finansal eğitim konusunda atılacak adımlar sistemin sağlıklı işleyişine katkı sağlayacak.
Merkez Bankasının uyguladığı para politikası; "fiyat istikrarı ile finansal istikrarın birbirini tamamlayıcı olduğu bir çerçevede" şekillendiği için banka, fiyat istikrarının ve finansal istikrarın sağlanmasını teminen elindeki politika araçlarını farklı ekonomik gelişmelere paralel koordineli olarak kullanacak.
Merkez Bankası, makro-finansal riskleri azaltıcı politika araçları olarak özellikle zorunlu karşılıklar ve likidite yönetimi gibi faiz dışı araçları önümüzdeki dönemde de aktif biçimde kullanmaya devam edecek.
Merkez Bankası'nın Finansal İstikrar Raporuna göre, bankaların yabancı para pozisyonu dengede. Kredi portföyünün kalitesi iyileşti ve özkaynakların ağırlıklı olarakzarar karşılama kapasitesi yüksek olan ödenmiş sermaye ve dağıtılmamış karlardan oluşması Türk bankacılık sektörünün Basel III düzenlemelerine uyum konusunda bir zorluk yaşamayacağını gösteriyor.
Rapora göre, önümüzdeki dönemde hızlanan kredi genişlemesi ortamında bankaların kredi verme süreçlerinde etkin risk yönetimini korumaları önem arz ediyor. Hızlanan kredi büyümesiyle iç ve dış talebin büyüme hızlarındaki ayrışmanın belirginleşmesi finansal istikrara ilişkin temkinli bir yaklaşımı gerektiriyor.
Rapora göre, reel sektörün artan borçlarına karşın, satış gelirlerinin arttığı ve karlılık performanslarının güçlü seyrettiği gözleniyor. Reel sektörün yabancı para pozisyon açığı artıyor ve kur riski firmalar için önemini koruyor. Hanehalkı yükümlülükleri artarken, yükümlülükler faiz ve kur riski taşımıyor ve hanehalkının borç ödeme kapasitesinde olumsuz bir durum görülmüyor.
Küresel daralma riski azalıyor
Rapora göre, küresel ekonomi gelişmekte olan ülkelerin önderliğinde yavaş bir şekilde toparlanırken yeni bir küresel daralma sürecine girilme olasılığı azalıyor. Ekonomide yurt içi talepteki artışın desteğiyle hızlı bir toparlanma gerçekleşiyor.
Rapora göre, iç talebe dayalı büyüme, Türk Lirasının değerlenmesi ve üretimdeki toparlanmayla birlikte ithal ara malı ve enerji ihtiyacı cari işlemler açığının artmasına neden oluyor. İktisadi faaliyetteki canlanmaya bağlı olarak artan vergi gelirleri ve harcamaların kontrol altında tutulması kamu maliyesini olumlu etkiliyor.
Ekonomik büyüme, olumlu bütçe performansı ve reel faizlerdeki düşüşle birlikte kamu borcuna ilişkin oranlar ve borç stokunun kırılganlık göstergeleri iyileşiyor. Cari işlemler açığının arttığı bir ortamda, orta vadeli programda ortaya konulan perspektifle uyumlu olarak mali disiplininin sürdürülmesi finansal istikrar açısından önem arz ediyor.