Metin Feyzioğlu’ndan yeni adli yıl mesajı

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu yeni adli yılın açılışı dolayısıyla yazılı açıklamada bulundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "Terör örgütü mensubu olduğu gerekçesiyle yabancı devletlerden iadesini talep ettiğimiz kişilerin iadesi, ancak tarafsız ve bağımsız bir yargıya sahip olursak sağlanabilir." ifadelerini kullandı.

Feyzioğlu, yaptığı yazılı açıklamada, adli yıl açılışının tüm vatandaşları ilgilendiren bir konu olduğunu belirtti.

Avukatların, vatandaşların temsilcisi olduğunu ifade eden Feyzioğlu, "Adli yıl açılış törenine, Türkiye Barolar Birliğinin keyfi bir şekilde konuşmacı olarak davet edilmemesi, aslında vatandaşın susturulmak istenmesidir." ifadesini kullandı.

Türkiye Barolar Birliğinin doğruları söylemeye devam edececeğini aktaran Feyzioğlu, birliğin hiçbir zaman susmadığını ve susmayacağını bildirdi.

Türkiye'nin en büyük sorununun keyfilik olduğunu öne süren Feyzioğlu, "Eğitimde, dış politikada, memur alımında, devlet ihalelerinde keyfilik vardır. Toplumsal yaşamın her alanında keyfilik hüküm sürmeye başlamıştır. Bunun da sebebi, yargıda keyfiliktir. Avukatların görevlerini icra ederken maruz kaldıkları keyfi muameleler, vatandaşların adalete erişimini neredeyse imkansız kılar boyutlara ulaşmıştır." değerlendirmesinde bulundu.

"Haklı haksız, suçlu suçsuz kavramları tamamen birbirine karışmıştır. Çünkü tüm yargı, siyasi iktidara bağımlı ve bu sebeple de taraflı hale getirilmiştir." görüşünü savunan Feyzioğlu, avukatın, hakimin, savcının ve tüm yargı mensuplarının doğru yapsa bile yaptığının doğruluğuna kimseyi ikna edemez duruma düştüğünü ileri sürdü.

"Suçlular, masumların haklı feryatlarıyla aklanmaktadır"

Feyzioğlu, şu görüşleri aktardı:

"Bu sebeple toplumu ilgilendiren her soruşturma ve her dava, bizi parçalara ayırmaktadır. Yargıya güven, tarihin en düşük seviyesine inmiştir. Bu durum, Türkiye Cumhuriyeti devletinin varlığını tehdit edecek derecede tehlikeli bir hal almıştır. Layık olanın layık olduğu göreve gelmesi demek olan liyakat ilkesi, iktidardaki kişilere sadakat tercihiyle yer değiştirmiştir. Bizi, 15 Temmuz’da iç savaşın eşiğine getiren de budur. Bugün, Gülenci olduğu söylenerek tasfiye edilenlerin devlet mekanizmasında boşalttığı yerlere, başka tarikat ve cemaatlerin yerleştirilmesinin arkasında da bu keyfilik vardır. Yargının bağımlı ve taraflı yapısı ile savunma hakkının uluslararası ölçülerle izah edilemeyecek şekilde kısıtlanması en çok Türkiye'yi yıkmak veya bölmek isteyen terör örgütleriyle, onları maşa olarak kullanan uluslararası güç odaklarının işine gelmektedir. Çünkü suçluyla suçsuzu, haklıyla haksızı birbirinden ayırt edecek yargısal mekanizma darmadağın durumdadır. Suçlular, masumların haklı feryatlarıyla aklanmaktadır."

Üretime yönelik iç ve dış yatırım yapamaz bir ülke konumuna getirilen Türkiye'nin, yargısının güven vermediğini savunan Feyzioğlu, şunları kaydetti:

"Terör örgütü mensubu olduğu gerekçesiyle, yabancı devletlerden iadesini talep ettiğimiz kişilerin iadesi, ancak tarafsız ve bağımsız bir yargıya sahip olursak sağlanabilir. Dış politikada itibarımız, ancak kendi vatandaşlarımızın hukuki güvenliğini sağlarsak artabilir. Ülkemize zarar veren terör örgütlerinin uluslararası meşruiyet kazanması ancak ülkemizde hukuku üstün kılarsak önlenebilir. Yeni adli yılın başlangıcında avukat, hakim, savcı, tüm meslektaşlarımıza ve adalet personeline, keyfilikle hep birlikte mücadele edeceğimiz ve Türk milleti adına başarı kazanacağımız bir dönem diliyorum."