Metropollerimiz nekropole dönüştü

YAYINLAMA
GÜNCELLEME


ANKARA – Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP'nin tarihi eserleri yıkan bir zihniyete sahip olduğunu ileri sürerek, "Bu CHP zihniyeti tarihi yok eden zihniyettir, yıkan zihniyettir. Tarihi eserleri yıkmışlardır onun yerini top sahasına çevirmişlerdir. Top sahasını daha sonra Dolmabahçe'ye indirmişlerdir. Çok enteresan, Dolmabahçe'nin tarihinde orada stadyum yok orada eskiden Dolmabahçe sarayının ahırları orada. CHP'nin zihniyeti bu" dedi.

 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti 4. Uluslararası Yerel Yönetimler Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, "İstanbul'da Taksim'de Taşkışla var. Kurul kalkıyor Taşkışla'nın aynısını yapmak isterken bizim önümüze retle çıkıyorlar. Dedik ki reddine ret. Niye? Hatta ana muhalefet kalktı, o tezi savundu ya. Oradaki aslı, her şeyi elimizde onu yapacağız diyoruz biz bizim yanımızda yer alması gerekirken bunu reddeden Kurul'u savundu. Reddine reddi gerçekleştirdik. Niye? Aslını yapacağız, aynısını yapacağız. Çünkü bu CHP zihniyeti tarihi yok eden zihniyettir, yıkan zihniyettir. Tarihi eserleri yıkmışlardır onun yerini top sahasına çevirmişlerdir. Top sahasını daha sonra Dolmabahçe'ye indirmişlerdir. Çok enteresan, Dolmabahçe'nin tarihinde orada stadyum yok orada eskiden Dolmabahçe sarayının ahırları orada. Değişik lojistik desteklerinin olduğu yer. Ne oldu sonra? Orayı da stadyumu oraya kurmak suretiyle şu andaki stadı yaptılar. CHP'nin zihniyeti bu" ifadelerini kullandı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim metropollerimiz vardı ama o metropoller beceriksiz estetik dünyası olmayan, estetik ruhu olmayan ellerde adeta nekropole yani ölü şehirlere dönüştü" dedi. Yunus Emre'nin "Ol imaret eylemez sen viran eylemeyince" sözlerine atıfta bulunan Başbakan Erdoğan, dert sahibi olmayanın dertlinin halinden anlamayacağını, bir davası olmayanın çözüm peşinde koşmayacağını ifade etti.

Milletin derdinin, milletin meselesinin, hüznünün, ızdırabının kendilerini yollara düşürdüğünü, hizmetkar ettiğini belirten Erdoğan, sadece milletin değil Kabil'in derdini kendi derdi gören bir hareket olduklarını, Filistin'in Gazze'nin ızdırabını kendi ızdırabı olarak gördüklerini bunun için mücadele verdiklerini kaydetti. Bir şehre gönül güzü ile bakanların şehrin ruhunu, gönül gözünü gördüğünü söyleyen Erdoğan, "Nüfuslar, coğrafyalar, kültürler farklı olabilir, kiminin ortasından nehir akıyor, kiminin ortasından deniz akıyor olabilir, farklı diller konuşuluyor olabilir ancak bütün bu coğrafyanın şehirleri temelde aynı kaynaktan beslenen, aynı çeşmeden, aynı şadırvandan, aynı suyu içen şehirlerdir. Eğer şehir denildiğinde aklına taş, beton ve asvalt gelenler varsa onlar kendilerini ve medeniyet algılarını tekrar sorgulasınlar onlar, bu işi bilmiyorlar" dedi.

3-5 kazanacağız diye dere yataklarıyla oynamayalım
İnsanın şehri şekillendirmediğini, şehrin insanı şekillendirdiğini ifade eden Erdoğan, İstanbul'a gelenin cömertliği öğrendiğini, İstanbul'un cömert olduğunu, kıskanç olmadığını, şiir gibi bir şehirde içinde yaşayanları şair ettiğini kaydetti. Şehirlere gözlerine mil çekiliş gibi bakanların görmediğini söyleyen Erdoğan, "Bizim gençliğimiz aldığı o değerli mirası aynı şekilde ileriye taşımadı. Adeta ihanet etti. Yaşadığım, doğduğum büyüdüğüm İstanbul'da, sadece bir ilçenin içerisinde bir rivayete göre 398, bir rivayete göre 800'e yakın caminin yerle bir edildiğini tarihi belgeler ortaya koydu. Bu sadece bir ilçe, İstanbulumuzun genelinde hangi rakamlara ulaşılır... Bu bir ihanettir, bu tarihe ihanettir, bu sanata ihanettir. Bizim metropollerimiz vardı ama o metropoller beceriksiz estetik dünyası olmayan, estetik ruhu olmayan ellerde adeta nekropole yani ölü şehirlere dönüştü" dedi.

 Eskiden yeşilin içine yeşille uyumlu yapılar inşaa edildiğini, derelerin, nehirlerin kenarlarına evler inşaa edildiğini belirten Erdoğan, artık derelerin üzerinin örtüldüğünü, nehirlerin yatağının değiştirildiğini ifade etti. Derelerin er yada geç yatak hakkını aldığını, o zamanda bedelinin ağır olduğunu, canların, cananların gittiğini, bundan sonra da feryat etmenin bir anlamının kalmadığını vurgulayan Erdoğan, belediye başkanlarına, "Hassas olalım buralarda. Burada 3-5 kazanacağız diye bu yataklarla oynamayalım, bırakalım dere yatağında aksın. Petrol zeminleri üzerinde çocuklara hayat inşaa ediyoruz. Bizim onlara çimen, toprak zeminleri hazırlamamız lazım. Bırakalım oralarda yuvarlansınlar, oynasınlar, toprakla yoğrulsunlar, biz topraktan geldik toprağa gideceğiz arkadaşlar" ifadeleri ile seslendi.
 
Bizim neslimiz viran bir miras teslim aldı
Yüksek binalar inşaa etmenin marifet sanıldığını bunlarla insanoğlunun topraktan uzaklaştırıldığını söyleyen Erdoğan, "Medeniyet tasavvuru olmayan, geçmişten beslenip geleceği inşa etmek yerine köksüzlükten beslenip açlıkla, hırsla, tamahla betonlar dikenler yüzünden bizim neslimiz viran bir miras teslim aldı. Yıkmak kolaydır, yapmaksa son derece zor. Bizim şehirlerimiz birkaç 10 yıl içinde harap edilmiştir ama bizim onları harap hallerine mahkum etmek gibi bir niyetimiz asla yok" dedi. Şehirleri bir anlam ve ruhla yeniden inşaa etmenin mücadelesini vereceklerini ifade eden Erdoğan, bir tek Mimar Sinan'la övünmenin yeterli olmadığını kaydetti. Biraz daha rant elde etmek için emsal değerini artırma mantığından vazgeçilmesini isteyen Başbakan, emsal değerler konusunda dikkatli davranılmasını isteyerek sözlerine şöyle devam etti:

 "Çeşitli plan notlarıyla emsallerle oynayanlar var, belediyelerin içinde bunu görüyorum. AK Parti olarak 3 emsal, azami ilkemiz olmalıdır. Plan notlarıyla oynamak suretiyle eğer siz bunu 7'ye çıkarıyorsanız 6'ya çıkarıyorsanız arkadaşlar tarih sizi affetmez, bu millet sizi affetmez. Asla bunlarla oynama noktasına girmeyin, bizim bunlara ihtiyacımız yok. AK Partili belediyeler örnek olmalı. AK Partili belediyeler tarihin alkışladığı belediyeler olmalıdır. Denizlerimizi, sahillerimizi tehdit etmemeliyiz, en ideali ile bunu yapmalıyız. Üniversitelerden bize böyle mimarlar, şehir planlamacıları, mühendisler yetiştirmesini rica ediyorum. İnşaa ile idraki harmanlamış, taşa bir yapı malzemesi olarak değil, anlam taşıyan bir varlık olarak bakan, taşa anlam katan, ruh katan, estetik katan mezunlarımız olmalı. Belediye başkanı bir siyasi irade olarak asla bürokratik oligarşinin oyuncağı haline gelmemeli."