MHP'den Öcalan açıklaması
MHP Genel Sekreteri Büyükataman, Erdoğan'ın 57'inci Hükümet dönemine ilişkin değerlendirmelerine yazılı açıklamayla cevap verdi.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ANKARA - Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan hakkındaki idam kararının uygulanmama süreciyle ilgili olarak, "MHP, Öcalan'ı ipten kurtarma operasyonuna tek başına ve sonuna kadar karşı çıkmıştır. Bu durum 57. Hükümet ortaklarımızla bir yol ayrımına gelinmesinde başlıca etken olmuştur" ifadesini kullandı.
MHP Genel Sekreteri Büyükataman, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün partisinin 4. Antalya il kongresinde MHP'nin de iktidar ortağı olduğu 57'inci Hükümet dönemine ilişkin değerlendirmelerine yazılı açıklamayla cevap verdi.
MHP'li Büyükataman, Başbakan Erdoğan'ın, teröristbaşı Abdullah Öcalan hakkındaki idam kararının bekletilmesi yönündeki dönemin Hükümet ortakları arasındaki protokole atıfta bulunan sözlerine tepki gösterdi.
Öcalan'ı idamdan kurtaran süreç 1997'de başladı
Başbakan Erdoğan'ın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yönelik, "Beni konuşturma, imzalar elimizde. Öcalan'ı idamdan sen kurtardın" ifadesi karşısında Büyükataman, "MHP, Öcalan'ı ipten kurtarma operasyonuna tek başına ve sonuna kadar karşı çıkmıştır. Bu durum 57. Hükümet ortaklarımızla bir yol ayrımına gelinmesinde başlıca etken olmuştur" değerlendirmesinde bulundu.
Büyükataman, Öcalan'ı idamdan kurtaran sürecin 1997 yılında başladığını kaydederek, "Öcalan'ı daha yakalanmadan idamdan kurtaran süreç, 1997'de Türkiye'nin AİHM'in yargı yetkisini daimi olarak kabul ettiği protokolle başlamıştır. 1997 yılında Türkiye, İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11 no'lu protokolünü imzalayarak, kabul etmiş ve 1997 yılında kabul edilen bu protokolle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin yargı yetkisini daimi olarak kabul etmiştir" ifadesini kullandı.
Sözkonusu protokolün, AİHM'in yargı yetkisinin daimi olarak kabul edileceğini, ölüm cezasını kaldıracağını ve hiç kimsenin bu cezaya çarptırılmayacağını, mevcut idam kararlarının infaz edilmeyeceğini taahhüt ettiğine dikkati çeken Büyükataman, bu protokolün sonucunda teröristbaşı Öcalan'ın mahkemeye başvuru hakkı elde ettiğini ifade etti.
Büyükataman, 29 Haziran 1999 tarihinde Abdullah Öcalan'ın TCK'nın 125. maddesine göre ölüm cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, 25 Kasım 1999 tarihinde Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin, teröristbaşı hakkında verilen idam cezasını oy birliği ile onadığını ve bu süreçten sonra Öcalan'ın 25 Kasım 1999'da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurduğunu hatırlattı.
AİHM ihtiyati tedbir aldı
AİHM'in, 30 Kasım 1999 tarihi itibariyle başvuruyu incelemeye alıp, ihtiyati tedbir kararı alarak Türkiye'den, "Sözleşme hükümlerine başvuranın şikâyetinin kabul edilebilirliğini ve esasını etkin bir biçimde sonuçlandırana kadar, idam cezasının infaz edilmemesi için gerekli bütün adımlar atılmalı" talebinde bulunduğuna dikkati çeken Büyükataman, 1997 yılında imzalanan protokol gereği 3 Ağustos 2002'de TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen 4771 sayılı kanun ile idam cezasının kaldırıldığını hatırlattı.