Migros, sebze-meyveyi üreticiden almaya başlıyor
Yeni 'hal yasası' çerçevesinde Migros, sebze-meyveyi komisyoncusuz almaya başlayacak, tüm sağlık kontrollerini yapacak
İSTANBUL - Yeni dönemde iyi tarım uygulamalarına uygun üretim yapan yaklaşık 2 bin üreticiden alım yaparak, satın aldıkları meyve sebzeyi ilk etapta Migros ve Macrocenter mağazalarından tüketicilere ulaştıracaklarını bildiren Migros Ticaret Yönetim Kurulu Başkanı Bülend Özaydınlı, tüketicilerine sunacakları ürünlerde sağlık açısından tüm denetimlerin yapılacağını duyurdu.
Özaydınlı, Migros'un, yaş sebze ve meyvede AB standartlarını yakalayan "İyi Tarım Uygulamaları (İTU)" çerçevesinde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile işbirliğine gitmesine ilişkin düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, Bakanlığın iyi tarım için kendilerini teşvik ettiğini, bunun Türkiye için çok önemli bir başlangıç olduğunu söyledi.
Bu adımla Türkiye'de tarımın çağ atlayacağına inandıklarını, bu süreçte öncü rol üstlenmekten memnuniyet duyduklarını dile getiren Özaydınlı, "Üzerinde bir süredir çalışılan iyi tarım uygulamaları projesi meyvelerini verdi. Denendi ve şimdi yaygın bir uygulama alanı buluyor. İTU, tüketicilerimiz ile buluşmaya başladı" dedi.
Tüm Migros ve Macrocenter mağazalarında dökme ve paketli satılan sebze meyveyi İTU ile sertifikalandırılmış çiftçiden temin etme kararı aldıklarını belirten Özaydınlı, şöyle devam etti:
"Kuruluşumuzdan bu yana tarlayı bilen, çiftçiyi ve tarımı kucaklayan bir sistemimiz var. Ticaret sorumlulukla birlikte yürür. Tüketicinin verdiği mesajı satır aralarında görmek, bu mesajı üreticiye ileterek üretim standartlarını yukarıya çekmekte öncü rol almak, sorumlu perakendecinin görevidir. Migros, ilk kurulduğu günlerde henüz perakendede mağaza bile yokken, kamyonlarla şehre belli standartlarda ve uygun fiyatla ürün taşıyarak işe başladı. Migros'un kuruluşundan bugüne tarlayı bilen, o zamandan beri çiftçilerle tanışan, tarımı kucaklayan bir sistemi var. O gün Migros'un irtibatta olduğu çiftçilerden birçoğunun ikinci kuşak temsilcileri de bugün Migros ile birlikte çalışıyor. Yıllar geçti, kalite birimimiz ilk kez Türkiye'de hormon analizi yapmaya, zirai ilaç kalıntısını ölçmeye başladı. Mağazalarımızda 2007 yılında bazı ürün gruplarında izlenebilir tarımı başlattık. Amacımız çiftçinin alın terini boşa çıkarmadan, her zaman müşterimizin istediği kaliteli ve sağlıklı ürünleri onlara sunmak oldu."
Bu başlangıcın Türkiye'nin en önemli sosyal sorumluluk projelerinden biri olduğunu vurgulayan Özaydınlı, "Bu herkesi ilgilendiren bir projedir. Çiftçinin çocuğu da, müşterimizin çocuğu da yoğunluklu olarak meyve sebze ile besleniyor. Yarın yetişecek nesillerin yediği meyve sebze de bu topraklarda, kendi sularımızla yetişecek. Gelişmiş ülkelerdeki gibi İTU sertifikası ile kayıt ve denetim altında, her özelliği bilimsel verilerle incelenebilir olan meyve sebze, tamamen güvenli ve sağlıklı olacaktır" diye konuştu.
"Tarlada kalan mal tüm ülkenin zararıdır"
Bülend Özaydınlı, bu standartların çiftçinin gelişmiş standartları olduğunu, Türkiye'de böyle pek çok çiftçi bulunduğunu, Bakanlığın açtığı yolun şimdi bu standartları çoğunluğa taşıyacağını söyledi.
Türk perakende sektöründe en büyük meyve sebze satış hacmine sahip kanal olarak yılda 270 bin ton yaş meyve sebzeyi "Migros kalitesi" ile tüketicilere ulaştırdıklarını kaydeden Özaydınlı, "Türkiye'nin 71 ilinde ve yurt dışında 1.589 mağazamız var. Alıcı durumuna gelmemizin projeye çok önemli katkı sağlayacağını düşünüyoruz" dedi.
Verim artışı, teşvikler ve Migros Grubundan başlayarak üretilen malın hazır pazar bulmasının ürünlerin fiyatlarına da olumlu yansıyacağını ifade eden Özaydınlı, şöyle konuştu:
"Tarlada kalan mal sadece çiftçinin değil, tüm ülkenin zararıdır. Çiftçi bir kez zarara uğrarsa, öbür sene temkinli davranır. Bu kez de talep karşılıksız kalır, fiyatlar yükselir. Yüksek standartlar, düzenli üretim, güvenli tüketim pazarı geliştirecek ve fiyatları üreten, satan ve alan için uygun hale getirecektir. Yeni dönemde iyi tarım uygulamalarına uygun üretim yapan yaklaşık 2 bin üreticiden alım yaparak, satın aldığımız meyve sebzeyi ilk etapta Migros ve Macrocenter mağazalarından tüketicilerimize ulaştıracağız."
Her 5 kilogramlık alışverişin 1 kilosu meyve-sebze
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na ait İTU logosunun yüksek standartların ifadesi olduğuna, bu logonun gelişmiş ülkelerin standardında üretilip denetlenen ürünleri belirttiğine dikkat çeken Özaydınlı, "Çiftçilerimizin sayısı, sözleşmelerimizin sayısı arttıkça tüm formatlarımızda sebze meyvenin tamamı İTU logolu olacak" dedi.
Migros Ticaret Yönetim Kurulu Başkanı Özaydınlı, 70 milyonu aşkın nüfusuyla Türkiye'nin taze meyve sebze üretim ve tüketiminde büyük bir pazar konumunda olduğuna işaret ederek, İTU sertifikasyonunun yakında üretici ve satıcı zincirinde daha geniş bir tabana yayılacağına inandığını vurguladı.
Bülend Özaydınlı, Migros Grubu verilerine göre, her 5 kilogramlık alışverişin ortalama 1 kilogramının taze meyve ve sebzeden oluştuğunu, İTU standartları ile böylesine büyük ve tüketiciyi doğrudan ilgilendiren bir alanın kayıtlı, denetimli ve tamamen güvenilir hale geleceğini söyledi.
236 kriter
Verilen bilgiye göre; Tarım Bakanlığı'nın "güvenilir tarım, güvenilir gıda" için başlattığı iyi tarım uygulamaları (İTU) sistemi, 1997 yılında Avrupa Birliği ülkelerinde "EurepGap" adı ile başlayan, ardından "GlobalGap" adını alan standartların Türkiye'ye uyarlanmasını kapsıyor.
Sistem, tarım ürünlerinin en yüksek besin ve hijyenik değerde tüketiciye ulaşabilmesi için 236 farklı kriterin yerine getirilmesini öngörüyor. Buna göre üretimin her aşaması kayıt altına alınırken, üreticinin tarlaya atılacak tohumun seçiminden toprakta üretimin yapılmasının çevreye olası etkisine, kullanılacak ilacın standardından tarlada çalışan işçilerin sağlığına kadar çok sayıda kritere uygun hareket etmesi temin ediliyor. Türk meyve sebze üreticisinin özellikle dış pazarlardaki gücünü artırmak için sistemi hayata geçiren Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, sistemin yaygınlaşması için etkin çalışmalar yürütüyor.
Meyve sebzede ilaç kalıntısı, toprak ve su analizi gibi sorgu ve kayıtların zorunlu olduğu bir standart getiren ve denetleyen İTU, böylece denetimli ve kayıtlı üretimi sertifikalandırıyor.
Denetimler artacak
Sadece Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yetkilendirilen kuruluşların inceleyip sertifika verdiği üreticilerden meyve sebze satın alacak olan Migros'un tüketicilerine sunacağı ürünlerde sağlık açısından tüm denetimler yapılacak.
Ürünlerin üretiminde çalışan personel için de bir dizi prosedürün yerine getirilmesi gerekiyor. Sertifika sahibi üreticilerden, çalıştırdıkları personelin tamamını kayıt altına almaları beklenirken, tümü zorunlu rutin sağlık muayenesinden geçiriliyor.
Migros raflarına gelen İTU standartlı ürünlerin üretim aşamasında yapılacak her işlemin, çevreye olası zararı araştırılacak ve çevreye zarar verebilecek uygulamanın önüne geçilecek. Tarlalarda kullanılan tüm ambalaj ve kutular, atıklar, özel konteynerlarda toplanarak atık yönetimi sistemi ile değerlendirilecek.
İyi tarım uygulamalarında üreticinin, birim alandan en yüksek verim ve kaliteyi yakalayabilmesi için bir tarım danışmanı gözetiminde faaliyetlerini sürdürmesi öngörülüyor. Ayrıca üretim öncesi toprak ve su analizleri yapılarak, optimum verimi sağlayacak gübreleme ve sulama programı sağlanıyor.
Gen bankasında 60 binin üzerinde hazır tohum var
Migros'un düzenlediği toplantıda katılımcıların sorularını yanıtlayan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, hibrit sebze tohumuna ilişkin üretimin son 5 yılda yüzde 10'dan yüzde 30'a çıktığını belirtti.
Hibrit tohum üzerine üniversitelerle beraber çalışmalarını sürdürdüklerini dile getiren Eker, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin kendisinde bunların üretilmesine önem veriyoruz. 2012 itibariyle bu yüzde 60'a çıkacak. Açıkta yetiştirilen sebzelerin tohumlarında yerli tohum kullanma oranı yüzde 80. Zaman Zaman kamuoyunda tartışıldığı gibi çok da fazla endişe edecek bir şey yok. Biz hibrit sebze tohumunu şu anda çok geliştiriyoruz. Bizim gen bankamızda Türkiye'de binlerce çeşit tohum var. Dünyanın üçüncü büyük gen bankasını kurduk. Önümüzdeki birkaç hafta içerisinde açılışını yapacağız. 60 bin çeşidin üzerinde elimizde hazır tohum var."
Bakan Eker, bir gazetecinin "Alo Gıda hattı sayesinde oluşturduğunuz ürün haritasının meyvelerini mi topluyorsunuz?" sorusunu da "Tarım havzaları projeleri bizim 3 senedir üzerinde çalıştığımız bir projeydi. Türkiye'nin neresinde yüksek verimlilikte hangi ürünler yetişir bunu biliyoruz. Bu sene desteklemelerimizi de bu projemiz içerisinde hayata geçiriyoruz. Bu tür projelerle de tüketiciye yansıyan taraflarını görmüş oluyoruz" şeklinde yanıtladı.
Antalyalı çiftçi, ürününü doğrudan Migros'a satıyor
Mehdi Eker, etkinlikte Antalyalı bir üretici olan Ramazan Balık ile telekonferans yöntemiyle konuşarak, Balık'a "Sen İyi Tarım Uygulaması ile ilgili sözleşme yaptın mı Ramazan?" sorusunu yöneltti.
Bakan Eker'e önce "Sayın Başbakanım" diye hitap eden Balık, sözleşme yaptığını ifade etti.
Bundan dolayı memnun olduğunu dile getiren çiftçi Balık, "Sayın Bakanım, direkt tarladan soframıza zirai danışmanlarımızın izniyle ürünlerimizi sunuyoruz. Malımızı Avrupa'ya da satıyoruz. Migros'a da satıyoruz Sayın Bakanım" diye konuştu.
Bakan Eker'in bu sene ne kadar üretim yaptığına ilişkin sorusu üzerine de Balık, 100 ton domates üretimi yaptığını kaydetti.
Eker'in "Bizden bir isteğiniz var mı Ramazan?" sorusu üzerine ise Ramazan Balık, "Sizi Antalya'ya bekliyorum. Kendi ellerimle iyi tarım uygulamasından çoban salatası yaparım. Bol bol yersiniz. Gözleme, ayran da yaparız Sayın Bakanım" dedi.
Toplantıda Migros Ticaret Yönetim Kurulu Başkanı Bülend Özaydınlı da "Fiyat konusunda nasıl bir fark oluşacak?" sorusuna, şu anda Migros mağazalarında satılan sertifikalı tüm ürünlerin fiyatında bu uygulama nedeniyle bir artış olmadığı, aksine, önümüzdeki dönemlerde maliyet unsurlarının kontrol altına alınacak olmasından dolayı fiyatlarda gerileme bekledikleri yanıtını verdi.