Mobil eksenli dünyanın aktif markaları

2017’de dünya nüfusunun yüzde 70’inin akıllı telefona sahip olacak olması ‘mobil’i gündemimizin baş köşesine oturttu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

sevda-001.jpg

ABD’nin büyük şehirlerinden Chicago’nın ünlü Shakespeare Tiyatrosu uzun süredir düşen izleyici rakamlarından dolayı büyük sıkıntı yaşıyordu. Öyle ki oyun sahneleyecek bütçeleri giderek düşüyor, tiyatronun kapısına kilit vurulması bile gündeme geliyordu. Yaratıcı bir yolla izleyicilere tiyatronun öneminin hatırlatılması gerekiyordu… Tiyatro, Sanat Enstitüsü ile bir işbirliğine gitmeye karar verdi. Enstitü, tiyatronun sahnelediği ‘George ile Parkta Bir Pazar Günü’ adlı oyuna ilham veren ressam George Seurat’ın ‘Grande Jatte Adası’nda Bir Pazar Öğleden Sonrası’ tablosuna ev sahipliği yapıyordu. Enstitünün kabul etmesiyle tablonun sahte bir versiyonu hazırlandı. 1800’lü yılların sonunda parkta bir pazar günü geçiren insanların resmedildiği tablodaki insanların bir kısmı tablodan silindi ve orjinalin yerine sahte versiyon asıldı. Oyun günü tiyatrocular orijinal oyun kostümleriyle müzede belirip, kayıp insanların olduğu tablonun önünde bir performans gerçekleştirerek, müzeyi gezenleri hayranlık içinde bıraktı. Adeta tablodaki silinmiş kişiler gerçek hayattaydı… Performansın videosu ucunda bir Paris seyahati kazanma şansı olan bir SMS yarışması kurgulanarak çok sayıda kişiye ulaştı… Sonuç büyük bir başarıydı. Medya haberi çok sevdi, videoyu paylaşan binlerce kişi aracılığı ile 8 milyondan fazla medya görüntülenme kaydedildi, tiyatroya olan ilgi ise patladı…Gözümüzün baktığı yerde olmak isteyen markalar için mobil evrenin kapıları çoktan aralandı. Sırada ise yaratıcılığı zorlamak var… 

Günde 150 kez telefona bakıyoruz 

Bugün ‘mobil’ pazarlama iletişimi sahnesinde en çok tartışılan konulardan biri.. eMarketer araştırmasına göre mobil video harcamaları bu yıl sadece ABD’de 518 milyon dolar olacak ve 2016 yılında da 2.1 milyar dolara çıkması öngörülüyor… Eylül ayı ile birlikte başlayan seminer, zirve, konferans gibi çok sayıda toplantının gündem maddesi mobilin geleceği, pazarlama dünyasında nasıl daha efektif kullanılacağı… Geçtiğimiz günlerde düzenlenen İnteraktif Pazarlama Zirvesi uluslararası arenadeki yerkin isimlere bu konuda söz veren bir diğer toplantıydı… Mobil Pazarlama Derneği yöneticilerinden Chris Babayode, 2017’de dünya nüfusunun yüzde 70’inin akıllı telefonu olacağını söyledi ve bunun yaratacağı fırsatlar üzerine bir sunum yaptı. 2014 yılının mobilde çok büyük bir sene olduğunu anlatan Babayode, “İlk kez akıllı telefon birinci ekran haline geldi. Türkiye oraya varmak üzere” diye konuştu. Müzik tanıma uygulaması Shazam’ın EMEA Bölgesi Reklam Direktörü Josh Partridge ise günde ortalama 150 kez akıllı telefonlara baktığımızı belirttiği konuşmasında çoklu ekran olarak deneyimine yönelik ilginç bilgiler verdi…Partridge şöyle devam etti: “İkinci ekran deneyimi aslında yeni bir şey değil; biz bunu bir yandan TV izlerken gazete okuyarak da yapıyorduk. Ancak artık günde ortalama 150 kez akıllı telefonlarına bakan insanlar olduk. Bu nedenle akıllı telefonlar da ilk kez 2014’te birinci ekran haline geldi. Nasıl arama yaptığımız bile değişti. Eskiden telefonlarımızda arama motorlarını kullanırken, şimdi daha çok uygulamalarda vakit geçiriyoruz. Bunun da pazarlamacılara sunduğu bazı fırsatlar var.” 

Mobil uygulamalar artıyor 

Forrester Research 2014 yılında, yeni mobil merkezli reklam biçimlerinin büyümeye devam edeceğine ve mobil video yatırımlarının daha çok artacağına dikkat çekiyor. Yine Yankee Group’a göre, bu yıl mobil video izleme oranı ilk defa masaüstü bilgisayardan video izleme oranına eşitlenecek. Hızlı kablosuz ağların, daha akıllı mobil telefonların kullanımlarının yaygınlaşması ve mobil internet fiyatlarının daha uygun olmaya başlamasıyla insanların videoları mobil cihazlarından izlemeye teşvik etmeye başladı bile. Facebook’un Instagram’a entegre ettiği video yükleme özelliği başarısı, Twitter’ın 6 saniyelik video platformu Vine ile başarısı pazarlama sektörüne yeni soluklar getirdi bile… Müzik tanıma uygulaması Shazam ise ünlü şarkıcı Demi Lovato ile yaptığı mobil kampanya ile şarkıcının turne rotasını belirlemesini sağlayarak bir ilke imza attı… 

Kral tüketici ısrardan kaçıyor 

Öte yandan markaların mobil pazarlama olarak tüketicilerini bezdirici SMS’ler atmasından daha yaratıcı yollara başvurması şart. Çünkü kral olarak etiketlediğimiz yeni tüketici ısrardan, bezdirici yaklaşımlardan ve tekdüzelikten çok hoşlanmıyor. Genele reklam vermek yerine kişisel tercihlere yönelen, mesajlarını tüketicilerinin hayat tarzlarına uygun yer ve zamanda veren markaların şansı çok daha fazla yüksek. Ayrıca 1994 ve sonrasında doğanların oluşturduğu ve Türkiye’deki nüfusu 2 milyona yaklaşan mobil neslin önümüzdeki 10 yıl içinde 20 milyonu aşacağını düşünürsek, bu yeni neslin beklentilerini iyi anlamakta fayda var. Mobil nesil anlık yaşıyor, kararlarını anlık veriyor, gündemi anlık değiştiriyor. Aldıkları mesaj yaşadıkları anla ilgili değilse, o anda yok olup gidiyor. Fakat onlarla beraber anı yakalayan markalara da sadakatleri bir o kadar yüksek oluyor. Ayrıca mobil neslin aslında bir ürün değil, bir hayat tarzı satın almayı beklediği unutulmamalı. Bu hayat tarzına yön verenler ise genelde rol modelleri… 

Durum pazarlamada mobilin önemi 

Tüketicilerin içinde bulunduğu duruma yönelik ilişkin bilgiler, pazarlama açısından hayati önem taşıyor. Zira satın alma kararları çoğunlukla tüketicinin çevresinde olup bitenlerle göre şekilleniyor. O çevreyi iyi anlamak için ise akıllı telefonların önemi yadsınamaz. Ayrıca mobil nesil tek bir ekrandan değil, kavramsal adıyla “çoklu ekran” üzerinden ve sosyal medya aracılığıyla dünyaya bağlanıyor. Zira yeni nesil tüketiciler dikkatlerinin tamamını tek bir ekrana veremeyecek kadar dinamik. Sosyal medya ikonlanyla ve kampanyalarıyla mobil nesile ulaşmaya çalışan markaların alışveriş deneyimini farklı ekranlardan yaşatması ayırt edici bir özellik olarak öne çıkıyor. 

Günün sonunda mobilin tüketicilerin DNA’sını keşfetmede anahtar olduğunu gören markalar çoktan harekete geçti. Gözün baktığı yerde olmak isteyen markalar, hedef kitlelerini büyük veri aracılığıyla belirleyip harekete geçiyor. Öyle görünüyor ki ‘Hız’ın her şeyden önemli hale geldiği dünyamızda, mobilin önemini önce keşfeden markalar içinde başarı grafiği hızla çizilecek…

Beacon dönemi başladı 

Yalnızca önünden geçtiği kafenin sizi algılamasını ister misiniz? Veya mağazaya girdiğinizde, telefonunuzdaki uygulama mağazanın dijital sistemine geldiğinizi haber vermesini? Artık sadece birkaç metrelik sapmalarla müşterinin lokasyon verisini tespit etmek mümkün. Beacon adı verilen mikro lokasyon teknolojisi sayesinde artık nokta atışı yapabiliyorsunuz. Beacon, yeni nesil bluetooth teknolojisi sayesinde, tanımlanan alan içerisindeki akıllı cihazların varlığını bağlı bulunduğu sisteme haber veren bir cihaz. Cihaz sahiplerinin bilgilerinin mağaza sistemleri tarafından anlık olarak analiz edilmesini ve markanın, cihaz sahibi tüketiciye özel teklifl er sunmasını sağlıyor. Beacon’lar, küçük, pratik, gerekirse taşınabilir, kurması, yönetmesi kolay cihazlar. Her geçen gün yeni tasarımları pazara sürülüyor. Kapsama alanlan ortalama 30-35 metre civarında, çevrelerine sinyal yayıyorlar. Beacon İngilizcede “deniz feneri” anlamına geliyor ve cihaz da aynen bir fener gibi, sinyali verse de kendisine yakınlaşan diğer varlıkları hissedemiyor.