Montaj sanayii ve ülkemiz
İhap SUBAŞI
Montaj sanayinin, dünya ekonomisinde yeri çok büyüktür. Avrupa'da gümrüklü serbest bölgeler oluşturulmuş, montaj sanayiine çok büyük imkanlar tanınmıştır. Rusya, montaj sanayii sayesinde, fezaya astronot yolladığı unutulmamalıdır. Tabii ki, bu sanayiyi işletmek, yanında, önemli faktör olarak, yerli sanayinin gelişmesine olanak tanımak gerekir. Yerli sanayiye yardımcı olabilecek, kararlar ve tedbirler alınması lazımdır. Ülkemizde çeşitli, değişik marka, otomobil montaj sanayii sayesinde, üretilip, ihraç edilmektedir. Montaj sanayii bu kulvarda ithal parçaları yoğun şekilde kullanılmaktadır. Montaj sanayiinde kullanılan parçaların, tümünü maalesef ithal ettiğimizi, yerli sanayimizdeki tek bir parça kullanmadığımızı, üzülerek belirtmek isterim.
Montaj sanayimiz, bizi esasında ekonomik olarak çok büyük, yerlere taşır. Amma gel gör ki, bu günkü dağınıklık, bu sanayinin bize getireceği faydalardan yerli parçaları soyutlamamız, nedeniyle, ideal bir çalışma ortamı oluşturmamız, ekonomimizi zora sokmuştur. Bu yoldaki hareketimiz, yerli sanayimizi askıya alıp, ithalatla, üretim yaptığımız böylece döviz çıkışını önleyemediğimiz için ülke ekonomisinin montaj sanayiinden döviz yönüyle faydalanmasını önlemiş olmuştur. Global ekonomi, prensipte, uluslararası, ekonomik faydalar içeren bir sistemdir.
Ama ülkemizin ince ve hassas, uyulması gereken ekonomik prensiplere sahip olunmasını içerir olmaması, bizi zarardide etmektedir.
Bir otomobilin, ihracından ne gibi döviz getirisine sahibiz, denilince, işçilik getirisinden başka bir döviz kazancı olabildiğini sanmıyorum. Bu ince hesaplar bizi kârlılığa taşıyacaksa, ithal parçadaki gerekliliğin, yerli sanayiden giderilerek karşılanması bu yolda önemli tedbirler alınması gerekir. Montaj sanayiinden, ülke ekonomisi için, yerli sanayinin, gelişmesine vesile olur mantığıyla yola çıkılmalıdır. Yoksa dışardan ithal ederek. Montajın ülke ekonomisine işçilik yönüyle bir faydası olur ki, bu da ideal bir çalışma sonucu olamaz. Ülkemize ithal girişimlerin yerli parçalardan istifade ederek fayda getirebilmesi için, daha planlı, daha organize ve bilinçli hareket edebilmeliyiz. Bir buzdolabı, bir yıkama makinesi, ütü vs. beyaz ev eşyalarının bitirilmiş mal ithalatından soyutlanıp, yerli montajına kendi imalatımız sanayii parçalarının da katkısı ile yapılmalıdır. Belki de bu yol takip edilirse seneler sonra, hiçbir parça ithal etmeden, ünite yapılıp, tüketici emrine sunulabilir. İşte o zaman montaj sanayii ülke menfaatine uygun ideal bir duruma kavuşur. Yoksa bu gidişle, ihracatımız, patladı şu kadar döviz girişi oldu sözleri havada kalır. Ve şu kadar döviz girdisi oldu, ne kadar döviz çıkışı oldu. Bu sanayii içinde bunun çok iyi hesap edilmesi gerekir. Bir beyanat veriliyor. şu kadar ihracat oldu, bu kadar döviz geldi. Peki, bu harekete, ne kadar döviz çıkışı yaptık, bunun hesabını kim yapar, iyi hesaplanarak yapılması gerekmez mi? Gerekli tedbirleri alarak, döviz transferini nasıl azaltabileceğiz yolunda çalışmalar yapılmalıdır. Tüm bu sorunlar demeti "dedi idi, söyledi idi" sözlerinden çıkarılıp montaj sanayii de doğruyu yeni yapılanmaya ve planlamaya ihtiyacı vardır. Biz bunu bir an önce başarmalıyız. Yoksa yalnız çıkar için çalışarak ülke ekonomisini feraha kavuşturup, bir yere taşıyamayız.