”Muhalefet ile çeteler arasındaki sınır ayırımını yapmak zor”
Bakan Bağış, "Mühimmatla yakalanan, kişilerin avukatlığına soyunmuş bir muhalefetle AB standartlarında bir ülke olmak zor" dedi
İSTANBUL - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Bazen Türkiye'de muhalefet ile çeteler arasındaki sınırın nerede olduğunu anlamakta zorlanıyoruz. Çünkü mühimmatla, silahlarla yakalanan, devleti yıkmaya yönelik ve kendi kafalarına göre çetelerin yönettiği bir rejime kaydırma çabası içinde olan kişilerin avukatlığına soyunmuş bir muhalefetle Türkiye'nin demokratik standartlarda, AB standartlarında bir ülke olması kolay bir süreç değil" dedi.
Ekonomi Gazetecileri Derneği ile sohbet toplantısında bir araya gelen Bağış, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AB üyelik sürecine değinerek, ayrıcalıklı, nitelikli ortaklık veya farklı bir üyelik statüsü gibi kavramların müktesebatta yerinin bile olmadığını, bundan dolayı hedeflere kitlendiklerini söyledi.
Bağış, hükümet olarak yapılması gereken reformları gerçekleştirdiklerini, bunu da AB'deki bazı yetkilileri memnun etmek için değil, kendilerini iktidara taşıyan Türk insanını hak ettiği standartlara kavuşturmak için yaptıklarını kaydetti.
Avrupa'daki siyasilerin bazen moralleri bozan açıklamalarının geçici söylemler olduğunu, bunların hiçbir kalıcılık içermediğini belirten Bağış, "Hatta Türkiye'nin AB'ye üyeliğine karşı çıkan yabancılar, yarım saat sonra gelip Türk ekonomisinden ihale beklediklerini ifade etmektedirler" diye konuştu.
"Zaman lehimize ilerliyor"
Zamanın Türkiye'nin lehine ilerlediğini, bugün açıklanacak İlerleme Raporu'nda Türkiye'nin ekonomik anlamda son dönemde attığı pozitif adımların değerlendirileceğine inandığını vurgulayan Bağış, şöyle devam etti:
"Kendi ülkemiz içinde sıkıntılar mutlaka olacaktır. Ama ülke olarak çok büyük sıkıntıları aşmış bir milletiz. Bu çerçevede Türkiye'de iktidarıyla, muhalefetiyle el ele vererek bu sorunları aşmamız gerekir. Ancak bazen Türkiye'de muhalefet ile çeteler arasındaki sınırın nerede olduğunu anlamakta zorlanıyoruz. Çünkü mühimmatla, silahlarla yakalanan, devleti yıkmaya yönelik ve kendi kafalarına göre çetelerin yönettiği bir rejime kaydırma çabası içinde olan kişilerin avukatlığına soyunmuş bir muhalefetle Türkiye'nin demokratik standartlarda, AB standartlarında bir ülke olması kolay bir süreç değil. Herkes hata yapabilir, hatalardan dönmek de bir erdemdir. Muhalefet liderlerimizin de Türkiye'nin daha demokratik, daha şeffaf, daha kalkınmaya kitlenmiş bir ülke olmasına katkıda bulunacaklarını, Türkiye'nin bugüne kadar birçok sorunu çözen yapısının güçlendirilerek hep beraber diğer sorunlarını da çözebileceğini ümit ediyorum. Artık Türkiye'de kan akmasın, kimsenin yarınlardan korkusu olmasın."
"Atatürk hepimizin ortak paydası"
Egemen Bağış, İlerleme Raporu'na ilişkin bir soru üzerine ise konuyla ilgili bugün saat 15.00'de Ankara'da bir değerlendirme toplantısı yapılacağını, raporun bir nevi Türkiye'nin fotoğrafını çeker nitelikte olduğunu söyledi.
İlerleme Raporu taslağında yer verilen, Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun'a ilişkin ifadelere dair soruyu ise Bağış, şöyle yanıtladı:
"Bu ülkede herkesin bilmesi gereken bir gerçek varsa; Atatürk hepimizin ortak paydasıdır. Türkiye'de hiç kimse Atatürk'e hakaret edemez, hiç kimse de buna göz yummaz. Ama Atatürk'e hakaret ile eleştiri arasındaki farkı yorumlamak da Türk hakim ve savcılarına önemli görevler düşmektedir. Raporun dokunduğu konu, hakimlerimizin ve savcılarımızın yorumlamasıyla ilgili olabilir diye düşünüyorum. Ama şundan hiç kimsenin şüphesi olmasın; bu iktidar veya herhangi bir iktidar, bu konuda herhangi bir siyasi parti ayrımı olamaz, Atatürk hepimizin ortak paydasıdır. Bayrağımız, kültürümüz, dilimiz gibi... Hiç kimse ama hiç kimse Atatürk'e hakaret edemez, ettirtmeyiz."
Kıbrıs meselesi
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, Kıbrıs konusuna ilişkin bir soru üzerine de Türkiye'ye bu konuda taahhütler verildiğini, Türkiye'nin de verdiği taahhütler bulunduğunu belirterek, söz konusu taahhütlerin karşılıklı olarak eşzamanlı yerine getirilmesi durumunda Türkiye'nin Kıbrıs konusunda adım atmaya hazır olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin, iki liderin Adada toplumlarına kabul ettirebilecekleri her çözümü destekleyeceğini ve her çözümün arkasında olacağını dile getiren Bağış, Kuzey Kıbrıs'a yönelik izolasyonun son bulması, uygulanan haksız ambargonun kaldırılması durumunda Kıbrıs Rum Kesimine ait gemi ve uçaklara limanların açılmasının mümkün olacağını söyledi.
"Hepsine yetişemez"
Egemen Bağış, seçimden sonra Almanya'nın Türkiye'nin üyeliğine yaklaşımıyla ilgili soru üzerine ise iktidar ortağı olacak Liberal Parti'nin Türkiye'nin tam üyelik hedefiyle koalisyon hükümet programı içinde gerekli hassasiyeti göstereceğine inandığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Dün Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Cem Toker ile de görüşme yaptım. Sonuçta bu milli bir meseledir. Kendisinin de bu konuda temaslarda bulunmasını istedim. O da büyük bir memnuniyetle 'Türkiye'nin AB üyeliğini biz de destekliyoruz. Tabii ki üzerimize düşeni yaparız' dedi. Türkiye'deki her siyasi partinin Avrupa'daki muadili olan partilerle ilişkisi çok önemli.
Gönül isterdi ki, CHP de Sosyalist Enternasyonal tarafından dışlanan bir parti olmasın, onlarla ilişkileri daha güçlü olsun, o çerçevede Türkiye'nin AB üyeliğine destek versin. Keşke onların toplantılarına daha sık katılsalar, orada Türkiye'nin tezlerini dile getirsinler. AK Parti'nin hepsine yetişme şansı yok. Hem muhafazakarlarla, hem liberallerle, hem sosyal demokratlarla maalesef 7 yılda bütün ilişkileri AK Parti olarak biz götürmeye çalışıyoruz. Türkiye'nin AB üyelik süreci, muhalefetin de destek vermek istediği bir süreçtir. O çerçevede herkesin üzerine düşeni yapması gerekir."
Milli maç
Bağış, bugün Bursa'da oynanacak Türkiye-Ermenistan maçı ile ilgili de "Centilmence, sportif bir karşılaşma olmasını temenni ediyorum. Ben Bursa damadıyım. Bursalı hemşehrilerimin Bursa'daki maçta kendilerine tarihin verdiği konukseverlik ve iyi ev sahipliği özelliğini bir kez daha ortaya koyacaklarına inanıyorum" dedi.
@page@
"Hedef tam üyelik"
Bağış, Türkiye'de AB ile müzakereler bitirildiğinde referandum yapmak zorunda olduklarını belirterek, "O zaman belki Norveçliler gibi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da 'hayır üye olmayalım' diyebilir. Ancak bugünkü hükümetin de bugünkü toplumun büyük kısmının da hedefi AB tam üyeliğidir" dedi.
Ekonomi Gazetecileri Derneği ile bir araya geldiği toplantıda soruları yanıtlayan Bağış, Türkiye'de AB'ye üyelikle ilgili referandum yapılmasının gerekip gerekmediği yönündeki soru üzerine, buna o günkü Türk milletinin karar vereceğini söyledi.
"İstikrarsız bir Türkiye AB'nin kabusu olur"
Hükümetin AB'ye üyelik süreci çalışmalarına değinen Bağış, "2002'de iktidara geldikten sonra bizim kara kaşımıza, kara gözümüze 2004'te bize müzakere tarihi vermediler. 2002-2004 arasında Meclis'in ortaya koyduğu performans sayesinde... Yapılan anayasa değişikliğiyle, yasa değişiklikleriyle, reformlarla, zihniyet değişikliğiyle biz o müzakere tarihini söke söke aldık. Bize müzakere tarihi vermemek, Avrupa'nın üzerine kurulu olduğu bütün değerleri yok saymak anlamına gelir. Türkiye'nin önünü, kilidini açacak tek anahtar reformlardır. İstikrarsız bir Türkiye Avrupa'nın kabusu olur" şeklinde konuştu.
Açılım
Demokratik açılıma da değinen Bağış, bunun Türkiye'de sadece belli bir kesime yönelik bir açılım olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
"Türkiye'de demokratik hakları bir şekilde sınırlandırılmış çok farklı kesimler var. Türkiye'nin azınlıkları var, Kürt vatandaşlarımız var, aleviler var, kadınlarımız var, işçilerimiz var, memurlarımız var, çocuklarımız var... Bu demokratik açılım bir paket değil, bir süreç... Bu süreci Türkiye'de demokratik hakları sınırlandırılmış herkesin sınırlarını genişletmek ve Türkiye'mizin demokrasisinin, ifade özgürlüğünün, insan haklarının Avrupa standartlarında bir noktaya gelmesini sağlamak olarak görüyorum. Her şeyi kapsayacağı için birleştirici bir süreç olacaktır. Şu anda kan aktığı için, gençlerimizin hayatlarını kaybetmesine sebep olduğu için terör sorunu bu işin birinci maddesi, ama konusu bu değil. Bu yeni başlayacak olan bir süreç de değil. 2002'den beri devam edegelen bir süreç."
Ermenistan meselesi
Egemen Bağış, Ermenistan ile ilgili bir soruya ise "Ermenistan için de bu süreç kolay bir süreç değil. Diasporanın, Ermenistan muhalefetinin yaptıklarını görüyorsunuz. Ümit ediyorum ki Ermenistan, protokol imzalamada ortaya koyduğu cesareti, işgal ettiği Azeri topraklarından çekilmede de gösterir" yanıtını verdi.
"Meclis'te hava nasıl" sorusuna ise Bağış, esprili bir şekilde "Meclis biraz havasız. Genel Kurul'un çok ağır, basık bir havası var. Orayı biraz ışıklandırma mı, havalandırma mı yapmak lazım" karşılığını verdi.
İsrail
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, bir gazetecinin "İsrail ile yaşanan tatbikat krizi"ne ilişkin görüşünü sorması üzerine, "Bunun İsrail'e yönelik bir şey olduğunu zannetmiyorum. Bu konuda Dışişleri Bakanlığı da bir açıklama yaptı zaten. Ama İsrail'in de Gazze'de yaptıklarını unutmamız mümkün değil. İsrail'in bu konuda bir mesuliyet sergilemesi gerektiğini, özellikle yeni hükümetin Gazze'deki insanlık dışı saldırıları gerçekleştiren bir önceki hükümetin hatalarını kabul ettiğini, siyasi politika değişikliğine gittiğini göstermesi gerekir diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.