Mülteciler için yüzde 10 kotası

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, Suriyeli mültecilerin çalıştıkların işyerlerindeki toplam çalışan sayısının yüzde 10'u geçemeyeceğini açıkladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Suriyeli mültecilerin İçişleri tarafındanv erilen kimlikle çalışma hakkına sahip olacaklarını belirten Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, mültecilerin çalıştıkların işyerlerindeki toplam çalışan sayısının yüzde 10'u geçemeyeceğini ifade etti.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken, gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Toplantıda reform paketlerindeki önemli konuların gündeme alındığını ve yasal düzenlemelere son şeklinin verilmesine yönelik müzakerelerin yapıldığını ifade eden Kurtulmuş, gelecek günlerde bunlarla ilgili Bakanlar Kurulu kararının Meclis'e gönderileceğini söyledi.

"Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu kurulacak"

Bu konuların arasında Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun kurulmasıyla ilgili yasal düzenlemenin bulunduğunu belirten Numan Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Türkiye'de İnsan Hakları Kurumu vardı, ayrıca adaletsizlik ve ayrımcılıkla mücadeleyle ilgili başka bir kurum vardı. Bunların birleştirilerek yeni bir kurul haline getirilmesiyle ilgili çok detaylı bir çalışma. Reformla ilgili bakanlıklar arasındaki detaylı bir çalışma yapılarak bugün son şekli verilmiş oldu. İnsan hakları ihlallerinin önlenmesi bu kurulun amaçlarından birisi. Bir diğer amacı ayrımcılıkla mücadele edilmesi, ayrımcılığın önlenmesi ve ayrımcılığın sonuçlarının giderilmesi. Önlemeye çalıştığı üçüncü temel alan ise işkencenin önlenmesi. AK Parti hükümetleri kuruluşundan bu yana, 'işkenceye sıfır tolerans' politikasıyla Türkiye'de insan hakları ihlallerinin mümkün olduğunca azaltılabilmesi için fevkalade hızlı bir perspektifle hareket etti."

"Bir mahkeme ve üst kurul değildir"

Kurtulmuş, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu'nun çalışmalarının mal ve hizmetlere, sosyal hizmetlere erişim ve istihdam konusunda kamu ve özel sektörde karşılaşılabilecek olası insan hakları ihlalleri ve ayrımcılığa karşı düzenleyici bir kurul olarak çalışacağını dile getirerek, "Bu kurul, bir düzenleyici kuruldur. Yoksa bu kurulun amacı yasamaya, yürütmeye, yargıya müdahale ederek onların fonksiyonlarını yerine getirmek değildir. Bir mahkeme değildir, bir üst kurul değildir. Bu çerçevede düzenleyici bir kurul olarak yasama, yürütme ve yargının içinde mümkün olabilecek olan bu alanlardaki ihlallere karşı düzenleyici bir fonksiyon icra edecektir, yoksa ikame edici bir rolü yoktur" ifadelerini kullandı.

Ar-Ge reform paketi

Toplantıda ele alınan konular arasında Ar-Ge reform paketinin de bulunduğunu ifade eden Kurtulmuş, 64. Hükümet'in ekonomide çok önemli bir faz değişikliğine gittiğini belirtti. 

Ekonomide sadece makro dengeler ve makro ihtiyati tedbirlerle yol alınması ve Türkiye'nin nitelikli büyümeyi sağlamasının mümkün olmadığına dikkati çeken Kurtulmuş, "Bunun için Türkiye hem nitelikli büyümeyi sağlamak hem nitelikli büyümeyi sürdürmek hem de Türkiye'nin olası bir orta gelir tuzağına düşme riskini ortadan kaldırmak için gerçekten Ar-Ge'de çok önemli, devrim niteliğinde adımlar atmaya ihtiyacı vardır" diye konuştu.

Kurtulmuş, bu kapsamda Türkiye'nin Ar-Ge alanında 2002'den 2014'e kadar çok önemli gelişmeler kaydettiğini belirterek, "Ne yazık ki sonuç yeterli değildir. 2002'de Türkiye'nin gayri safi yurtiçi hasılasının sadece yüzde 0,53'ü Ar-Ge'ye giderken, bu rakam 2014 itibarıyla yüzde 1,03'e çıkmıştır. Evet, yükseliş yüzde 100'den fazladır ama Türkiye için yeterli değildir. 2023 hedefimiz için Türkiye'nin Ar-Ge'ye ayırmış olduğu gayri safi yurtiçi hasıla içerisindeki payının yüzde 3 seviyesine çıkmasıdır" dedi.

Kurtulmuş, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ile Ar-Ge Reform Programını Bakanlar Kurulu gündemine almış, kararlaştırmış. Bunlarla ilgili yasal düzenlemeler önümüzdeki günlerde inşallah Meclis'e sevk edilecek" dedi

"Suriyelilere verilen çalışma izni, Türk vatandaşlarının istihdamlarını kısıtlamayacak"

Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu'ndan ele alınan diğer önemli bir konunun ise Türkiye'de bulunan Suriyelilerin çalışma izniyle ilgili düzenlemeler olduğunu dile getirdi.

Suriye'de iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana yaklaşık 2 milyon 411 bin Suriyeli'nin Türkiye'ye geldiğini anımsatan Kurtulmuş, 2014'te Suriyelilerin geçici korunma altına alınmasıyla ilgi yasal düzenlemelerin yapıldığını ve 7 bin 351 kişiye çalışma izni verildiğini vurguladı.

Numan Kurtulmuş, Türkiye'deki Suriyelilere verilen çalışma izninin, Türk vatandaşlarının istihdamlarını kısıtlamayacağını belirterek, şunları kaydetti:

"Geçici koruma sağlanan yabancılar, geçici kimlik belgesi düzenleme tarihinden 6 ay sonra çalışma izni için başvurabilecekler. Bu insanlar, İçişleri Bakanlığı tarafından kendilerine kimlik belgesi verilen, ikamet ettikleri illerde ancak çalışma hakkına sahip olacaklar. Suriyeli mülteci kardeşlerimizin çalışmalarını kısıtlayan bir başka alan ise çalıştıkları iş yerindeki toplam çalışan sayısının yüzde 10'unu geçemeyecekler."

"Vatandaşlar haksız rekabetle karşılaşmayacak"

Kurtulmuş, Türkiye'deki Suriyelilerin istihdamına ilişkin, "Suriyelilerin yaş, cinsiyet, meslek gruplarıyla ilgili bütün bilgiler elimizde. Şu anda öngörülen bu çalışma müsadeleri kapsamında herhangi bir kısıtlama mevzubahis değildir. 

Türkiye'de bulunan Suriyelilerin bir takım yardımlarla, desteklerle değil, kendi alın terleriyle, Türkiye'nin ekonomik kalkınmasına da katkıda bulunacaklarına işaret eden Kurtulmuş, Türkiye'deki vatandaşların, asla haksız bir rekabetle karşılaşmayacağına vurgu yaptı. 

"Halk belediye başkanlarına 'hendek kazsınlar' diye oy vermedi"

"HDP'li belediyelerin kaynaklarını terör örgütüne aktarmalarına ilişkin somut bir adım atılacak mı?" sorusu üzerine Kurtulmuş, Türkiye'nin demokrasiyle yönetilen bir ülke olduğunu, HDP başta olmak üzere bütün siyasi partilerin ve mensuplarının bunun imkan ve nimetlerinden istifade ettiğini söyledi.

Halkın belediye başkanlarına, "hendek kazsınlar, hendek kazanlara bir takım araçlarla imkan sağlasınlar, bombaların, silahların taşınmasına yardımcı olsunlar, militanlara ön açsınlar" diye oy vermediğini belirten Kurtulmuş, halkın oylarını, 'kendilerine iyi hizmet edilsin, belediye, şehircilik hizmetleri getirilsin' diye verdiğini ifade etti.

"Öğrenciler ve veliler müsterih olsun"

"Bölgedeki bazı ilçelerde öğrenciler eğitimine devam edemiyor. Bunla ilgili çalışmada son durum nedir" sorusuna Kurtulmuş, "Milli Eğitim Bakanlığımız çok hassas bir şekilde bu çalışmaları gün gün, saat saat takip ediyor. Şundan herkesin bir kere daha emin olmasını istiyoruz, yöntemi, şekli nasıl olur onu önümüzdeki günlerde Milli Eğitim Bakanlığı netleştirecek ama Türkiye'de yasal olarak öğrencilerimiz görmek zorunda oldukları bütün müfredatı, bir yıl içerisinde belli çalışma gününü kapsayan eğitim gününde mutlaka alacaklar, en iyi kalitede alacaklar, hiç bundan tereddüdümüz olmasın" yanıtını verdi.

TEOG ve benzeri sınavlara girenlerin sınavlarıyla ilgili hiçbir aksamanın olmayacağını ifade eden Kurtulmuş, öğrencilerin mağdur olmaması, eğitimlerini alması için çalışmaların düzenleneceğini kaydetti.

Kurtulmuş, bütün öğrencilerin, velilerin müsterih olmalarını isteyerek, bu konuda hiçbir eksikliğin yaşanmayacağının altını çizdi.

"Sokak sokak, mahalle mahalle artık bu bölgeleri biliyoruz"

Silopi'de fevkalade önemli, başarılı bir sonuç alındığını ve bugün itibarıyla Silopi'de terör unsurlarının çok büyük bir kısmının temizlendiğini bildiren Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sokak sokak, mahalle mahalle artık bu bölgeleri biliyoruz. Nerede, hangi ilave tedbirlere ihtiyaç varsa bunları İçişleri Bakanlığımız alacaktır. Ümit ediyoruz ki bu bütün tedbirlerin sonucunda en kısa zamanda terör bütünüyle sona erecek. Türkiye'de terör örgütü, bu faaliyetlerini yapamaz hale gelecektir."

Etkin bir terörle mücadelenin ciddi bir koordinasyon gerektirdiğini dile getiren Kurtulmuş,  şunları kaydetti:

"Ciddi bir şekilde bu anlamda yeterli sayıda emniyet kuvvetine sahip olmanızı gerektiriyor, bir takım alet ve ekipmanı gerektiriyor. Öncelikli olarak burada temizlenen yerlerde polis merkezlerinin kurulması, özel harekatçı polislerin buralarda konuşlandırılması, İçişleri Bakanlığımızın üzerinde çalıştığı bir konudur. Sokak sokak, mahalle mahalle artık bu bölgeleri biliyoruz. Orada nerede, hangi ilave tedbirlere ihtiyaç varsa bunları İçişleri Bakanlığımız alacaktır. Ümit ediyoruz ki bu bütün tedbirlerin sonucunda en kısa zamanda terör bütünüyle sona erecek. Türkiye'de terör örgütü, bu faaliyetlerini yapamaz hale gelecektir. Sonuçta biz bu durumun arızi bir durum olduğunu düşünüyoruz. Türkiye 38 yıldır terörle mücadele ediyor ama terörle mücadelede bu kadar yoğun bir dönem, bu geçmiş dönemde çok az yaşanmıştır. Bu dönemin arızi olmasını ve sonuçta bu memleketin her yerinde bütün insanlarımızın hak ve özgürlükleri korunmuş birinci sınıf yurttaşlar olarak Türkiye'nin her yerinde barış ve esenliğin olmasını, huzur ve sükunun olmasını isteriz. 

"İnşallah bu arızi durumu en kısa zamanda bitiririz, terör sona erer"

"Terörle mücadele başka bir konudur, terörle mücadele yaparken de, 'Nasıl olsa terörle mücadele yapıyoruz' diye insan hak ve onurundan vazgeçilebileceğini zannetmekse bambaşka bir konudur" diyen Numan Kurtulmuş, "Biz asla, insan hak ve özgürlüklerinden vazgeçmeden, bölgede yaşayan kardeşlerimizin her birisinin, değerli insanlar, özgür ve eşit bireyler olduğunu unutmadan, yeni Türkiye'nin inşası konusunda Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki halkımızın da bu sürece nasıl katkısı olacak onun üzerinde çalışırız. İnşallah bu arızi durumu en kısa zamanda bitiririz ve terör sona erer."