Mumbai'de dev altyapı projesi Türk müteahhitleri bekliyor

Yurdagül UYGUN

İSTANBUL - Gelecekte dünyadaki iki süper güçten birisi olması beklenen Hindistan'ın Mumbai kenti, ülkenin en büyük alt yapı projesini başlattı. Projeye göre; her biri 250 km2'lik alanı kapsayacak 9 mega sanayi bölgesi, hızlı taşımacılık hatları, 3 liman, 6 havalimanı, 4 bin MW'lik bir enerji santrali ve Mumbai ile Delhi'yi birbirine bağlayacak altı şeritli karayolundanoluşacak küresel bir imalat ve ticaret merkezi oluşturulacak.

Toplam değeri 90 milyar doları bulan dev projenin finansmanının yarısının hibeler yoluyla Hindistan hükümeti tarafından karşılanması bekleniyor. Diğer yarısının ise "United debt" diğer bir deyimle "koşulsuz borç" şeklinde Japon hükümeti tarafından karşılanması öngörülüyor.

Bin 483 kilometre uzunluğunda olması beklenen proje, Uttar Pradesh, Yeni Delhi'nin NCR (Başkent) bölgesi, Haryana, Rajasthan, Gujarat ve Maharastha eyaletlerini kapsayacak. Mumbai'ye yakın iki limanı da bünyesinde barındıracak sanayi koridorunun hayata geçirilmesi durumunda, yaklaşık 180 milyon kişinin bu projeden olumlu yönde etkilenmesi bekleniyor.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türk-Hint İş Konseyi Başkan Vekili Erdal Alkış, Mumbai'de çok ciddi işler bulunduğunu, bunların tamamının finansal kaynağının da hazır olduğunu söyledi. Otoyol, köprü, altyapı ve büyük devlet sosyal konutları ve binaları için projeler hazırlandığına dikkat çeken Alkış, bu projeleri üyelerine duyurduklarını belirterek, "Bu konuda Türk firmaları neyi bekliyor anlamış değilim. Umarım bu fırsatı değerlendirirler iş işten geçmeden" dedi.

"Yap-İşlet" modeli dezavantaj

Hindistan'ın büyüme stratejisiyle aynı oranda artık altyapı ve enerjiye çok ciddi para harcamak zorunda olduğunu anlatan Alkış, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun planlamasını dünyaya da arz ettiler. Önümüzdeki 10 yıl içinde yaklaşık 1.2 trilyon dolar altyapıya para harcayacaklar. Hindistan dünyadan para ve personel talep etmiyor. İnsan istihdamı politikasından dolayı bazı eyaletlerde teknolojiye dayalı işgücü pek tasvip edilmiyor olsa da büyük çoğunlukla buna da açıklar. Bununla birlikte Hindistan hızlı iş yapabilme yeteneği, yeterlilik ve know-how arıyor. Bunlar da en uygun şekilde bizim firmalarımızda bulunuyor. Tek dezavantaj bu işlerin yüzde 80'e yakını "yap-işlet" veya "yap-işlet-devret" modeliyle yapılacak olması."

Büyük firmalar Hindistan'a girmiyor

Uzun zamandır bu işlerden faydalanmak için her şeyi yaptıklarını ifade eden Alkış, "Türk firmalarının o piyasayı bilmemelerinden dolayı da bu işlerin sadece müteahhitliği için konsorsiyumlar oluşturulmasını önerdik. Bu şekilde var olan hacimden yüzde 10- 15'lik bir pay alınabileceğini söyledik, söylemeye de devam ediyoruz. Enteresandır ama büyük firmalarımızı maalesef bu piyasaya sokamadık" dedi. Alkış, şöyle devam etti:

"Türkler, Hindistan'a mutlaka girecek ve ciddi iş yapacakları işler bulacaklar. Bu konuda benim hedefim yılda 20-30 milyar dolarlık bir müteahhitlik projesi. Buna inanmazlarsa seçimden sonra oluşturacağımız farklı bir yapıyla bunu biz gerçekleştireceğiz zaten."

Hindistan'ın dünyaya açılım yaptığını, buna karşın özellikle Türkiye'nin bulunduğu bölge ülkelerde çabuk kabul edilmediğini anlatan Alkış, "Yani Balkanlar, Ortadoğu, Türk Cumhuriyetleri, Kuzey Afrika ve Rus bölgesi Hindistan'ı kabul etmedi. Bu bizim için çok ciddi bir avantaj. Şayet Hindistan bu bölgelere açılmak istiyorsa sadece ve sadece Türkiye ile işbirliği yaparak bunu gerçekleştirebilir. Bu bölgelerde zaten Türk hakimiyeti ve güvenin yanında birçok ülkede vizesiz seyahat özgürlüğü de bulunuyor" dedi.