Nabucco'da destek anlaşmaları Ekim'de

Başbakan Erdoğan Nabucco Projesi destek anlaşmalarının ekim ayı içersinde imzalanmasının beklendiğini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Nabucco projesine ilişkin proje destek anlaşmalarının ekim ayı içerisinde imzalanmasının planlandığını söyledi.

Atlantik Konseyi tarafından düzenlenen "2. Karadeniz Enerji ve Ekonomi Forumu"nun açılışında konuşan Erdoğan, Türkiye'nin 2003-2009 döneminde yıllık ortalama yüzde 4.3 oranında büyüme kaydettiğini, 2009'un son çeyreğinden itibaren küresel krizin etkilerinden sıyrılmaya ve rekor düzeyde büyüme oranları elde etmeye başladıklarını ve bu yılın ilk iki çeyreğinde de ortalama yüzde 11'lik büyümeyle dünyada ilk sıralarda yer aldıklarını belirtti.

Erdoğan, 1990-2008 döneminde Türkiye'de birincil enerji talebi artış hızının yıllık ortalama yüzde 4.3 düzeyinde gerçekleştiğini ifade ederek, "Artık dünyanın büyüme hızından daha fazla büyüyen bir Türkiye var" dedi.

Bunun yanında Türkiye'nin OECD ülkeleri içerisinde geçen 8 yıllık dönemde enerji talep artışının en hızlı olduğu ülke konumuna geldiğini anlatan Erdoğan, aynı şekilde Türkiye'nin dünyada 2002 yılından bu yana elektrik ve doğalgazda, Çin'den sonra en fazla talep artışına sahip ikinci büyük ekonomi konumuna yükseldiğini vurguladı.

Erdoğan, Türkiye'nin, dünyanın ispatlanmış enerji rezervlerinin yüzde 65'inin yanı başında bulunduğunu belirterek, "Ülkemiz, Hazar bölgesi, Orta Asya ve Ortadoğu ile enerji tüketicisi Avrupa arasında hem bir köprü hem de bir terminal olma özelliğini taşıyor. Aktif bir şekilde, hem ülkemizin hem bölgemizin enerji arz güvenliğini sağlamak üzere çok boyutlu enerji politikaları takip ediyor, hem de önemli gaz ve petrol transit projelerinin geliştirilmesinde öncü olmak için gayret sarf ediyoruz. Biz bu konuyu çok çeşitlendiriyoruz. Sadece tek merkezli çalışmıyoruz. Enerji denince akla doğalgaz geliyor, bizim böyle bir düşüncemiz yok. Bu konuda hidroelektrik santrallerden tutunuz, termik santrallere varıncaya kadar tüm bu alanlarda adım atıyoruz. Enerji kaynaklarını çeşitlendirmek suretiyle tüm bu alanlarda adımlarımızı atıyoruz, atmak zorundayız. Zira gün bugün değil, bugünden başlayan yarına uzanan bir süreç. Bunu en iyi şekilde değerlendirmek durumundayız" diye konuştu.

Bakü-Tiflis-Ceyhan Ana Petrol İhraç Boru Hattı'nı 2006 yılı mayıs ayında hizmete açtıklarını anımsatan Erdoğan, doğu-batı enerji koridorunun ikinci unsuru olan Bakü-Tiflis-Erzurum boru hattının sadece Türkiye'nin yurt içi gaz talebinin karşılanması açısından değil, aynı zamanda AB'nin hızla artan gaz ihtiyacının bir kısmının karşılanması açısından da önem taşıdığını belirtti.

Erdoğan, bununla Türkiye adına adım atmadıklarını, geleceğe ilişkin Türkmen, Kazak ve Özbek gazları gibi diğer doğu orijinli gazların doğu-batı enerji koridorunun bütün boyutlarıyla tamamlanması amacıyla Bakü-Tiflis-Erzurum projesine bağlanması gerektiğini, bu sebeple Avrupa için geliştirilmekte olan boru hattı projelerini en azından başlangıç aşamasında destekleyebilecek olan Bakü-Tiflis Erzurum projesine önem verdiklerini anlattı.

Türkiye-Yunanistan doğalgaz boru hattının inşaatının tamamlandığını, 18 Kasım 2007'de resmi açılış töreni yaptıklarını ve buradan gaz iletimine başlandığını da belirten Erdoğan, bu hattın İtalya bağlantısı, Güney Avrupa Gaz Ringi'nin ikinci aşamasını oluşturduğunu söyledi.

Nabucco Projesi

Erdoğan, Roma'da Temmuz 2007'de Hükümetlerarası Anlaşmayı imzaladıklarını ve genel prensipleri belirlediklerini belirterek, şöyle konuştu:

"Yunanistan-İtalya bağlantısının 2012 yılında tamamlanması ile Hazar gazının Orta Avrupa'ya kadar sevk edilmesini sağlayacağız. Avrupa'ya diğer gaz rotası ise Türkiye-Bulgaristan-Romanya-Macaristan-Avusturya hattı veya bilinen adıyla Nabucco projesidir. Nabucco projesinin Hükümetlerarası Anlaşmasını 13 Temmuz 2009'da imzaladık. Ayrıca, Nabucco projesine ilişkin proje destek anlaşmalarının önümüzdeki ekim ayı içerisinde imzalanması planlanıyor. Yıllık yaklaşık 31 milyar metreküplük kapasiteye sahip olacak boru hattı projesi Avrupa Komisyonu tarafından destekleniyor. Ama uygulama bekliyor. Bu uygulamaya geçilmesi sürecini bekliyoruz. Pek çok aşaması tamamlanan Nabucco projesi, bu konuda ortaya atılmış diğer projeler arasında en önde olanıdır. Nabucco boru hattının Avrupa'nın kaynak ve güzergah çeşitliliğine önemli katkı sağlayacağına inanıyoruz.

Yine son varış yeri Avrupa olmak üzere, Arap Gaz Boru Hattının Türkiye'ye uzatılması için gerekli şartlar üzerinde görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Projede hükümetlerarası görüşmelerle birlikte ilgili ulusal gaz şirketleri arasındaki teknik çalışmalar da eş zamanlı olarak devam ediyor. Irak'ın yeniden yapılanması ve refahı için petrol ile birlikte doğalgazın da önemli bir kaynak olduğuna inanıyoruz. Bu sebeple Irak hükümetinin şartlar elverdiğince, Avrupa'nın artan talebinin karşılanması için bir an önce doğalgazı ihraç ürünü olarak değerlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz."

"Boğazların yükünü hafifletecek geçiş projeleri"

Başbakan Erdoğan, Ceyhan bölgesindeki tesislerin Irak gazı için büyük bir potansiyel arz ettiğini, Ceyhan'a ulaşacak Irak gazının LNG'ye dönüştürülerek dünya pazarlarına veyahut boru hatları ile Avrupa pazarlarına taşınabileceğini düşündüklerini, Irak-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı'nın ikili ve bölgesel alanda en umut vaat edici ve en uygun işbirliği alanı olduğunu söyledi.

Erdoğan, "Bu noktada, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının, Karadeniz'e ulaşan Rus ve Hazar Bölgesi petrollerini daha fazla taşımasının mümkün olmadığını, altını çizerek vurgulamak isterim. Zira bu Türkiye için, İstanbulumuz için çok büyük bir tehdit. Her an her şey olabilir. Geçmişte bunun bedelini biz Boğaz'da ağır yaşadık. Patlamalar neticesinde ağır yaşadık. Ve bunları bir daha yaşatmak ve yaşamak istemiyoruz. Boğazların yükünü hafifletecek geçiş projelerini ve özellikle Samsun-Ceyhan projesini çok çok önemsiyoruz" dedi.

Bu projeler sayesinde Türkiye'nin enerji koridoru olmanın ötesinde, yakın gelecekte dünyanın en önemli enerji merkezleri arasında yerini almış olacağını ifade eden Erdoğan, Samsun-Ceyhan'ın özellikle Rusya-İtalya ve Türkiye arasında başlayan bir süreç olduğunu ve gerekli önemin verilmesini istediğini, Bakü-Tiflis-Ceyhan'ın zaten yürüdüğünü anlattı.

Erdoğan, doğu-batı arasındaki adımların da çok önemli olduğunu ifade ederek, "Türkiye, güçlü ve gelişen ekonomisi, enerji köprüsü niteliğindeki jeostratejik konumu ve enerji merkezi olma hedefiyle küresel ölçekte güçlü bir enerji aktörü olacaktır. Esasen bizim AB vizyonumuz içerisinde, enerji noktasındaki bu stratejik konumumuz da önemli yer tutmaktadır. Türkiye'nin AB üyeliğini tartışma konusu yapanlar, bunu gündelik siyasetin malzemesi olarak kullananlar, yeni şartlar sürüp, engeller çıkaranlar, ne yazık ki gereken vizyon ve ufku sergileyememektedirler. Şu anda enerjiyle ilgili her şeyi halletmiş olan Türkiye'ye enerji faslını açmakta hala tereddüt edenler, aslında bu faslı Türkiye'ye bir tehdit unsuru olarak kullanıyorlar. Bunlar şık değil. Bunları çok iyi biliyoruz. Türkiye'nin üyeliğiyle kazanan sadece Türkiye olmayacak, Avrupa da kazançlı çıkacaktır. Fakat Avrupa bu konuda çok geç kalacak" diye konuştu.

Erdoğan, barış, huzur, refah ve adalet içinde bir dünyanın mümkün olduğuna her zamankinden daha fazla inandığını ifade ederek, Karadeniz Enerji ve Ekonomi Forumu'nun bu yöndeki umutları çoğaltmasını diledi.