Nabucco'da "pat" olmak…
Aydın ÖNCEL / İktisatçı
Rusya'nın dünya üzerindeki doğalgaz tekelini kırmaya çalışan ülkelerin alternatif kaynak arayışları, adını İtalyan besteci Guiseppe Verdi'nin bir operasından alan Nabucco projesini doğurdu. 3 bin 300 kilometrelik boru hattı ile Hazar ve Ortadoğu bölgesindeki doğalgazı Türkiye, Bulgaristan, Romanya, Macaristan ve Avusturya üzerinden Avrupa'ya taşımayı hedefleyen proje taraflar arasında Ankara'da imzalandı.
İlk kez 2002 yılında BOTAŞ tarafından, Bulgargaz (Bulgaristan), Transgaz (Romanya) OMV Erdgas (Avusturya) şirketlerine sunulan proje, Rusya, Norveç, Cezayir üzerinden sağlanan doğalgazdan sonra Avrupa'nın büyük ölçekli gaz ihtiyacını karşılayacak farklı bir hat olması açısından özel bir öneme sahip oldu. AB açısından siyasi ve stratejik önem arz eden bu proje, Türkiye'yi de yaratacağı olası fırsatlar nedeniyle haklı bir beklenti içine soktu…
Proje, Ocak 2009'da Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan doğalgaz krizinde vanaların kapanmasından dolayı Avrupa'nın soğukta kalarak, çok fazla etkilenmesiyle tekrar gündeme gelmişti. Rusya'nın elindeki bu gücü sürekli tehdit unsuru olarak kullanması Avrupa ülkeleri için Nabucco'yu vazgeçilmez kıldı. Nihayetinde, Türkiye'den BOTAŞ, Macaristan'dan MOL, Avusturya'dan OMV, Romanya'dan TRANSGAZ, Bulgaristan'dan BULGARGAZ ve Almanya'dan RWE'nin yapımını üstlendikleri projenin 2011 yılında başlanılmasına ve 2014 yılında sonlandırılmasına karar verildi. İmzalanan proje kapsamında, boru hattıyla yılda 31 milyar metreküp doğalgazın Avrupa'ya taşınması öngörülmektedir. İran ve Rusya'nın güvenilir bir tedarikçi olmadığını savunan katılımcı ülkeler, Rusya'nın gaz vermesine karşı olmadıklarını söylerken, projede en önemli tedarikçi ülke olarak ise Azerbaycan'ı kabul etmektedir.
Projenin eksikleri
Projenin başlıca sorununu, gaz üretimini yapacak ülkelerin net taahhütlerde bulunmaması oluşturmaktadır. 31 milyar metreküp gaz verilmesi hedeflenen boru hattına, hangi ülkenin ne kadar gaz vereceği konusunda henüz bir rakam telaffuz edilmemiştir. Ayrıca AB ülkelerinin projeye sarılmalarının en önemli nedenlerinden biri kuşkusuz, Rusya ve Ukrayna arasındaki kriz sonucu vanaların kapanmasıydı. Bu projede de aynı krizi yaşatabilecek olan bir Gürcistan ayağı var ki, bu konu şimdilik nedense çok seslendirilmiyor. Rusya'nın projeye karşı kullanabileceği en önemli kozun Gürcistan'ın olduğu gözden kaçırılıyor. Aslında, Rusya'nın konuyla ilgili, Gürcistan'ı baskı altına alarak Osetya kartını her fırsatta kullanacağını da herkes çok iyi biliyor…
Projenin Türkiye'ye faydaları
Nabucco doğalgaz boru hattının en önemli amaçlarından biri "enerji güvenliği"dir. Türkiye coğrafi konumu gereği stratejik bir ülke durumundadır. Şüphe yok ki, bu projeyle birlikte ülkemizin jeopolitik ve stratejik önemi ve uluslararası projelerdeki güvenirliliği bir kat daha artacaktır. Tahmini 8 milyar Euro maliyetli, 3 bin 300 kilometrelik boru hattının, yaklaşık 2 bin kilometrelik kısmı topraklarımız üzerinden geçecektir. Dolayısıyla en ciddi yatırımı da ülkemiz adına BOTAŞ yapacaktır. Proje kapsamında sadece inşaat alanında tahmini 10-15 bin kişilik istihdam sağlanacak ve 5 milyon Euro'luk yatırım yapılacaktır.
Yapılan anlaşmaya göre, boru hattının geçtiği ülkeler herhangi bir "geçiş ücreti" almayacak, fakat vergi gelirlerini topraklarından geçen boru hattının uzunluğu oranında pay edeceklerdir. Böylece Türkiye yıllık tahmini 450 milyon Euro ile en fazla gelire sahip olacaktır.
Sonuç
Bu proje, stratejik konumumuz açısından ele geçen önemli tarihi fırsatlardan biriydi. Türkiye başından beri hattan geçecek doğalgazın yüzde 15'lik kısmının tarafımıza satışının garanti edilmesini istiyordu. Fakat anlaşma çerçevesinde bu teklifin kabul görmemesi, Türkiye gibi projenin en önemli ayağı olan bir ülkenin tartışmasız çok ciddi kaybı olarak kayıtlara geçmiştir. Hattın, gazın doğu-batı yönünün yanı sıra, batı-doğu yönünde de akabileceği şekilde inşa edileceği ve talep edilmesi halinde gaz verilebileceği garantisiyle Türkiye elindeki bu önemli kozu kullanamamıştır. Ülkemiz ne yazık ki, birçok konuda olduğu gibi bu projede de "transit" ülke olmaktan, kendine olumlu pay çıkarma yanılgısı içine düşürülmüştür.
Azerbaycan-Rusya, Rusya-Gürcistan, Türkiye-Ermenistan politikalarının ve Irak gazının Nabucco projesi üzerindeki etkileri önümüzdeki yıllarda fazlasıyla karşımıza çıkacaktır. Her ne kadar proje kapsamında en önemli tedarikçi ülke olarak Azerbaycan işaret ediliyorsa da ortada verilmiş rakamsal bir taahhüt bulunmamaktadır. Azerbaycan'ın, Türkiye'nin Ermeni politikasından rahatsızlığı ise malumumuzdur. Bu durumda en yakın seçenek gibi görülebilecek Irak gazı karşılığında ise Kuzey Irak sorununun gündeme getirileceği aşikardır. Dolayısıyla imzalanan proje kapsamında uluslararası bir satranç müsabakası da başlatılmış olmaktadır. Türkiye Nabucco'da deyim yerindeyse "pat"(*) olmuştur.
Bu durumda bir hamle yapabilmenin yolu ise ne yazık ki, oyun içinde daha önceki hamlelerin doğruluğundan geçmektedir…
(*)Pat olmak: Satrançta hamlesizlik durumudur. Bir tarafın, sıra kendindeyken ve şahı tehdit altında değilken kurallara uygun bir hamle yapamamasıdır…