Nakden ödenmeyen kıdem tazminatını gider yazabilirsiniz fakat…

Hakan ŞİRİN / Bağımsız Denetçi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Son günlerde nakden ödenmemiş kıdem tazminatlarının gider yazılamayacağı yönünde makaleler olduğu gibi, vergi denetmenlerince de aynı görüş benimsenerek cezalı tarhiyatlar yapıldığını duyuyoruz. Bu görüşü savunan vergi müfettişi ve meslek mensuplarının dayandığı nokta 193 sayılı Gelir Vergisi’nin 40/3. bendinde yer alan “İşle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar” ifadesi. Bunun yanı sıra bu görüşü destekleyen muhtelif özelgeler de bulunmakta. 

Ben ise bu görüşün yanlış olduğu kanaatindeyim. Gerekçeleri ise şöyle sıralamak mümkün. İlk olarak GVK 94. maddesinde “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıfl ar, dernek ve vakıfl arın iktisadî işletmeleri, kooperatifl er, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar” denilmiştir. İşte burada çok ama çok ince bir nokta var. Gelir Vergisi Kanunu ödemeyi nakden ve hesaben olarak ikiye ayırmıştır. Hesaben ödeme terimi GVK 40/3 bendini yeniden okumamıza sebebiyet veriyor. Yukarıda da bahsettiğim üzere GVK 40/3 “…… ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar” olarak bahsetmektedir. Söz konusu ödenenin nakden mi veya hesaben mi olması gerektiği detayına inilmemiş. Peki nedir hesaben ödeme. Bu terim için GVK’da herhangi bir açıklama yapılmamış olup 5520 sayılı KVK’nın 15/6 bendinde net olarak açıklanmıştır. 5520 KVK’nın 15/6 bendinde “Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, kesintiye tâbi kazanç ve iratları ödeyenleri hak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder.” Denilerek kıdem tazminatı bordrosunun yasal defterlere kaydedilmesini de içermektedir. Yani diyebiliriz ki kıdem tazminatı bordrosu yasal defterlere kaydedildiği anda kıdem tazminatı tutarı, GVK’nın 94. maddesine göre hesaben ödememiş olacaktır. Dolayısı ile GVK.40/3 bendine karşı bir muhalefet söz konusu değildir. Eğer ki GVK.40/3 bendindeki “…… ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar” ifadesi “…… nakden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar” şeklinde olsaydı, nakden ödenmemiş ama yasal defterlere kaydedilmiş kıdem tazminatlarının gider olarak kabul edilmesi mümkün olmayacaktı. Dolayısı ile bu yazıya ihtiyaç kalmayacaktı. 

Sonuç olarak, GVK’nın 40/3 bendinde yer alan “ödenen” ifadesi yine GVK’nın 94. maddesinde nakden veya hesaben şeklinde ayrımı yapılan ödeme türlerinin ikisini de kapsadığından, kıdem tazminatları yasal defterlere kaydedilmek şartıyla gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider unsuru olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Yazımın başlığını tamamlayacak olursak “Nakden ödenmeyen kıdem tazminatını gider yazabilirsiniz fakat yasal defterlerinize kaydetmek şartı ile”.