Ne zaman öğreneceksin siyaseti?

Başbakan Erdoğan AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME


ANKARA - Başbakan Erdoğan, Reyhanlı'daki olaylara karışanların, CHP'lileri Esed'e götürdüklerine dair belgelerin ellerinde olduğunu belirterek, "İş bu noktaya geldi" dedi.

AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gündeme ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"Muhalefet, şu anda çok büyük bir çaresizlik, çok büyük bir acziyet yaşıyor. Hiçbir konuda politika üretmiyorlar. Hiçbir sorun karşısında ayakları yere basan, yaraya merhem olacak çare sunamıyorlar. Türkiye'nin hiçbir güncel, acil meselesini gündemlerine almıyorlar.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye'nin imajını zedelemeye başladı. Çaresizlik ve acziyet içinde bu zat, Türkiye'nin, Türkiye siyasetinin, Türkiye demokrasisinin imajına lekeler sürmeye başladı.

Türkiye Cumhuriyeti'nin, anamuhalefet partisinin, Avrupa Parlamentosunda düştüğü durum, CHP kadar, CHP'ye gönül vermiş kardeşlerim kadar bu ülkenin vatandaşları olarak bizi de üzmüş bizi de yaralamıştır.

Siyasetin cahili
Ana muhalefetin Genel Başkanı gerçekten siyasetin cahilidir. Diyor ki 'Yanında Dışişleri Bakanı Müsteşarı yok' sen, ne kadar zavallısın. Biz, 3'e 3 toplantı yapıyoruz. Amerika Başkanı Obama'nın yanında kendi Dışişleri Bakanı ve Güvenlik Konseyi'nde üst düzey bir yöneticisi var. Benim de yanımda karşıtı olarak Dışişleri Bakanım ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarım var. Bürokratsa bürokrat var, siyasetçiyse Dışişleri Bakanı yanımda.

Sen, ne biçim siyaset yapıyorsun, sen nasıl siyasetçi olacaksın, sen ne cahilsin. Bürokratsa bürokrat var. Ne zaman öğreneceksin, siyaseti? Şu genel müdürlükten siyasete terfi et, hala orada kaldın ama edemeyecek, görünen bu.

Belgeler elimizde
CHP'lilerin, milletimizle çektirdiklerinden çok daha fazla Esed ile çekilmiş hatıra fotoğrafları var. CHP'nin milletvekilleri Diyarbakır'dan çok Şam'a gittiler, Esed ile hatıra fotoğrafı çektiler.
Reyhanlı'daki olayların içine karışanların, bunları alıp Esed'e götürdüklerine dair belgeler artık elimizde. İş bu noktaya geldi.

Sen neyi konuşuyorsun, hangi Reyhanlı halkının, hangi Hatay'daki kardeşimin yanında olduğunu savunuyorsun. Size elçilik edenler, ne yazık ki Reyhanlı olayının planlayıcıları. Bu işin içinde olanlar.

Evlerini açmalılar
Biz muhacir bir neslin torunlarıyız ama aynı zamanda biz ensar bir neslin torunlarıyız. Unutmayın, şu anda Esed'in zulmünden kaçan muhacirlere benim Reyhanlı'daki kardeşlerim, ensar görevini görmeliler.

Onlar da aynen o zaman olduğu gibi evlerini açmalılar ve onları kendileri için bir suç unsuru olarak görmemeliler ve bu oyunun arkasında çok ciddi tehlikenin yattığını bilmelidirler.

Bahçeli'ye eleştiri
MHP Genel Başkanı'nın mahcubiyet içinde susması gerekirken, IMF borçları ve dış borçlar konularında pişkince tavırları dikkatimden kaçmadı.

Bugün MHP'yi marjinal solun arkasına takan MHP Genel Başkanı, 1999-2002 arasında da CHP'nin yavrusu DSP'nin kuyruğuna takılmış, Türkiye'ye çok ama çok ağır bedeller ödetmişti.

Türkiye'nin IMF'ye borcunu ödemesi karşısında Sayın Bahçeli'nin sevinmesi, gururlanması, ülkesi ve milletiyle iftihar etmesi gerekirken, her zaman yaptığı gibi, kendine göre biliyorsunuz onun bir rakam kalabalığı var, o rakam kalabalığıyla işi geçiştirmeye çalışıyor.

Bükemediğin bileği öpeceksin
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yönetiminde ülke ekonomisine, 2001'de ağır faturalar yüklendi. Bu iş hayat tecrübesi gerektirir. Damdan düşmeyi gerektirir. Sadece kitabın kapakları arasına bakmakla da bu iş olmaz ve önce dürüst olacaksın. Bükemediğin bileği öpeceksin.

Tasfiye olacaklar
İnşallah milletim, bu siyasete, bu pişkin siyasetçilere önümüzdeki mart ayında sandıkta gereken cevabı en güzel şekilde verecektir. Muhalefetin çaresizlik içinde kışkırtmalara başvurduğu, dürüstlüğü, edebi, seviyeyi tamamen terk ettiği böyle bir dönemde biz çok daha fazla çalışacak çok daha farklı bir mücadele vereceğiz.

İnanın her zamankinden çok çok önemli bir süreci yaşıyoruz ve seçime doğru ilerliyoruz. Demokrasimiz açısından son derece önemli bir süreci yaşıyoruz. Statüko partilerinin sandık dışında umutlarının artık tamamen tükeneceği, değişmek zorunda kalacakları, eski siyasetin tamamen tasfiye olacağı bir seçime giriyoruz.

Alkolü yasaklamıyoruz
Dün gece sabah saat 7'ye kadar süren alkolle ilgili bir yasal düzenleme yaptıklarını anımsatan Erdoğan, "Bu yasal düzenleme ile ilgili MHP'nin desteği vardı. CHP'nin de kösteği vardı. Neler söylüyorlar neler; 'İşte siz Türkiye'de alkolü yasaklıyorsunuz.' Biz Türkiye'de alkolü yasaklamıyoruz. Anayasa'nın 58'inci maddesinin gereğini yapıyoruz. Bunu yaparken de diyoruz ki camilere, eğitim-öğretim kurumlarına 100 metre mesafede olması gerekir. Bunun reklamını, tanıtımını, yazılı, görsel, sosyal, her türlü medyada reklamını yasaklıyoruz. Yapılan iş bu. Niye bir devlet gençliğini, insanını, tabii ki kötü alışkanlıklardan koruyacak. Yani biz bunu teşvik mi edelim. Bu yapılan iş, ilk defa Türkiye'de yapılmıyor. Bu dünyanın neresine giderseniz Amerika'da da Batı'da da bütün bu uygulamalar var. İçebileceğiniz yerler her şey bunlar da belli. Bütün bunlar çok açık net ortadayken, hele hele bir tanesi kalkmış çok enteresan; 'Bunlar Tekirdağ'ın ismini de unutturmak istiyorlar.' Böyle yanlış bir yaklaşım olur mu. Bu tür milletvekillerinden CHP'yi Allah korusun. Nereden bulmuşlar bunları böyle. Özel sipariş versen bulamazsın. Bunlar TBMM kürsüsünü işgal ediyorlar. Demokrasi bu değil. 326 milletvekiline benim milletim git de orada böyle bir ufak gruba ezil diye yetki vermedi. Git benim haklarımı orada koru, savun diye yetki verdi. Bunun gereği yapılır. Biz bu noktada anayasanın 58. maddesinin gereğini yerine getirdik. Ve bunun gereğini yapacağız, yapmaya da mecburuz. Affedersiniz ufacık çocukların gece gündüz içen, gece gündüz kafa kıyak dolaşan böyle bir nesil istemiyoruz, uyanık olacak, diri olacak, bilgi ile mücehhez olacak böyle bir nesil istiyoruz. Bunun adımlarını atıyoruz. 
Malatya milletvekillerinden bir tanesi ayran getirin diyor. Ayrana çok hasretsen benim özel misafirim ol ben sana ayran ikram ederim. Ama unutma ki anan da ninen de hepsi o ayranlarla yetiştiler. Onların milli içkisi ayran" diye konuştu.  alışkanlıklardan koruyacak. Yani biz bunu teşvik mi edelim. Bu yapılan iş, ilk defa Türkiye'de yapılmıyor. Bu dünyanın neresine giderseniz Amerikası'nda da Batısı'nda da bütün bu uygulamalar var.

27 Mayıs vurgusu
27 Mayıs son derece önemlidir. 27 Mayıs'ı hatırlamak ve hatırlatmak son derece önemlidir. 27 Mayıs ruhu 12 Mart'ta, 12 Eylül'de ve 28 Şubat'ta tekrar tekrar hortlamıştır.

27 Mayıs ruhu, AK Parti'nin iktidar olduğu son 10,5 yıl içinde defalarca hatırlatılmak istenmiştir. Aradan 53 yıl geçmiş olmasına rağmen 27 Mayıs'taki o müdahaleci ruh, o tek tipçi ve dayatmacı zihniyet bugün dahi varlık gösterebiliyor."