Neye nasıl ve hangi durumlarda ne zaman itiraz edilebilir

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

Hasan AKDOĞAN / Gümrük Başkontrolörü / YGM

Hatırlanacağı gibi önceki yazılarımda, özellikle vergi beyannamelerinde sıklıkla başvurulan şerh olarak tanımlanan ihtirazi kayıt tabiri ve uygulamasının son yıllarda gümrük literatürüne de girmiş bulunduğunu belirtmiş ve beyanın önemini vurgulayarak, özetle şu görüşlere yer vermiştim.

Vergi mevzuatında yer alan ihtirazi kayıtla beyan uygulamasının gümrük mevzuatındaki yerinin tespiti için öncelikle Vergi Usul Kanunu'na bakmak gerekiyor. Vergi Usul Kanunu (VUK)'da; Gümrük idareleri tarafından alınan vergi ve resimlerin bu kanuna tabi olmadığı, bu vergi ve resimlerle ilgili olarak 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 242'nci maddesi hükümlerinin uygulanacağı belirtiliyor. Dolayısıyla; Vergi mevzuatındaki usule ve esasa ilişkin hükümlerin gümrük mevzuatının uygulanmasında herhangi bir bağlayıcılığının olmadığı görülüyor.

Ancak, bu çerçevede; Gümrük Kanunu'na bakıldığında; yazılı beyanın beyanname ile yapılacağı, tescil edilmiş beyannamenin, ait olduğu eşyanın vergileri ve para cezalarından dolayı taahhüt niteliğinde beyan sahibini bağlayacağı ve gümrük vergileri tahakkukuna esas tutulacağı, hükümleri dikkat çekiyor. Keza, aynı kanunla, yükümlülerin kendilerine tebliğ edilen gümrük vergilerine karşı izlemeleri gereken itiraz yolları da belirleniyor.

Gümrük Kanunu ve buna bağlı olarak yürürlüğe giren Gümrük Yönetmeliği hükümlerinde ihtirazi kayıt / ihtirazi kayıtla beyan kavramı henüz yer almamakla birlikte, idari yargılamanın uygulamalarında bu kavramın mevcut olduğu ve ilgili kararlarda esas alındığı görülüyor.

Keza; Gümrük Müsteşarlığı Hukuk Müşavirliği'nin Gümrük Kanunu'nun 242 ve 245'inci maddeleri çerçevesindeki görüşünde de; "… bu bakımdan, 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 245'inci maddesinin 1'inci fıkrasının, yükümlünün tamamen kendi iradesiyle beyanda bulunduğu hususlara ilişkin olarak ihtirazi kayıt koymasını, itirazda bulunmasını ve dava yoluna başvurmasını engelleyecek şekilde yorumlanamayacağı"  ifade ediliyor.

Dolayısıyla;

İhtirazi kayıtla beyan üzerine tahakkuk ettirilen vergilere karşı dava yoluyla düzeltme yoluna başvurulabilmesi için; yükümlünün beyannamenin tescil edildiği günde, beyanname ile birlikte bir dilekçeyi İdareye vererek beyanname üzerine ihtirazi kayıtla beyan yaptığını belirtir bir şerhi düşmesi gerekiyor. Aksi takdirde, beyannamenin tescil edildiği tarihten sonraki bir tarihte verilen ihtirazi kaydın veya ihtirazi kayıt içeren dilekçenin de düzeltme veya itiraz hakkı vermeyeceği yargı kararları ile sabit bulunuyor.

Usul açısından önemli olan görüşlerimiz (detay için bkz.eski yazılarım) durum böyle olmakla birlikte bir başka konu da hangi vergilere karşı itiraz edileceğidir.

Gümrük Kanuna göre; gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı itriz yolu kullanılabiliyor. Ancak, "Gümrük Vergileri" deyiminin ithalat vergilerinin ya da ihracat vergilerinin tümünü kapsadığını unutmamak gerekiyor. Keza; "İthalat Vergileri" deyimi de gümrük vergisi ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükleri ifade ettiğinin göz önünde bulundurulması gerekiyor.

Gümrük vergisi deyiminin içerisine, yapılan kanun değişikliği ile "mali yükler " ifadesi de eklenmiş olduğu için, Gümrük Müsteşarlığı'da; özel karar ve kanunlarında gümrük vergisine atıf yapılmayan, takip ve tahsili 6183 sayılı AATUHK' a göre yapılır ifadesi bulunan ek mali yükümlülüklere ve cezalarına karsı da Gümrük Kanunu'nun 242'nci maddesine göre idari itiraz müessesesi yolunun kullanılacağını bir genelge ile duyurmuş bulunuyor.

Netice olarak, neye nasıl ve hangi durumlarda ne zaman itiraz edilebileceğini bilenler karlı çıkabiliyor.