Obama, seçimlere 5-6 puan önde girmezse kaybeder

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Burak KUNTAY / Bahçeşehir Ünv. Öğr. Gör.Foundation for Defense of Democracies Kıdemli Analisti

ABD'de, 1970'lerde birçok kişinin çok net hatırlayacağı tarihi bir seçim oldu. Kaliforniya Eyaleti Valiliği için yapılan seçimlerden önce adaylardan siyahi olan, bütün kamuoyu yoklamaları ve anketler neticesinde her daim rakibine nazaran 5 ila 10 puan önde çıkmaktaydı. Seçimden bir gün önce yapılan kamuoyu yoklamasında bile bu adayın yüzde 4 ile rakibinin önünde olduğu duyuruldu. Ertesi gün yapılan seçimlerde ise siyahi adayın seçimleri 5-6 puanla kaybettiği görülünce, birçok kimsenin aklında pek çok soru işaretleri belirdi.

Konuyu biraz daha açmak gerekirse burada asıl mesele; Amerika'da çok etkin ve keskin olduğunu düşündüğümüz, hemen hemen artı 2 - eksi 2 marjla neticesi tutturulan kamuoyu yoklamalarında mı bir sorun ya da hata vardı; yoksa Amerikan halkı başka bir sorunla mı yüzleşmişti? Bu örneği bugüne çevirdiğimizde ve Amerikan başkanlık seçimleri için Barack Obama'nın başkanlık seçimiyle bağlantı kurduğumuzda benzerlik kurmak mümkün olacaktır. Seçimlerden önce yapılan kamuoyu yoklamalarında Obama'nın Kaliforniya'da, Ohio'da, Teksas'ta belli bir marjla Hillary Clinton'ın önüne çıktığı görülmüştü. Ancak ön seçimler yapıldığında, belli bir marjla önde görülen Barack Obama'nın bu üç büyük eyaleti de Clinton'a karşı kaybettiğini gördük.

ABD'de çok keskin ve net çıkan kamuoyu yoklamalarının 1970'lerde yapılan Kaliforniya valilik seçimlerindeki örnekte ve bugün Obama'nın başkanlık seçiminde benzerlik gösterdiğini ve kamuoyu yoklamalarının çok da isabetli tutmadığını görmekteyiz. Elbette böyle bir konuda önyargıda bulunmak çok kolay değil. Ama bu iki örneği ele aldığımızda Amerika'da bazı seçmenlerin çok seyrek de olsa sandık başına gittiklerinde ırk, din ve etnisite faktörünü ön plana çıkarıp, kendi kendilerine kaldıklarında verdikleri oyu, kamuoyu yoklamalarına ya da önce yapılan seçim araştırmalarına nazaran daha farklı yönde kullandıklarını görmek mümkün. Bu değerlendirmeye baktığımızda 2008 ABD başkanlık seçimlerinde çıkacak sonucu da buna göre değerlendirmek uygun olacaktır. John McCain'nin başkan yardımcılığı için Alaska Valisi Palin'i seçmesinin ardından, birçok anket şirketinin ortalaması alındığında McCain'in 4 puan gibi bir marjla önde olduğunu görmüştük. Dünkü son anketlerde Obama'nın yine anketlerin genel ortalaması değerlendirildiğinde 1-2 puanla öne geçtiğini görüyoruz.

Elbette, kasım ayının ikinci haftasındaki seçimlere kadar, bu hadisenin değişiklik göstereceği, ekonomik, sosyal, siyasi ve dış politikadaki gelişmelere göre oyların ve anket sonuçlarının oynayacağı aşikar. Ancak şunu açık ve net söylemek gerekir ki ne durumda olursa olsun eğer Obama, Amerikan seçimlerinde son güne yüzde 5-6'lık bir marjla önde girmezse, büyük ölçüde seçimin kazananı McCain olacaktır. Kaliforniya örneği ve Obama'nın ön seçimlerdeki anket neticeleri değerlendirildiğinde çıkan bu örneklemenin Amerikan başkanlık seçimlerinde de etkisi olacağı ve seçim neticelerinin benzer olacağı görülmektedir. Tekrar ve tekrar ifade etmek gerekirse, Obama'nın seçimi kazanması için seçimin son gününe en az 5-6 puan önde girmesi gerekmektedir.