Onlar dünyayı, dünya onları anlamaya çalşıyor

İş dünyasında onları motive eden ne? Davranışlarını belirleyen temel değerler neler? Alışveriş kararlarını yönlendiren unsurlar hangileri? Sosyal bilimcilerden, şirketlere herkes 18-30 yaş arasındaki gençlere odaklanıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME


 

Didem ERYAR ÜNLÜ

İSTANBUL - Yönetim danışmanlığı şirketleri, 18-30 yaş arası gençleri iş dünyasında  motive eden konuları araştırıyorlar.
Sosyal bilimciler, daha derinlemesine inerek, 18-30 yaş arası toplumun davranışlarını belirleyen unsurlara odaklanıyorlar.
Şirketler ise, bu toplumun alışveriş kararlarını belirleyen özellikleri tanımlamaya çalışıyorlar.
Yapılan araştırmalara göre 18-30 yaş arası jenerasyonun yaşamlarını şekillendiren unsurlar son derece karmaşlık ve farklı; fakat bu jenerasyonu diğerlerinden farklı kılan bir özellik var: O da hepsinin teknoloji kullanıyor olması.
Finantial Times-Telefonica Global Millenials Araştırması, günümüz gençliğini şöyle tanımlıyor:
"Her zaman ve her yerde teknoloji kullanıyorlar ve gelecekteki kişisel başarılarını teknoloji eğitiminin sağlayacağına inanıyorlar."
Gençlerin teknolojiye ulaşımı, gelişmiş ekonomiler olduğu kadar, gelişmekte olan ekonomiler için de geçerli.
Financial Times tarafından dünyanın altı farklı bölgesinde 27 ülke kapsamında gerçekleştirilen araştırmaya göre, katılanların yüzde 76'sının akıllı telefonu var. Bu oran Asya'da yüzde 83'e kadar çıkıyor.
Bu arada, her ne kadar teknoloji kullanımında birleşseler de, yeni jenerasyonun yetişme şartları ve ortamları arasında önemli farklılıklar ortaya çıkıyor.

Farklı sorunlar, farklı beklentiler

Gençleri etkilen konular da bölgelere göre farklılık gösteriyor. Deloitte tarafından yapılan bir araştırmaya göre Çin ve Japonya'da gençler üzerinde en fazla baskı oluşturan konu, yaşlanan nüfus.
Güney Kore ve güney doğu Asya bölgesinde ise gençler önümüzdeki 20 yıl için en önemli sorunun enflasyon olduğu görüşündeler.
Deloitte'a göre, gelişen pazarlarda gençler, profesyonel olarak, ebeveynlerindan daha başarılı pozisyonlara ve daha yüksek gelir düzeyine ulaşıyorlar. Gelişen pazarlardaki hızlı ekonomik büyüme, yatırım ve iş fırsatları bunun başlıca nedeni olarak ön plana çıkıyor. OECD ülkelerinde ise durum farklı. Gelişmiş ülkelerde gençlerin ebeveynlerinden daha başarılı olmaları çok daha zor.

Yeni nesil Asya'ya akın edecek

Uzmanlar, 2015 yılında kurulacak olan Asya Ekonomi Topluluğu ile Asya'da oluşacak ortak pazarın gençlere çok önemli iş fırsatları yaratacağı görüşündeler. Hatta öyle ki, yeni neslin, ABD ve Avrupa'da yaşanan işsizlikten kaçarak, Asya'ya akın edeceğini bile düşünüyorlar.
Ortadoğu pazarları da yüzde 26'ya varan işsizlik oranları ile gençlere çok umut verici bir gelecek vaadetmiyor. Arap Baharı sonrasında yaşanan gelişmeler gençlerin iş bulma ihtimalini zorlaştırıyor.

Risk altındaki gençlik

[PAGE]

 

Risk altındaki gençlik

Nitekim Dünya Çalışma Örgütü'nün (ILO) "Risk altındaki jenerasyon" başlığı ile yayımladığı rapor, gençlerin yaşlılara oranla daha fazla işsizlik riski ile karşı karşıya olduğuna yer veriyor.
ILO, 2013 yılında dünya genelinde genç işsizlik oranının yüzde 12.6 olduğuna dikkat çekiyor ve 2008-2012 yılları arasında AB'nin dahil olduğu gelişmiş ekonomilerde bu oranın yaklaşık yüzde 25 artığını hatırlatıyor.
Bu arada uzmanların dikkat çektiği bir diğer konu da, zengin ve fakir arasındaki uçurumun gitgide daha belirginleşmiş olması. Bu fark, teknolojinin gelişimi ile daha da açılıyor. FT-Telefonica araştırması da bu durumu ortaya koyuyor. Örneğin, Dubai'de yaşayan 18 yaşındaki zengin bir genç, kendi ülkesindeki gençlerden çok, Londra'da yaşayan gençlerle daha fazla ortak değere sahip olabiliyor.

Eski dünya ile yeni dünya arasında

Bölgesel ve refah düzeyi farklılıkları, teknoloji kullanımında birleşen gençler arasında bölünmeye neden olurken, gençlerin eski dünya ile yeni dünya arasında kaldıkları da dikkat çekiyor.
California merkezli Institute for the Future (Gelecek Enstitüsü) Direktörü Marina Gorbis, Financial Times'da "Gençler eski dünyanın çökmekte, yeni dünyanın yükselişe geçmeye başladığını görüyorlar" diyor.
Bundan sonra sorulması gereken soru, tüm bu fırsatların, engellerin, ayrılıkların ve belirsizliklerin yeni nesili nasıl şekillendireceği; çünkü çok yakında dünyayı onlar yönetecek.