Orkinos yetiştiricilerinin sorunları
Ertürk Demirel / Bankacı[email protected]
Türkiye'de orkinos yetiştiricileri son aylarda bulundukları kıyılarda ortaya çıkan çevre sorunları ve çevrecilerin müdahaleleri ile gündeme geliyorlar. Oysa bu sektörün içinde bulunduğu sorunlar için çok daha bilimsel ve gerçekçi çözümlere ihtiyaç var. Özellikle Çevre Yasası ve Kabotaj Kanunu'nda ciddi düzenlemeler gerekmektedir.
Yaklaşık yirmi beş sene önce İstanbul Boğazı'nda, Beykoz sahillerinde bile orkinos sürüleri görülebilirken bugün Akdeniz Havzası'nda bile sayıları son on yılda oldukça azaldı. Değişen iklim koşulları ve su sıcaklıkları göç yollarının da değişmesine neden oldu. Bu da elbette orkinos yetiştiriciliğini etkiledi. Bugün sayıları azalan ve göç yolları değişen orkinoslar nedeni ile Atlantik orkinoslarını koruyan ve av kotalarını belirleyen The International Commission for the Conservation of Atlantic Tunas (ICCAT) adlı bir örgüt kuruldu. Dünyadaki orkinosların %35'i Akdeniz Havzası'nda olduğu içinde bu örgüt özellikle Akdeniz'de daha ciddi önlemler almaya başladı. Tüm dünyadaki yıllık orkinos balığı rekoltesi 800.000 ton. Bunun 500.000 tonu Japonya'da kalanı Japonya dışındaki ülkelerde tüketilmektedir. ICCAT tarafından orkinos yakalama kotası ise Akdeniz ülkeleri için 28.500 ton AB Ülkeleri için 16.000 ton ülkemiz için ise 870 ton olarak belirlendi. Oysa sadece Doğu Atlantik ve Akdeniz'de orkinos çiftlikleri bulunan ülkeler İspanya, Malta, Hırvatistan, Türkiye, Yunanistan, İtalya, Güney Kıbrıs, Libya, Tunus, Fas ve Portekiz ile birlikte on bir adet. Türkiye ise bu bölgede 23 yıllık olan sektöre altı yıl önce girmiş olsa da yine de sektöre ilk giren ülkelerden. Dolayısı ile bölge ülkeleri içinde hem tecrübesi hem de teknolojisi ile hak ettiğinin çok altında bir kota almış bulunuyor. Bu yüzden belli başlı orkinos yetiştiricileri devletten bu konuda önemli adımlar bekliyor. Konunun uluslararası boyutunun devlet tarafından sahip çıkılmasını bekliyorlar. Türkiye'deki orkinos yetiştiricileri kota sorununu şimdilik Libya, Tunus, Fas ve İtalya gibi kotasını dolduramayan ülkelerde çiftlikler kurarak veya ortaklıklar kurarak aşmaya çalışıyorlar. Böylece ihracatımız 4.500 tona kadar çıkmış oluyor. Ancak ne yazık ki bu tür uygulamalar orkinosun maliyetini kg başına 1-1.5 avro arttırmış oluyor. Bu sorunun çözümü için orkinos yetiştiricilerinin su ürünleri yetiştiricileri desteğinden yararlanması sağlanmalıdır. Gerekli görüldüğü takdirde ton başına sektöre mali destekler sağlanmalıdır.
Türkiye'de orkinosun balık çiftliklerinde üremesi sağlanamadı. O yüzden kafeslere taşınan orkinoslar, bu kafeslerde hamsi, ringa, sardalya, uskumru gibi balıklara besleniyorlar ve ağırlıklarının artması sağlanarak ihraç edilecek ürünün tonajı yükseltilmiş oluyor. Böylece 100 kg olan orkinos balığı altı ayda 140-150 kiloya kadar çıkmış oluyor. 50 kg altı orkinoslar ile 50 kg dan ağır orkinosların fiyat farkı arasında yüzde elliden daha fazla fark olduğunu düşünürsek sektörün kârlılığı biraz daha ortaya çıkmış oluyor. Ancak yem olarak kullanılan balıklarda ne yazık ki ithal edilmekte ve Türkiye'ye döviz kaybı yaşatmakta.
Bu kadar kârlı ve potansiyeli olan bu sektör devlet tarafından sahip çıkılmayı bekliyor. Gündemi en çok meşgul eden konu ise mevcut Çevre Yasası. Bu yasa sadece Orkinos yetiştiricilerini değil tüm balık çiftliklerini de ilgilendiren maddeler içeriyor. Muğla, Aydın, İzmir, Antalya, Trabzon, Ordu, Mersin, Rize, Edirne, Hatay, Balıkesir ve Çanakkale'de 267 adet balık çiftliği bulunuyor. 191'i için kapatma kararı çıktı. Bu da demek oluyor ki ilgili bakanlığın bu çiftliklere yeni alanlar tespit edip yer göstermesi gerekiyor. Ancak kararın çıktığı 13 Mayıs 2007 tarihinden 2008 başına kadar yer gösterilemediği için, üstelik yer göstermeden kapatma kararı çıktığı için balık üreticileri mahkemeye giderek yürütmeyi durdurdular. Balık çiftlikleri sahipleri Bakanlığın kendilerine ancak Şubat 2008 yılında yer gösterdiğini belirtiyorlar. Bu konuda İzmir Milletvekili Ahmet Ersin'in Çevre ve Orman Bakanlığı'na verdiği 12.05.2006 tarihli 7.3302 esas sayılı soru önergesine istanden bakanlığın vermiş olduğu cevap ile balık çiftliklerine gösterilecek alanların etüdünün ancak 18-22 Şubat 2008 tarihinde tamamlanabildiğini kabul edilmekte. Önerilen alanların kıyıdan uzaklığı ise özellikle orkinos üreticileri için ayrı bir sorun teşkil ediyor. Çünkü yavru orkinosların kıyıdan uzaklaştıkça yaşama şansı azalıyor. Bu da çiftlik başına %20-30 arası ürün kaybı demek oluyor.
Diğer bir konu ise ihracı yapılan orkinos balıklarının nakliyelerinde Kapotaj Kanunu kapsamında yaşanan sorunlar olması. Türkiye'de satışı gerçekleşen orkinoslar, çiftliklerde Japon işleme gemilerine yüklenmekte. Bu gemiler balıkları eksi altmış dereceye kadar tutabilmektedirler. Daha sonra en yakın limana giderek Super Freezer Container diye bilinen kontaynırlara depoladıktan sonra çiftliğe dönüp işleme, yükleme ve nakliye döngüsüne bu şekilde devam etmesi gerekmektedir. Gerekmekte diyorum çünkü Türkiye'de bu işlem 815 sayılı Kabotaj Kanunun 1. Maddesine aykırı olduğu gerekçesi ile işlem yapılamamakta ve komşu ülke limanları kullanılmaktadır. Hem bu işlemin maliyeti Türk orkinos üreticilerinin cebinden çıkmakta hem de Türk limanlarının kazanacağı nakliye geliri üçüncü ülke limanlarına gitmektedir. Burada ne yazıkki sorun Türkiye'de orkinos balıklarını işleyip aynı zamanda naklini gerçekleştirecek bir gemi olmamasından kaynaklanmakta ve ilgili yasanın Türk ticaret gemilerinin Türk limanları arasındaki taşımacılık haklarını koruma esasından kaynaklanmaktadır. Bu işlem esasında bir taşımacılık işlemi değildir. İhracatı tamamlanmış transit bir ürünün özelliğinden dolayı gemi ve mekan değişikliğidir. Dolayısıyla gerekli düzenlemelerle bu sorun çözülebilir hem zaman hem de döviz tasarrufu sağlanmış olur.
Türkiye'de levrek ve çipura üreten balık çiftliklerinin yüzde otuzu yabancıların eline geçmişken Türk üreticileri aynı durumun orkinos çiftliklerinin de başına gelmesinden çekiniyorlar. Türk üreticilerinin önündeki sorunlar giderildiği müddetçe, yerli yatırımların yabancıların eline geçmesi engellenecektir. Bunun için önce yasal düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Balık çiftliklerinin çevre açısından yarattığı sıkıntılar ortak bir komisyonla çözülmelidir. Böylece kıyılardaki kirliliğin ne kadarının karasal atıklardan ne kadarının çiftliklerden kaynaklandığı incelenebilir. Çevre Yasası ve çiftliklerin kıyıdan uzaklıkları ile ilgili maddeleri tekrar gözden geçirilmelidir. Kabotaj Kanunu Orkinos Yetiştiricileri lehine tekrar gözden geçirilmelidir. Son olarak devletin sektöre ton başına sübvansiyonlar getirmesi şart gözükmektedir. Aksi halde Türkiye'de kısa sürede büyük hacim kazanan bu ihracatçılarımızı ileride daha büyük sorunlar bekleyecektir.