Otomotiv sektörünün tek çıkış yolu AR-GE
Mehmet ÇETİNKAYA / Anadolu Sanayici İş Adamları Derneği Bursa Şubesi Başkan Vekili
Türkiye'nin ikinci büyük sanayi kenti olan Bursa, küresel krizin en çok etkilediği kentlerden birisi oldu. Nedeni ise otomotiv sektörünün sıkıntıya girmesi. Çünkü Türkiye'den dünyaya satılan otomobillerin en önemli üretim merkezlerinden birisi kuşkusuz Bursa'dır. Dolayısıyla yan sanayi tesisleri de bu kentte kümelenmiş durumda. Önce talep daralması iç piyasada görüldü. Büyük şirketlerin çoğu 2008 sonunda planladığı araç alımlarını erteledi. Bu yüzden otomotiv üreticileri önce zorunlu izinlerle, ardından da işçi çıkararak krizi aşmaya çabaladı. Büyük üreticilerin girdiği kriz doğrudan doğruya yan sanayi tesislerini de etkiledi. Bu nedenle de yatırımda olan kuruluşlar başta olmak üzere tüm ana ve yan sanayi tesisleri küçülmeye başladılar.
Peki bu nereye kadar gidecek? Cevap için önce biraz geçmişe uzanmak gerek. Bilindiği gibi Bursa aynı zamanda bir tekstil kentidir. Tekstil sektörünün yaşadığı süreci iyi değerlendirdiğimizde, aynı sıkıntıyı şimdi de otomotiv sektörünün yaşadığını söylemek çok fazla iddialı olmuyor. Bundan 10 yıl önce tekstil altın çağını yaşıyordu. Çünkü Avrupa ülkeleri işçilik ve hammadde ucuz olduğu için, üretim yeri olarak Türkiye'yi tercih etmişlerdi. Ama Doğu Bloku'nun yıkılmasının ardından Türkiye üretimin bu ülkelere kayması nedeniyle avantajlarını kaybetti. Bursa tekstildeki avantajını kaybedince üretim zamanla otomotiv sektörüne kaymaya başladı ve otomotiv, yatırımcı için en gözde sektör haline geldi. Ama tekstilde yapılan hata bu sektörde de yapıldı.
Sözünü ettiğim hata AR-GE ve markalaşmaya önem verilmemesidir. Bursalı tekstilciler dünyanın en büyük markalarına çok kaliteli ürünler ürettiler. Ama bu yapılırken hep önlerine büyük markaların koyduğu modelleri ürettiler. Yani fasonculuk yaptılar. Aynı hata otomotivde de yapıldı. Otomotiv sektörü günümüzde çok çeşitlendi. Pazar sadece Bursa ve Türkiye ile sınırlı değil. Hatta sadece Avrupa Birliği ülkeleriyle de sınırlı değil. Bütün dünyadaki otomotiv üreticileri potansiyel müşteridir. İşte bu geniş pazara ürün satabilmek için de AR-GE yatırımları yapmak ve sürekli yeni ürünleri pazara sunmak gerekir.
Şöyle düşünelim: Dünyanın herhangi bir yerinde üretilen otomobil veya diğer kara taşıtlarına motor gücünü azaltmayan bir klima satabilir miyiz? Evet, satarız hem de bu ürünü, yok satırız. Bir otomobilin yüzlerce parçası içinde yapılacak yenilikler yan sanayiinin rekabet gücünü ve kârlılığını artıracaktır. Yani hazır olanı fason olarak üretmek yerine pazara kendimiz ürün sunmak zorundayız.
Bu süreç, Türkiye'nin kendi otomobil, kamyon, otobüslerini yapmasının yani kendi markalarını çıkarmasının da yolunu açacaktır. Bursa makine sektörünün de çok geliştiği bir merkezdir. Makineciler ile otomotivciler iş birliği yaparak yeni ürünler geliştirebilirse, aksesuarlarda yenilik yaparsa önü açık olan bu sektörden Bursa ve ülkemiz daha büyük paylar alacaktır. Bu kriz dönemlerini çok iyi değerlendirerek geleceğe yatırım yapmak daha faydalı olacaktır.