Özelleştirme gelirlerinin durumu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ahmet ARSLAN / MBA, CPA

Son dönemlerde ihaleleri yapılan bazı enerji dağıtım şirketlerinde en yüksek teklif veren firmaların şirketleri devralmaktan vazgeçmeleri beraberinde özelleştirmeden sağlanması beklenen finansman konusunda bazı endişeleri getirmiştir.

Bu yazımızda, özellikle son 10 yılda özelleştirmeden sağlanan hasılat, bu hasılattan devlet bütçesinde yapılan aktarmalar ve bu aktarımın bütçe dengesi üzerindeki etkilerinden bahsedeceğiz.

1. Özelleştirme Gelirlerinin Hukuki Statüsü

4046 sayılı "Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun"un "Özelleştirme Fonu ve Kaynakları" 9'uncu maddesine göre; Özelleştirme uygulamaları sonucu sağlanan tüm gelirler ile Özelleştirme İdaresine devredilen kuruluşlardan elde edilen temettüler ve özelleştirme uygulamaları çerçevesinde ihraç edilecek her türlü menkul kıymet ile diğer kıymetli evrakın satışından sağlanan gelirler, İdareye devredilen kuruluşlara sağlanan finansmandan elde edilen gelirler ve diğer mevzuat ile tahsis edilen kaynaklar ve sair gelirler, ilgili kuruluşların bütçeleri dışında T.C. Ziraat Bankasında kurulacak Özelleştirme Fonu'nda toplanır.

Aynı Kanun'un "Özelleştirme Fonunun Kullanım Alanları" başlıklı 10'ncu maddesine göre ise; Özelleştirme Fonunda toplanan gelirlerin kullanımında; iş kaybı tazminatı ödenmesi ve diğer hizmetlerin verilmesine, özelleştirme kapsamındaki kuruluşların özelleştirmeye hazırlanması amacıyla idari, mali ve hukuki yönden yapılacak düzenlemelerin gerektirdiği giderlerin karşılanmasına öncelik verilir. Özelleştirme Fonunun nakit fazlası, Hazinenin iç ve dış borç ödemelerinde kullanılmak üzere Hazine hesaplarına intikal ettirilir. Özelleştirme Fonundan diğer herhangi bir fona aktarma yapılmaz.

Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere, özelleştirme uygulamalarından sağlanan gelirler doğrudan bütçeye değil, ilk olarak özelleştirme fonu olarak adlandırılan fonda toplanmaktadır. Bu fondan özelleştirme uygulamalarından kaynaklanan gider ve kayıplar ödendikten sonra kalan miktar devletin iç ve dış borç ödemelerinde kullanılmak üzere devlet bütçesine aktarılmaktadır. Söz konusu özelleştirme gelirleri tahakkuk esasına göre değil nakit esasına bağlı olarak devlet bütçesine yansımaktadır.

2. Yıllar İtibariyle Özelleştirme Gelirlerinin Seyri

Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 2010 yılı Faaliyet Raporuna göre; 2000 yılından bugüne kadar yapılan özelleştirmelerden sağlanan gelirlerin toplam büyüklüğü yaklaşık 31 Milyar TL düzeyindedir. Bu gelirlerden devlet bütçesine yapılan aktarmaların tutarı ise 28 Milyar TL'dir. Söz konusu özelleştirme gelirlerinden henüz tahsil edilmemiş tutarlar da yer almaktadır. Özelleştirme suretiyle yapılan satışlardan doğan yaklaşık 1,3 Milyar TL kısa vadeli ve 1,7 Milyar TL uzun vadeli olmak üzere toplam yaklaşık 3 Milyar TL alacak bulunmaktadır. Söz konusu gelirler tahsil edildikten sonra arta kalan fazla devlet bütçesine aktarılacaktır.

Yukarıda tablodan açıkça anlaşılacağı üzere özelleştirme gelirlerinin en yüksek olduğu yıllar 2005, 2006 ve 2008 yıllarıdır. 2008 yılında özellikle Türk Telekom'un halka arzından 1 Milyar 911 Milyon Dolar, PETKİM'in yüzde 51'lik hissesinin devri ile 2 Milyar 40 Milyon Dolar gelir elde edilmiştir. Aynı şekilde TEKEL'e ait 6 sigara Fabrikasının satışından 1 Milyar 720 Milyon Dolar gelir sağlanmıştır. 2010 yılında ise toplam 3.085 Milyar ABD Doları tutarındaki özelleştirme işlemlerinin %84'ünü elektrik dağıtım şirketleri oluşturmuştur. İhale süreçleri tamamlanmakla birlikte onay bekleyen ya da sözleşme aşamasında olan uygulamalarının toplamının ise yaklaşık 14 milyar ABD Doları civarında olduğu ifade edilmektedir.

3. Özelleştirme Gelirlerinden Bütçeye Yapılan Aktarmalar

İlgili mevzuatında belirtildiği gibi özelleştirme gelirleri olduğu gibi değil tahsil edilen tutarlardan belli bazı giderler ödendikten sonra arta kalan miktar itibariyle bütçeye aktarılmaktadır.

Yukarıdaki tablodan açıkça anlaşılacağı üzere 2010 yılında özelleştirme geliri olarak devlet bütçesine yapılan aktarmaların büyüklüğü yaklaşık 1.7 Milyar ABD Doları TL olmuştur. Bu rakam 2010 yılı bütçesinde 3 Milyar TL görünmektedir . Aynı dönemde özelleştirme gelirlerinden bütçeye yapılacak aktarmalar yaklaşık 10 Milyar TL olarak öngörülmüştür. Bu durum ekonomi yönetiminin 2010 yılında özelleştirme gelirlerinden umduğu sonucu alamadığını göstermektedir.

Son 6 yılda bütçeye aktarılan özelleştirme gelirlerinin yıllık tutarı yaklaşık 4 Milyar TL tutarındadır.

Maastricht kriterlerinden birisi olan Bütçe açığı/GSMH'ın hesaplanmasında kullanılan ve Avrupa İstatistik Kurumu (Eurostat) tarafından verilerin hesaplanmasında esas alınan ESA95 olarak adlandırılan hesaplar düzenlemesi hisse satışı suretiyle sağlanan özelleştirme gelirlerinin bütçeyle ilişkilendirilmemesini yani bütçe geliri olarak adlandırılmamasını ifade etmektedir. Söz konusu kurum tarafından yayımlanan yıllık istatistiklere göre  2008 yılında Türkiye'de kamu bütçe açığının milli gelirine oranının %2,2 olarak görünmesinde karşın Maliye Bakanlığı verilerine  göre bu oranın %1,83 olarak görünmesi, aradaki farklılığın ESA95 kurallarına göre bütçe geliri olarak kabul edilmeyen özelleştirme gelirlerinden kaynaklanabileceği düşünülmektedir.

Bu noktada, yapılan özelleştirmelerin yöntemi konusu önem kazanmaktadır. Hisse satışı yöntemiyle yapılan özelleştirmelerde sermayenin tabana yayılması gibi bir sonuç doğmakta ve özelleştirme gelirleri bütçeye gelir olarak kaydedilmek suretiyle bütçe açığı olması gerekenden daha az gösterilememektedir. Blok satış yöntemiyle yapılan özelleştirmelerde ise sermaye tabana yayılamadığı gibi yapılan özelleştirme varlık satışı olarak nitelendirilmekte ve bütçe açığı olması gerekenden daha düşük gösterilmektedir. Bu durum ekonomi yönetiminin özelleştirmeden sağlanan hasılatı bütçeye gelir kaydetmek için hisse satışı yerine blok satış yöntemini tercih edebilmesine yol açabilecek niteliktedir.

Sonuç

Yukarıda ifade ettiğimiz gibi yıllık ortalama 4 Milyar TL tutarında özelleştirmeden sağlanan gelir bütçe dengesi üzerinde önemli etkiler oluşturabilmektedir.

Özelleştirmenin ana amacının kamunun güdümünde yeterince verimli çalışamayan işletmelerin özel sektöre devredilmek suretiyle daha verimli çalışmasının sağlanmasının yolu açılarak hem bunların kamu bütçesi üzerindeki olumsuz etkilerinden kurtulmak hem de özel sektöre daha fazla alan bırakmak suretiyle toplumsal faydayı maksimize etmeye çalışmaktır. Bu nedenle özelleştirmeye bütçe açığını finanse etmek amacı ile yaklaşıyor ve ekonomi yönetimi icraatlarını gerçekleştirmek için yapılan özelleştirmelerden sağlanan gelirlere ümit bağlıyorsa kamunun mali durumu iddia edildiği kadar iyi değil demektir.

Yararlanılan Kaynaklar

1- Özelleştirme İdaresi Başkanlığı web sitesi (www.oib.gov.tr)

2- Muhasebat Genel Müdürlüğü web sitesi (www.muhasebat.gov.tr)

3- Eurostat web sitesi (http://epp.eurostat.ec.europa.eu)

4- Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü web sitesi (www.bumko.gov.tr)