Özgürlük isteyen kitlelere kulak kabartmak gerek
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gezi olayları için, “Dünyanın neresinde olursa olsun, bizler, özgürlük ve demokrasi isteyen kitlelerin sesine hep kulak kabartmak ve onlara sahip çıkmak durumundayız" dedi
WASHINGTON - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Washington temasları kapsamında Johns Hopkins Üniversitesi İleri Uluslararası İlişkiler Okulu'nda (SAIS) düzenlenen "Yeni Bir Türk Dış Politikasına Doğru" konulu konferansta konuştu.
Konuşmasının başında Gezi olaylarına değinen Kılıçdaroğlu, olaylara ilişkin kısa bir video izletti. "Dünyanın neresinde olursa olsun, bizler, özgürlük ve demokrasi isteyen kitlelerin sesine hep kulak kabartmak ve onlara sahip çıkmak durumundayız" diyen Kılıçdaroğlu, Taksim Meydanı'ndaki ağaçların kesilmek istenmesiyle başlayan olayların bunun ötesine geçerek Türkiye'nin tüm kentlerinde halk direnişine dönüştüğünü savundu.
Partisinin dış politikasını anlatan Kılıçdaroğlu, sorumlu, tutarlı, sonuç alıcı dış politika anlayışına sahip olduklarını dile getirerek, evrensel değerler ve "Yurtta Barış, Dünyada Barış" ilkesiyle hareket ettiklerini kaydetti. Avrupa-Atlantik camiasının üyesi Türkiye'yi dünyada itibarlı, güvenilir, barışçıl ve sorun çözücü ülke konumuna getirmeye kararlı olduklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, AB'ye tam üyeliğin stratejik hedefleri olduğunu bildirdi.
Kılıçdaroğlu, ABD ve bölge ülkeleriyle olan ilişkilere de değinerek, şunları kaydetti:
"ABD'yle konjonktürel ihtiyaçlara göre biçimlenen kısa vadeli ilişkiler kurmaktan yana değiliz. Tercihimiz, uzun vadeli, kalıcı, karşılıklı güvene dayalı açık ve şeffaf bir ilişkidir. Mısır'la ilişkilerimizi tamir etme çabalarımıza devam edeceğiz. Tahrir Meydanı'ndaki insanların demokrasi ve özgürlük taleplerini de destekliyoruz. Türkiye-İsrail ilişkileri her iki ülkenin hükümetlerinin iç politika malzemesi olmamalıdır. İkili ilişkiler bir an önce düzeltilmeli ve normalleşmelidir. Filistin'in bağımsız devlet olmasını destekliyoruz. İsrail'in tanınmış sınırlar içinde, güven ve barış ortamında yaşamasını istiyoruz. Ortadoğu barış sürecini destekliyoruz. Türkiye, bu sürece kolaylaştırıcı olarak somut, olumlu katkılar yapabilecek konumda olmalıdır. Bu da Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşmesini gerektirir."
Kılıçdaroğlu, Suriye'nin geleceğinin dış müdahale olmaksızın Suriyeliler tarafından belirlemesi gerektiğine işaret ederek, şunları belirtti:
"Suriye'deki krize diplomasiyle siyasi çözüm bulunmalıdır. Cenevre-2 Konferansı'nı destekliyoruz. İran ve P5+1 arasında Cenevre'de gelinen noktayı memnuniyetle karşılıyoruz. Bu ilk adımın kalıcı bir anlaşmaya dönüşmesini isteriz. Türkiye-Irak ilişkileri, Irak'ın iç dengelerini sarsmadan ve Irak'ın yasal düzenlemelerine uygun olarak kurulmalı ve yürütülmelidir. Çin'le sürdürülen füze müzakerelerinin Türkiye ile NATO arasında sorun çıkarmasına taraflar izin vermemelidir. NATO müttefikleri Türkiye'nin hava savunma ihtiyaçlarını NATO standartlarında karşılayacak kolaylık ve adımları atmalıdır. Kıbrıs sorununun adil ve kalıcı bir çözüme kavuşturulmasını istiyoruz."
"Türkiye Avrupa için kolay hazmedilecek bir ülke değil"
Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik süreciyle ilgili soru üzerine, süreçte hem Türkiye'nin hem de AB'nin kusurları bulunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Türkiye, zaman zaman AB'nin beklentilerine uygun yasaları, düzenlemeleri yapmadı. Ama AB de diğer ortaklara göre Türkiye'ye karşı çifte standart uyguladı. AB'nin Türkiye'ye çifte standart uygulamasını Avrupa'nın etik değerleriyle bağdaştırmadığımızı Genişlemeden Sorumlu Sayın (Stefan) Füle'ye defalarca anlattık. Biz Türkiye'nin Avrupa için kolay hazmedilecek bir ülke olmadığı biliyoruz, bunun bilincindeyiz ama AB'nin bu gerçekten yola çıkarak bize çifte standart uygulamaması gerekir" diye konuştu.
ABD ile Avrupa arasında müzakereleri devam eden Transatlantik Ticaret ve İşbirliği Anlaşması'na (TTIP) yönelik soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Bu anlaşma Türkiye'ye büyük zararlar verecektir. Değişik rakamlarla belirtilmesine rağmen, eğer görüşmeler sırasında Türkiye'nin beklentileri karşılamazsa Türkiye'nin bundan 15 milyar dolar zararı olması bekleniyor. Umarım (görüşmeler sırasında) beklentilerimiz gerçekleşmiş olur" ifadesini kullandı.
Davutoğlu'na eleştiri
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin komşularla sıfır sorun politikasına yönelik soru üzerine, şunları söyledi:
"Komşularla sıfır sorun aslında tüm halkların ortak hedefi olmak durumunda. Biz bütün komşularımızla barış içinde yaşamak isteriz. Komşularla sıfır sorun politikasını gündeme getiren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu. Fakat kaderin cilvesine bakın ki şu anda komşumuz kalmadı. Bütün komşularımızla kavgalıyız. Belki uluslararası politika okuyan öğrencilerin doktora konusu olacak kadar ilginç söylem bu. 'Sıfır sorun' diyeceksiniz ama herkesle kavga edeceksiniz, bu kolay becerilecek bir başarı değil."
[PAGE]
1915 yılı olaylarına dair soru üzerine Kılıçdaroğlu, Ermenistan ve Rusya'nın da Türkiye gibi tüm arşivlerini açması gerektiğini belirterek, "Tarihçilere sınırsız bir alan bırakmalıyız, özgürce araştırmalarını yapıp, kamuoyuyla paylaşmalılar" dedi.
Kılıçdaroğlu, Balkanlar'da da büyük acılar yaşandığına dikati çekti.
"Biz olsaydık asla izin vermezdik"
Konuşmasına neden Mısır ile ilişkilerden bahsederek başladığının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"En son Mısır'ın Türkiye'nin büyükelçisini istenmeyen adam ilan etmesindendir. Mısır Ortadoğu'nun kilit taşıdır. Mısır olmaksızın Ortadoğu'da bir barışı sağlamak mümkün değildir. Türkiye'nin Mısır ile ilişkileri Türk hükümetinin yanlış dış politikasından kaynaklanmaktadır. Hiçbir ülke başka bir ülkenin içişlerine doğrudan müdahale etmemelidir. Özellikle de iç politikada doğrudan taraf olmamalıdır. AKP hükümeti maalesef böyle bir politika izledi ve Türkiye-Mısır ilişkilerinde ciddi kırılma yaşandı. Mısır'la ilişkilerin bozulması Ortadoğu'nun geleceği açısından risktir."
Kılıçdaroğlu, "kendileri iktidar olsalardı Suriye meselesini nasıl ele alırlardı?" yönündeki soru üzerine, iki yıl önce Cenevre toplantıları benzeri bir konferansı Türk hükümetine teklif ettiklerini ancak kabul görmediğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Biz olsaydık, kesinlikle El Kaide, El Nusra gibi militanların Türkiye topraklarından Suriye'ye girmesine asla izin vermezdik. Cihadcı grupların Türkiye'de kamp kurmalarına asla izin vermezdik. Türkiye üzerinden El Kaide'ye silah gönderilmesine asla izin vermezdik. Suriye'de çatışan taraflardan biri durumuna asla gelmezdik. Ateşin üzerine benzinle asla gitmezdik. İzlenilen yanlış bir politika Suriye'de şiddetin artmasına yol açmıştır."
PYD'nin Suriye'nin kuzeyindeki faaliyetlerine yönelik soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Kürtler (Suriye'de) özerk bölge oluşturmaya çalışıyorlar, bu bizim sorunumuz olmaktan çok Suriye'nin sorunudur. Birinci önceliğimiz Suriye'de kan kaybının, çatışmaların önüne geçmektir" dedi.
"Bizi suçluyor ama (Dersim) arşivini açacak onlar"
Dersim'de yaşanan olaylara yönelik soruya karşılık Kılıçdaroğlu, Dersim'de yaşanan acıları bildiğini ama olayların gerçek anlamda ne olup olmadığını anlamak için Dersim arşivlerinin açılması gerektiğini belirterek, bu konuda TBMM'de teklif verdiklerini hatırlattı. Kılıçdaroğlu, "Eğer siz bütün bilgileri kamuoyuna açıklarsanız gerçekler de ortaya çıkar, gerçeklerden kimse korkmaz. Ama AKP henüz bunu yapmadı. Bizi suçluyor ama arşivi açacak onlar, biz değiliz ama bu arşivler bir gün açılacak ve gerçekler ortaya çıkacak. Özür dilenecekse Dersim olayıyla ilgili elbette bunu Başbakan yapacak. Biz hiçbir zaman 'belgeler açıklanmasın' demedik" değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, seçimlerde "oyların korunmasına" yönelik soruya da "Seçim sandıklarına sahip çıkmak dışında başka bir seçeneğimiz yok" diye yanıt verdi.