Özür bombası
ABD Başkanı Obama'nın da dahil olduğu bir telefon görüşmesiyle İsrail'in Türkiye'den özür dilemesi bütün dünyada yankı buldu.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İSTANBUL - Başbakanlık, İsrail'in Türkiye'den özür dilemesi hakkındabir açıklama yaptı.
Başbakanlık, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la yaptığı telefon görüşmesinde Mavi Marmara baskını sebebiyle Türk halkından özür dilediğini, tazminat ödemeyi kabul ettiğini ve Gazze dahil Filistin topraklarına sivil halkın kullanacağı malların girişine ilişkin kısıtlamaları kaldırmayı kabul ettiğini bildirdi.
Başbakanlık Basın Merkezi'nden yapılan açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir telefon görüşmesi yaptığı kaydedildi. Açıklamada, telefon görüşmesi talebinin İsrail tarafından geldiği ve yaklaşık 10 dakika süren görüşmede, Başbakan Erdoğan'ın, Netanyahu'ya, "Türk ve Yahudi halkları arasındaki ortak tarihe dayanan ve yüzyıllardır süregelen güçlü dostluk bağlarına ve işbirliğine değer verdiğini" söylediği vurgulandı.
Başbakanlık açıklamasında, ayrıca Başbakan Erdoğan'ın, bölgenin barış ve istikrarı için hayati stratejik öneme sahip olarak gördüğü ilişkilerin son dönemde bozulmuş olmasının üzüntü verici olduğunu ifade ettiği belirtildi.
Açıklamada, Erdoğan'ın, Türkiye'nin İsrail-Filistin ihtilafına iki devletli vizyon temelinde adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözüm bulmasına yönelik uluslararası ve bölgesel tüm çabalara desteğini yinelediğine işaret edildi.
Erdoğan, Türk halkı adına özrü kabul etti
Başbakanlık açıklamasında, "Sayın Netanyahu, İsrail tarafından hadiseyle ilgili olarak yürütülen ve bir dizi operasyonel hatanın yapıldığına işaret eden soruşturma ışığında, can kaybına veya yaralanmaya yol açan her türlü hatadan dolayı İsrail adına Türk halkından özür dilemiş, Sayın Başbakanımız da söz konusu özrü Türk halkı adına kabul etmiştir. İki başbakan, tazminat-ademi mesuliyet konusunda bir anlaşma yapılması hususunda da mutabık kalmıştır" ifadelerine yer verildi.
Netanyahu'nun ayrıca, İsrail'in sivil halkın kullanacağı malların Gazze dahil Filistin topraklarına girişine ilişkin kısıtlamaları esas itibariyle kaldırdığını ve sükunet devam ettiği müddetçe bu durumun da devam edeceğini ifade ettiğine yer verilen açıklamada, iki liderin Filistin topraklarındaki insani durumun iyileştirilmesi için birlikte çalışmak konusunda mutabık kaldığı kaydedildi.
Netanyahu, can kayıplarına yol açan hatalardan dolayı özür diledi, tazminat ödeme sözü verdi
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bürosundan yapılan açıklamada, İsrail'in Mavi Marmara saldırısındaki hatalarından ötürü Türkiye'den özür dilediği bildirildi.
Açıklamada, Netanyahu'nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bugün görüştüğü belirtildi ve liderlerin, "büyükelçilerin yeniden atanması, Türkiye'de İsrail askerlerine karşı açılan davaların iptal edilmesi gibi iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda uzlaştığı" ifadelerine yer verildi.
Netanyahu'nun, Mavi Marmara saldırısından ötürü duyduğu pişmanlığı dile getirdiğinin belirtildiği açıklamada, İsrail Başbakanı'nın "trajik sonuçların" kasti olmadığını, İsrail'in yaptığı soruşturmaya göre saldırıda "operasyonel hatalar" olduğunu söylediği kaydedildi.
Açıklamada, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun saldırıda hayatını kaybedenler nedeniyle İsrail'in "pişmanlığını ifade ettiği" ve tazminat ödeme sözü verdiği de belirtildi.
Netanyahu açıklamada, Mavi Marmara saldırısıyla ilgili olarak can kayıplarına yol açmış olabilecek her türlü hatadan dolayı Türk halkından özür diledi.
İsrail Başbakanı Netanyahu, Gazze dahil Filistin topraklarındaki sivillerin hareketine ilişkin bazı sınırlamaların zaten kaldırıldığını ifade ederek, sükunet korundukça bu durumun devam edeceğini kaydetti.
Saldırıda gemide bulunan İHH Şanlıurfa Şube Başkanı Atila
İsrail'in, Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara Gemisi'ne düzenlenen saldırıya ilişkin Türkiye'den özür dilemesinin yankıları sürüyor.
Gemide İsrail askerlerinin saldırısından yara almadan kurtulan İHH Şanlıurfa Şube Başkanı Behçet Atila, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yardım faaliyeti için Gazze'de bulunduğunu, İsrail'in özür dilediğine ilişkin haberi burada almanın kendisinde çok farklı duygular uyandırdığını belirtti.
İsrail'in şu ana kadar herhangi bir konuda özür dilediğini hatırlamadığını aktaran Atila, "İsrail'e özür diletmek bile başlı başına bir olay. İsrail, çok kibirli ve kendini beğenmiş bir ülke. Bildiğim kadarıyla bugüne kadar herhangi bir ülkeden hiçbir konuda resmi olarak özür dilemiş değil. Bu tavırları Türkiye'nin gücünü gösteriyor. İsrail'in geri adım attığını gösteriyor" diye konuştu.
Sadece özür ve tazminatın kendileri için yeterli olmadığını vurgulayan Behçet Atila, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İsrail'in özür dilemesi ve tazminat ödemesi sevindirici ama yeterli değil. Filistin'e uygulanan ambargo da bir an önce kalkmalı. Mavi Marmara'nın yola çıkmasının hedefi de zaten ambargoyu kırmaktı. Allah'ın izniyle ambargonun kaldırılmasına yönelik mücadelemiz sürecektir."
Görüşmeye bir ara Obama da dahil oldu
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, Mavi Marmara saldırısından dolayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan özür dilediği telefon görüşmesine bir ara ABD Başkanı Barack Obama'nın da dahil olduğu öğrenildi.
Amerikan yönetiminden üst düzey yetkililerin verdiği bilgiye göre, Erdoğan-Netanyahu görüşmesi, Obama'nın İsrail'den ayrılışından hemen önce havaalanında düzenlendi ve yaklaşık yarım saat sürdü.
Yetkili, görüşmeye bir ara Obama'nın da dahil olduğu bilgisini verdi.
Görüşmede Netanyahu'nun Mavi Marmara saldırısından dolayı özür dilediğini ve "operasyonel hatalar" yapıldığını söylediğini, Başbakan Erdoğan'ın da özrü kabul ettiğini belirten yetkili, bu gelişmeyi, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi doğrultusunda "ilk adım" olarak niteledi.
Amerikalı yetkili, bu konunun, Obama ile Netanyahu arasında bu hafta içinde yapılan görüşmelerde de ele alındığını bildirdi.
İsrail'in, Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara Gemisi'ne düzenlenen saldırıya ilişkin Türkiye'den özür dilemesinin yankıları sürüyor.
Saldırıda Mavi Marmara Gemisi'nde bulunan Konya Sivil Toplum Kuruluşları Başkanı Latif Selvi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gazze'ye insani yardım götüren gemiye İsrail askerlerince uluslararası sularda düzenlenen saldırı karşısında dünya kamuoyunun tutumu sonrası ABD ve İsrail'in baskı altında kaldığını söyledi.
İsrail'in pozisyonu itibarıyla büyük bir daralma yaşadığını aktaran Selvi, şunları kaydetti:
"İsrail, buna rağmen düşüncelerinden vazgeçmiyordu. Kararlı bir şekilde tavırlarını sürdürüyordu. Bu özür Türkiye'nin çok kararlı bir duruşunun sonucudur. Bu noktada Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na teşekkür ediyorum. Bu özür, İsrail'in haksızlığının tescilidir. İsrail ilk defa çaresiz kaldığını hissederek özür diledi. Filistin ile ilgili de önemli adım atacaktır. Bu özür, bölgedeki yıllar içinde birikmiş İsrail sorununa çözüm olacaktır. Bundan sonraki süreçte İsrail bölgede iyi ilişkiler kurmak ve eski politikalarından vazgeçmek zorunda kalacaktır."
NATO İsrail'in özrünü memnuniyetle karşıladı
NATO, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, Mavi Marmara baskını nedeniyle Türkiye'den özür dilemesini memnuniyetle karşıladı.
NATO Sözcüsü Oana Lungescu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Bölgesel diyalog ve istikrarı ve uluslararası işbirliğini ileriye götürecek bu önemli adımı memnuniyetle karşılıyoruz" dedi.
AB, İsrail'in özür dilemesinden çok memnun
AB, İsrail'in özür dilemesinden çok memnun
Avrupa Birliği (AB), İsrail'in Mavi Marmara baskını nedeniyle Türkiye'den özür dilemesini büyük memnuniyetle karşıladı.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ın sözcüsü Michael Mann, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Bu olumlu adımla ilgili haberlerden çok memnun olduk. Türkiye ve İsrail AB'nin önemli ortaklarıdır ve ilişkilerinin iyileşmesi Ortadoğu'da barış ve güvenlik görmek isteyen herkesin çıkarınadır" dedi.
Michael Mann, AB'nin Türkiye ve İsrail arasında, iyileşen ilişkileri sağlamlaştıracak hızlı somut adımlar atılmasını teşvik ettiğini söyledi.
AKPM, "silahların susması" çağrısını memnuniyetle karşıladı
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Başkanı Jean-Claude Mignon, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın silahların susması ve örgüt üyelerinin yurtdışına çıkması çağrısını memnuniyetle karşıladı.
Mignon, yaptığı yazılı açıklamada, bu çağrının barış sürecinde önemli bir adımı teşkil ettiğini vurguladı.
Açıklamada, ''Şiddetin sona ermesinin, her türlü müzakereler için ön koşul teşkil ettiği'' ifade edildi.
İngiltere Dışişleri Bakanlığı
İngiltere, "Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşmesine dair haberleri memnuniyetle karşıladığını" bildirdi.
İngiltere Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleşmesine dair haberleri memnuniyetle karşılıyoruz. Her iki ülke de Birleşik Krallık'ın önemli ortaklarıdır. Bu iki ülke arasındaki ilişkiler, Ortadoğu bölgesinin istikrarı için önemlidir" ifadelerine yer verildi.
Saldırıda Dünya Tekvando Şampiyonu eşi Çetin Topçuoğlu'nu kollarında kaybeden milli tekvandocu Çiğdem Topçuoğlu
Saldırıda Dünya Tekvando Şampiyonu eşi Çetin Topçuoğlu'nu kollarında kaybeden milli tekvandocu Çiğdem Topçuoğlu
İsrail'in, Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara Gemisi'ne düzenlenen saldırıya ilişkin Türkiye'den özür dilemesinin yankıları sürüyor.
Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara Gemisi'ne düzenlenen saldırıda Dünya Tekvando Şampiyonu eşi Çetin Topçuoğlu'nu kollarında kaybeden milli tekvandocu Çiğdem Topçuoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gelişmeyi Türk bürokrasisi, hükümet açısından olumlu bulduğunu belirtti.
Topçuoğlu, şunları kaydetti:
''Türk diplomasisi açısından, bizim için gerçekten büyük başarı oldu. Burada emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Ama biz Türk milleti olarak, o 9 tane katledilen, masum vatandaşın, nasıl hesabını verecekler. Bir özürle, bir tazminatla mı hesap verilecek. Bunu kabullenemeyiz. 3 yıl geçti üzerinden. 3 yıl sonra böyle bir olayın olması ne derece samimi. İşgal devletini biz kabul etmiyoruz. Ancak, tek bir şartla bizler kabul edebiliriz. Filistin'de akan şehit kanları duracak, abluka kalkacak, tüm insanlıktan özür dileyecek. Ondan sonra özrünü kabul edebiliriz. Kaldı ki biz işgal devleti diye bir şeyi kabul etmiyoruz.''
Saldırıda yaralanan Muhyettin Yıldırım
Mavi Marmara Gemisi'ne düzenlenen saldırıda yaralanan Muhyettin Yıldırım da, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail'in Türkiye'den özür dilemesini ''samimi bulmadığını'' belirtti.
Ortada bir hata, kusur varken bu kadar süre beklenmesinin bir anlamı olmadığını ifade eden Yıldırım, ''İsrail şu anki konjonktür gereği bu özrü yapıyor. Çünkü, Orta Doğu'da, dünyada yalnızlaştı, bu yalnızlığı sadece Türkiye ile aşabileceğine inanıyor. Özürü de buna bağlıyorum. Belli bir kabahat, kusur, işlediği için diye değil, yalnızlığından dolayı özür dileme pozisyonu var ortada'' diye konuştu.
Yıldırım, bu özrün kendilerini tatmin etmediğini vurguladı.
Saldırıda yaralanan Cevdet Ökenek
Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara Gemisi'nde İsrail askerlerinin saldırısında yaralanan Cevdet Ökenek, İsrail'in özür dilemesine ilişkin, "Bizim için önemli olan Filistin'de yaşayan kardeşlerimizin özgür olmasıdır" dedi.
Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde lokanta işleten Ökenek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 31 Mayıs 2012 tarihinde Mavi Marmara Gemisi ile Gazze'ye yardım götürdükleri sırada uluslararası sularda İsrail askerlerinin saldırısına maruz kaldıklarını hatırlattı.
Koluna ve kalçasına isabet eden kurşunlarla yaralandığını, uzun bir tedavi sürecinin ardından sağlığına kavuştuğunu anlatan Ökenek, şunları kaydetti:
"Kamuoyu uzun zamandır İsrail'den özür bekliyordu. Türkiye'den bu konuda özür dilenmesi önemli bir gelişme. İsrail'in özür dilemesi önemli bir olay. Bizim için önemli olan Filistin'de yaşayan kardeşlerimizin özgür olmasıdır. Bu da inşallah en kısa sürede gerçekleşir."
Saldırıda yaralanan Mehmet Tunç
Saldırıda yaralanan Mehmet Tunç
İsrail'in, Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara Gemisi'ne düzenlenen saldırıya ilişkin Türkiye'den özür dilemesinin yankıları sürüyor.
Saldırıda Mavi Marmara Gemisi'nde yaralanan Mehmet Tunç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail'in Türkiye'den özür dilemesini "olumlu bir gelişme" olarak nitelendirdi.
Saldırıların üzerinden yaklaşık 3 yıl geçtiğini belirten Tunç, "Aslında bu özür daha önceden olmalıydı. Çok gecikmiş bir özür" dedi.
Bugüne kadar İsrail'e yönelik şahsi bir dava açmadığını, dava açmak için İsrail'in özür dilemesini beklediğini dile getiren Tunç, şunları söyledi:
"Bu özrün ardından şahsi olarak maddi ve manevi tazminat davası açacağım. Tazminatı alırsam da bir kuruşuna dahi dokunmadan Filistin halkına bağışlayacağım. Çünkü biz o yola çıkarken sadece Allah rızasını düşündük ve Filistin halkının özgürlüğü için yola düştük. Bir kere daha böyle bir şey olsa bu sefer o gemiye ailemi de alıp giderim."
Saldırıda ağabeyini kaybeden Hasan Yaldız
Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara Gemisi'nde İsrail askerlerinin saldırısında hayatını kaybeden Fahri Yaldız'ın kardeşi Hasan Yaldız, İsrail'in Türkiye'den özür dilemesine ilişkin, ''Şehit ailesi olarak bizim birinci önceliğimiz Filistin'e uygulanan ambargonun koşulsuz olarak kaldırılmasıdır'' dedi.
Yaldız, İHH Adıyaman Şubesi'nde gazetecilere yaptığı açıklamada, özür ve tazminatın kendileri için ikinci planda olduğunu söyledi.
Şu anda devam eden bir mahkemenin olduğunu anımsatan Yaldız, ''Orada suç işleyen askerler ne olacak? Daha bu soruların cevabı verilmedi. Sadece bir özür ve tazminat konuşuluyor. Bizim taleplerimiz öncelikli olarak devam eden yargılamanın biran önce sonlanmasıdır'' diye konuştu.
Bir gazetecinin ''İsrail'in özür ve tazminat ödemeyi kabul etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?'' şeklindeki sorusu üzerine Yaldız, şunları kaydetti:
''Hükümet bu konuda çok başarılı bir çalışma yaptı. Bizler de hükümetin verdiği beyanlar doğrultusunda hareket edeceğiz. Şehit ailesi olarak birinci önceliğimiz Filistin'e uygulanan ambargonun koşulsuz olarak kaldırılmasıdır. Kudüs'teki Mescid-i Aksa işgal altında. Bunlar giderilmediği müddetçe bizim burada konuşmalarımız boş. Sadece Gazze'de değil, Batı Şeria'da, Ramallah'da uygulanan zulüm var. Bunlar kalktıktan sonra özür ve tazminata bakacağız.''
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun Mavi Marmara baskınıyla ilgili olarak Türkiye'den özür dilemesinin son derece olumlu olduğunu belirterek, "Türkiye'nin bölgesel anlamda ne kadar önemli olduğu bir kere tescil edildi" dedi.
TİM Başkanı Büyükekşi, yaptığı yazılı açıklamada, Mavi Marmara baskınından sonra bozulan ilişkileri tamir etmek için Türkiye'nin İsrail'e 3 şart öne sürdüğünü ifade ederek, İsrail'in özür dilemesi, Mavi Marmara baskınında ölenlere tazminat verileceğini açıklaması ve Gazze'ye uyguladığı ambargoyu kaldırılmasıyla Türkiye'nin ilişkilerinin normalleşmesi için öne sürdüğü şartların yerine getirildiğini belirtti.
Mavi Marmara baskının yapıldığı 2011 yılında Türkiye'nin ihracatının İsrail'e, bir önceki yıla göre yüzde 15 arttığını, 2012 yılında ise yüzde 3 gerilediğini belirten Büyükekşi, bugüne kadar gelen süreçte Türkiye ve İsrail arasındaki dış ticaretin çok fazla etkilenmediğini, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin devam ettiğini kaydetti.
Büyükekşi, İsrail'in özür dilemesi sonrası Türkiye ve İsrail arasındaki ticari ilişkilerin daha da gelişeceğini düşündüğünü ifade etti.
Karayılan'dan teröristlere telsizle çağrı
Abdullah Öcalan’ın dün Diyarbakır’daki nevruz kutlamasında okunan mektubunda yer alan ’sınır dışına çekilin’ mesajından sonra, örgütün Kandil Dağı’nda bulunan yöneticilerinden önce Murat Karayılan, sonrasında da Duran Kalkan’ın, PKK’lılara telsizle, sürece destek için ’eylemsizlik’ pozisyonuna çekilmeleri talimatı verdikleri öne sürüldü.
Güvenlik birimlerinin yaptığı teknik dinlemeler sonucunda dün sabah saatlerinde, PKK ana kampının bulunduğu Kandil Dağı’nda PKK’nın bir numaralı ismi Murat Karayılan’ın, daha sonra da silahlı gruplardan sorumlu KCK Savunma Komitesi Başkanı Duran Kalkan’ın, telsizle örgüttekilere telsizle bazı talimatlar verdiği haberleri yayıldı. Yaklaşık 20 dakika süreyle telsizde Türkiye içindeki örgütün sözde eyalet komutanlarına talimat verdiği söylenen Murat Karayılan, bu talimatın tüm örgüt mensuplarına duyurulmasını istediği ileri sürüldü.
Murat Karayılan’ın telsizde talimat verirken, PKK’nın 2012 yılı eylemleriyle Türkiye’ye karşı büyük zafer kazandığını söylediği, ’Türk Devleti karşımızda aciz kalmıştır’ dediği ileri sürüldü. İddiaya göre Murat Karayılan talimatında şöyle dedi:
"Halk savaşını en üst seviyeye çıkarmak için gerekli bütün hazırlıkları tamamlamış durumdayız. Ancak önderliğimiz tarafından başlatılan bir süreç var. Bu sürece bütün PKK birimleri bağlı kalacaktır. Bizler Başkan Apo’nun başlattığı barış sürecine sonuna kadar bağlı kalacağız ve bu sürecin takipçisi olacağız. Bulunduğumuz konumunu kesinlikle koruyacağız. Hiçbir birim, kendi başına hareket etmeyecektir. Kış üslenmesinde olan gruplar bulundukları bölgenin koşullarına göre hareket ederek üslenmesini sürdürsün ve hiçbir birim kendi başına hareket etmesin. Bulundukları konumlarını koruyarak eylemsizlik pozisyonuna geçsin. Bu konuda bizden gelecek talimatlara göre hareket edilecektir. Eylemsizlik pozisyonu kesinlikle bütün birimlerine anlatılmalı ve bu süreç konusunda gerekli bilgiler verilmelidir."
Murat Karayılan’dan sonra örgütün elebaşlarından Duran Kalkan’ın da PKK’lılara yönelik telsizde eylemsizlik kararı ile ilgili geniş bir konuşma yaptığı ileri sürüldü. Duran Kalkan’ın da Abdullah Öcalan’ın başlattığı süreci sonuna kadar destekleyecekleri konusunda PKK’lılara bilgiler verdiği, ancak geri çekilme konusunda herhangi bir konuşma yapmadığı kaydedildi.
Demirtaş: Yüzde 1'i hükümete kaldı
Demirtaş: Yüzde 1'i hükümete kaldı
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, " Bayrakla sorunumuz yok. Bayrak bir siyasi partinin ve anlayışın unsuru olmaktan çıkarılırsa önümüzdeki nevruzda asılabilir." dedi.
Demirtaş sözlerine şöyle devam etti:
"Kürt sorunundan kaynaklı silahlı mücadelenin yüzde 99 ' u bitti.yüzde'1 i hükümete kaldı.Bu, barış çağrısını almak istemeyenlerin yarattığı tartışmadır. Silahlı güçlerin ülkeden çıkışıyla ilgili iki komisyon oluşturulmalı. Muhalefet Ak Parti ile başedemediği için kürtlerin savaşmasını istiyor. Bayrakla sorunumuz yok. Bayrak bir siyasi partinin ve anlayışın unsuru olmaktan çıkarılırsa önümüzdeki nevruzda asılabilir. Demokratik reform tedbirleri silahı gündemden düşürür. Bu komisyonlardan biri resmi diğeri sivil olmalıdır. Kürt halkı devletin bayrağından rahatsız değildir."
DemokratikToplum Kongresi (DTK) Genel Başkanı Ahmet Türk, Bolivya Senöterler Heyeti’nin ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, Kürtler’in bundan sonra devletin atacağı adımlara bakacağını belirterek, "Bundan sonra top iktidardadır. Kürtler devletin bundan sonraki pratik adımını bekleyecektir" dedi.
Diyarbakır’da dün yapılan nevruz kutlamalarına katılan Bolivya heyeti, bugün Demokratik Toplum Kongresi Genel Başkanı Ahmet Türk ve Yardımcısı Aysel Tuğluk’u ziyaret etti. Bolivya’dan gelen Mary Medina Zabaleta, Rossemary Carlo Lucas ve Sonia Guardia Mergel ile asistanları Sandra Qırız’den oluşan heyet, ziyaret sırasında Türk ve Tuğluk’a partilerini tanıttı. Senatörleri görüşmenin sonunda kendi partilerini temsil eden yeşil, kırmızı ve sarı renkli bez rozetleri, Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un yakasına taktı.
Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales’in sosyalist olduğunu belirten Sonia Guardia Melger, "Biz halktan geliyoruz. Bolivya halkı şimdi öndedir. Eskiden bizim ülkemizde milletvekili olmak, zengin olmayı gerektiriyordu. Ama şu anda öyle değil. Ezilen halklarla çok yakınız. Biz eşitlik için erkek ve kadınlarımızla çok mücadele verdik" dedi.
DTK Genel Başkan Yardımcısı ve Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, Kürtler’in 90 yıldan bu yana haklarından mahrum bırakıldıklarını belirterek, "Kürtler direndiler ve kazandılar. PKK ve onun önderi sayın Öcalan, yeni bir süreç başlattı. Bu süreci artık silahlar değil, demokratik siyasetle haklarımızı alma süreci olarak görebiliriz. Silahlı siyasetten, silahsız siyasete geçiştir. Sayın Öcalan çok önemli bir aktör. Türkiye’de onu terörist olarak gösterseler de Kürt halkı açısından bir önderdir. Yeni bir süreci başlatma cesaretini gösterdi" diye konuştu.
DTK Genel Başkanı ve Mardin bağımsız Milletvekili Ahmet Türk ise, sadece Ortadoğu değil bütün dünyanın yeniden şekillendiğini ifade etti. Kendilerini inkar edenlere karşı düşmanlık beslemediklerini belirten Ahmet Türk, şunları söyledi:
"Tam tersine halkların kardeşliğini destekledik. Kürt hareketi sosyalist bir gelenekten geliyor. Sayın Öcalan da yıllardan beri halkların kardeşliğinin önemini hep vurguladı. Daha önce silahlı güçler Kürtler’in mücadelesini dünya gündemine taşıyordu. Bugün silahlar sustuğunda artık demokratik siyasetin önemi daha da artacaktır. Türkiye, Kürtler’in taleplerini terörize ederek Kürt halkını dünyanın gözünde boğmaya çalıştı. Kürtler barış için bugün çok önemli adımlar attı. Şimdi Dünya hala Kürtler’i terörist olarak mı ilan edecek? Yoksa bu düşüncelerini değiştirecek mi? Kürtler bunu merak ediyor."
Görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan DTK Genel Başkanı Ahmet Türk, "Bundan sonra top hükümettedir. Devletin alacağı kararlardır. Elbetteki bütün gelişmeler hem Kürtlerin daha özgür bir geleceği, hem halkların kardeşliği içindir. Bunun böyle doğru okunması durumunda bir sorun olmayacağı inancındayım" dedi. Devletin, Kürtlerin haklarını görmesi ve kucaklaması gerektiğini belirten Ahmet Türk, "Kürtler devletin bundan sonraki pratik adımını bekleyecektir. Sürecin arkasında olduğumuzu ifade ettik. Öcalan’ın gönderdiği mesaj açık. Bundan sonra top hükümettedir. Hükümetin kucaklayıcı yaklaşımı, barşçıl bir sürecin gelişmesine katkı sunar. Ama mantıklarında bir değişiklik olmadığı taktirde artık süreci çok iyi bilen, demokrasinin ne olduğunu bilen Kürtler de, o özgürlük mücadelesinden asla taviz vermez" ifadesini kullandı.
Nevruz kutlamalarına ilişkin yapılan bayrak tartışmaları ile ilgili bir soruya Ahmet Türk, "O katliamların yapıldığı zamanlarda bile Kürtler bayramı kutladı. Bizim bayrağa karşı düşmanlığımız yok. Partimizde, grubumuzda bayrak var. Biz siyasi olarak karar alsak bile, birileri onu indirdiği zaman farklı tartışmalara yol açardı. Aslında bu tartışmalar süreçle ilgisi olmaması gereken şeyler. Kürtler ve Türklerin birbirlerini kucaklayacağı bir sürecin altyapısını oluşturmak lazım. Bayrak vardı, yoktu tartışmasının anlamı ve faydası yok" diye yanıtladı.
DTK Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, Öcalan’ın Nevruz’da okunan mesajıyla birlikte Türkiye’de tarihi sürecin başlangıcı olduğunu belirterek, "Ben bir demokratik birlik, birlikte yaşama manifestosu olarak değerlendiriyorum. Kaybet kaybet siyasetinden kazan kazan siyasetine geçiş sözkonusu" dedi. Kürt ve Türklerin bin yıllık kardeşçe yaşamından bahseden Tuğluk şöyle devam etti:
"Artık bundan sonra Kürtler’in haklarının anayasal güvence altına alınması mücadelesini vereceğiz. Sınır dışına çıkma tartışmaları çok yoğun. Sınır dışına çıkılabilmesi için bir takım kurumsal gözlemci heyetlerin olması, meclisin bu konuda insiyatif alması gerekiyor. Sayın Öcalan’ın koyduğu çerçevede bir yaklaşım görüldüğünde, iddia ediyorum, 1 haftada Kürt meselesi çözülebilir. Bu süreci istemeyen bazı provokatif yaklaşımlar olabilir. Bunlara karşı da çok dikkatli olmak zorundayız."
Abdullah Öcalan’ın Kürtçe mesajının düzgün okunmaması ile ilgili eleştirilerle ilgili olarak da Tuğluk, "Bugün bizler Kürtçeyi bilmiyorsak, bu devletin inkarcı politikasından dolayıdır. Ama kendi dilimize sahip çıkacağız" diye cevaplandırdı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında gerçekleşen telefon konuşmasındaki ilginç ayrıntıya hurriyet.com.tr ulaştı. Erdoğan ile Netanyahu'nun konuşmasının yarım saat sürdüğü, askeri konteynerde gerçekleşen görüşme sırasında bir ara Obama'nın da telefonu alarak Başbakan Erdoğan ile konuştuğu ortaya çıktı. Netanyahu, Erdoğan'a (*özür dilemek) anlamında İbranice 'İtznatlut' sözünü söyledi.
ABD Başkanı Barack Obama, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bugün bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini açıkladı. Hürriyet.com.tr görüşmenin detaylarına ulaştı. Erdoğan ile Netanyahu'nun konuşmasının yarım saat sürdüğü hatta bir ara Obama'nın da telefonu alarak Başbakan Erdoğan ile konuştuğu ortaya çıktı.
Obama İsrail’e ziyaretinin ilk gününde Türkiye ile ikili ilişkilerin iyileştirilmesi konusunu gündeme getirdi. Ancak formül konusunda anlaşma sağlanamadı. Obama’nın Netanyahu’ya bu konunun biran önce çözülmesi gerektiğini söylemesi üzerine devreye Amerikalı diplomatlar girdi ve Ankara İsrail arasında formül arayışlarına başlandı. Ve Obama’nın ziyaretinin son günüde beklenen görüşme gerçekleşti. Netanyahu, Obama’yı uğurlamaya gittiği havalimanında askeri bir konteynerin içinden Erdoğan’ı aradı.
Netanyahu Mavi Marama olayı ve operasyonel hatalardan dolayı özür diledi. Tazminat ödemeyi kabul etti. Özürü kabul eden Erdoğan Türkiye’nin İsrail askerleri hakkında açtığı davaları geri çekeceğini söyledi. İsrail ile Türkiye arasında ikili ilişkilerin iyileştirilmesi dönemine geçilmesiyle, Obama telefona alarak Erdoğan’a yaşanan gelişmelerden dolayı mutlu olduğunu iletti.
Netanyahu, Gazze ablukasının kaldırılacağı sözünü de verdi
Netanyahu, Gazze ablukasının kaldırılacağı sözünü de verdi
Operasyonun gerçekleştirildiği dönemde İsrail'in Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten Avigdor Liberman, İsrail'in özrü sonrasında şu açıklamayı yaptı: "Türkiye'ye özür büyük yanlış. Bu İsrail ordusunun motivasyonuna zarar verecek ve İsrail'in gururunu ve onurunu yaralayacak."
"Türkiye, Filistin halkının desteklenmesi konusunda çok seçkin bir tutum izliyor"
Hamas, Türkiye'nin Filistin halkının desteklenmesi konusunda çok seçkin bir tutum izlediğini belirtti.
Hamas Meclis Grubu Sözcüsü Salah Berdevil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Türkiye, Filistin halkının desteklenmesi konusunda çok seçkin bir tutum izliyor. Umarız ki Türkiye, bu duruşunu daha fazla artırarak, İsrail'in Kudüs'ü Yahudileştirmesinin önüne geçilmesi ve Batı Şeria'daki yerleşim birimlerinin durdurulması için çaba harcar" dedi.
Türkiye'nin takdire şayan ve saygın bir ülke olduğunu vurgulayan Berdevil, "Biz Türkiye'nin halkımızın yanında yer alan duruşunu takdirle karşılıyoruz. Türkiye'nin İsrail'le ilişkilerin düzelmesi noktasında Gazze'ye ablukanın kaldırılmasını şart olarak sunması, abluka altındaki Filistin halkına yardımcı olacaktır. Ancak biz İsrail'in sözünde duracağına inanmıyoruz. Şuan İsrail taviz verse de bir şekilde tamamen ablukanın kalkmasını engelleyecektir" ifadelerini kullandı.
İsrail'in Gazze'de ablukadan da öteye geçerek, Gazzeli balıkçıların 6 milden fazla açılıp balıkçılık yapmasına izin vermediğine ve Kudüs'te yerleşim birimleri inşa etmeye devam ettiğine dikkati çeken Berdevil, "İsrail Filistin topraklarında suikastler düzenliyor, Batı Şeria'da yerleşim birimleri inşa etmeye devam ediyor" diye konuştu.
Başbakanlık, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la yaptığı telefon görüşmesinde Mavi Marmara baskını sebebiyle Türk halkından özür dilediğini, tazminat ödemeyi kabul ettiğini ve Gazze dahil Filistin topraklarına sivil halkın kullanacağı malların girişine ilişkin kısıtlamaları kaldırmayı kabul ettiğini bildirmişti.
Saldırıda yaralanan Mehmet Ali Zeybek
Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara Gemisi'nde İsrail askerlerinin saldırısında yaralanan Mehmet Ali Zeybek, İsrail'in Türkiye'den özür dilemesine ilişkin, ''Tazminatı alırsam Gazze'deki mağdur insanlara kendi elimle vermeyi düşünüyorum'' dedi.
Diyarbakır'ın merkez Bağlar ilçesinde eczacılık yapan 2 çocuk babası Zeybek (31), AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail'in Türkiye'den özür dilediğini arkadaşlarından ve avukatlarından öğrendiğini belirterek, Mavi Marmara gemisinde bulunmalarının temel gayesinin Gazze'ye yönelik ablukanın kaldırılması olduğunu belirtti.
Zeybek, İsrail'in Gazze'deki ölen çocuklardan da özür dilemesi gerektiğini vurgulayarak, ''Gazze'deki ablukanın kaldırılması lazım. Konuyu yargıya taşımamızın nedeni İsrail'i kamuoyu nezdinde biraz daha köşeye sıkıştırarak ablukayı kaldırmasıydı. Biz olaya karışan yetkililerle askerlerin de yargılanarak cezalandırılmalarını istiyoruz. Çünkü o askerler masum insanlara saldırdılar. Bunun planlı bir saldırı olduğu ölü ve yaralı sayısından anlaşılıyor'' dedi.
Zeybek, yaşanan sorunun bir kısmını kendilerinin yaşadığını, temel sorunun ise Gazze'deki ablukanın sürmesi olduğuna dikkati çekerek, tazminatın verilecek olmasının da bir gelişme olduğunu belirtti. ''Tazminatı alırsam Gazze'deki mağdur insanlara kendi elimle vermeyi düşünüyorum'' diyen Zeybek, tazminatla aç, ilaçsız ve evsiz kalan insanlara yardım etmek istediğini söyledi.
Zeybek, alacağı tazminatta Gazze'dekilerin de hakkı olduğunu ifade ederek, ''Tazminatta benim bir hakkım varsa Gazze'dekilerin 99 hakkı var. 9 kurşunla yaralandım. Ellerimde kalıcı yüzde 75 his kaybı oluştu. Ancak Gazze'deki kolsuz bacaksız üstelik aç insanları düşündüğümde bu beni üzmüyor. Davet edilirsem gönüllü olarak yine giderim'' diye konuştu.
Başbakana teşekkür
Saldırıda yaralananlardan merkez Sur ilçesinde esnaflık yapan Ayetullah Tekin de İsrail'in özür dilemeye zaten mahkum olduğunu belirterek, Başbakan Erdoğan'a bu konudaki hassasiyeti nedeniyle teşekkür etti.
Tekin, İsrail'in olayın hemen ardından özür dilemesi gerektiğini vurgulayarak, ''Bu daha mertçe bir davranış olurdu. Çıkmaz sokağa girdikleri, Suriye konusunda bir politika belirleyemediklerinden Türkiye'ye muhtaç oldukları için böyle bir sonuca vardılar. Tabii bu işin garantörü Obama idi. Bunu biliyorduk. Obama ziyaretinin ardından böyle bir şey gerçekleşti. Bence İsrail daha ağır bir bedele mahkumdur. Buruk da olsa sevincimiz var. Başbakan ilk günden beri bizimleydi, kendisine teşekkür ediyoruz. Başbakan bu olayla ilgili her yerde hassasiyetini dile getirmişti'' ifadelerini kullandı.
Fetih hareketi liderlerinden Rabah
Fetih hareketi, İsrail'in Türkiye'den özür dilemesini ''Türkiye'nin diplomatik zaferi'' olarak niteledi.
Fetih hareketi liderlerinden Yahya Rabah, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''İsrail'in özrü Türkiye'nin diplomatik zaferidir. Bu özür, Türkiye'nin, Filistin halkının ve davasının yanında olmasının da zaferidir'' dedi.
Rabah, ''Türkiye'nin, İsrail ile ilişkilerin iyileştirilmesi için özellikle Gazze ablukasının kaldırılması şartını öne sürmesi, bizim için memnuniyet vericidir'' ifadelerini kullandı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD Başkanı Barack Obama'nın baskısı sonucu özür dilemiş olabileceğini öne süren Rabah,''Obama, İsrail'in, Türkiye'nin bölgedeki önemini idrak etmesini sağladı. Ona bu yönde baskıda bulundu. Çünkü, Türkiye, Ortadoğu halkları üzerinde etkili olan bir ülke'' diye konuştu.
Başbakanlık, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la yaptığı telefon görüşmesinde Mavi Marmara baskını sebebiyle Türk halkından özür dilediğini, tazminat ödemeyi kabul ettiğini ve Gazze dahil Filistin topraklarına sivil halkın kullanacağı malların girişine ilişkin kısıtlamaları kaldırmayı kabul ettiğini bildirmişti.
AJANSLAR