Para Çin'de de olsa alınız

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Cihan UĞUR

Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi ve dünyanın en büyük ihracatçısı olan Çin son iki yıldır iç piyasasını da büyütmenin ve ihracat fazlasını dengelemenin yollarını arıyor. Tamamen ihracata dayalı bir ekonomik yapıdan dengeli bir yapıya geçişi hedefleyen Çin hükümetinin gayretlerinin yanında, gelişen birçok olay da bu süreci hızlandırıyor. Belki de bundan sonra Çin'i dev alımlarıyla zikredeceğiz. Birçok sebepten dolayı 2 yıldır tekrar ettiğimiz bir gerçeği yinelemek istiyoruz: "Şimdi tam Çin'e ihracat yapma zamanı!!!"

Çin Parası'nın değerlenmesi

Çin parası 'Yuan'ın dış piyasalarda değer kazanması ve haksız rekabet konusunda aylarca haberler okuduk. Özellikle ABD'nin üzerine aldığı misyonla 2008'den itibaren sabitlenen yuanın değeri artık olması gerektiği şekliyle değer kazanıyor. Bu da, Çin'deki üreticilerin maliyetlerinin artması demektir. Maliyetleri artan Çinli firmalarla yurt dışındaki firmaların rekabeti artık daha kolay olacaktır.

İşçi maliyetlerinin artması

Uzun yıllardır Çin hakkında ülkemizde de birçok kişinin en çok sorduğu soru "Çin'de insanlar günde 1 dolara mı çalışıyor" sorusudur. Çin'de işçi maaşları aylık 100 USD' den son 2 yılda 200 USD' ye çıkmıştır. Mayıs ayında Guangdong eyaletindeki TOYOTA fabrikasında gerçekleşen işçi ayaklanması ve maaşlarında zam isteyerek greve gitmeleri, 1949 sonrası Çin'de gerçekleşmiş ilk düzenli-devamlı ve sonuca ulaşmış işçi hareketidir. Bu tip hareketler her eyalette olmasa da işçilerin maaşlarındaki artış beklentileri ve baskıları neticesinde işçi maaşları 300 USD' lere kadar yükselme sürecine girmiştir.

Devlet İhaleleri

Çin'de her yıl 500 milyar dolara yakın devlet ihalesi düzenlenmektedir. Bu ihalelere katılan yabancı ve Joint Venture firmaların sayısı giderek artmaktadır.

Çin zengin nüfusu ve lüks tüketim

2009 Ekim'inde yayınlanan "Hurun Raporu"na göre Çin'deki dolar milyarderi sayısı 101'den 130'a yükselmiştir ki; kendini gizleyenler bu rakama dahil değildir. Üstelik bu rakam Rusya ve Hindistan'dan daha fazladır. Ülkenin dışa açılımıyla birlikte son 30 yılda ortaya çıkan süper zengin elit sınıfın nüfusunun ise 200 milyona yaklaştığı tahmin edilmektedir. Son 5 yılda 15 milyar dolara yakın lüks tüketim ürünü alan Çin'in 2010 sonunda dünyanın en büyük 2'nci lüks tüketim pazarı olması tahmin edilmektedir.

Yabancı ürünlere olan ilgi

Çin zenginlerinde yabancı markalara ve ürünlere inanılmaz derecede bir düşkünlük mevcuttur. Bu sebepten birçok yerli firma ya direk yabancı firmaların ürünlerini satmak adına distribütörlük arayışında ya da yabancı firmalarla ortak üretim ve satışa girmek fikrindedir.

Ekonomik krizi ülkemiz gibi en hafif atlatan ülkelerden biri olan Çin hakkında yukarıda saydığımız gerçekler ve gelişmeler Çin iç pazarının ve ithalatının giderek artacağının sinyalleridir. Bugüne kadar Çin mallarının işlerini bozduğundan şikayet eden Türk imalatçı ve ihracatçıları artık "Çin Pazarı" gerçeğinin farkına varmalıdırlar. Bugün Çin'e hava süspansiyon körüklerinden beyaz eşyaya, deri giyimden fantezi ev tekstil ürünlerine ve mücevhere kadar birçok sektördeki Türk firması satış yapabilmektedir. Çin pazarı her alanda artık dünyaya açılmaktadır.

Tarihte hiç yerlerinden kalkmamış olan Hint ve Çin ırkı bugün için dünyanın her yerinde iş peşinde koşmaktadırlar. Tarihte yerinde duramayarak büyük medeniyetler kurmuş Türk tüccarına yerinde durmak yakışmaz. "İlim Çin'de de olsa alınız" sözü ilmi en uzak yerlerde dahi olsa kovalamanın önemine işaret etmektedir. Günümüzde ekmek aslanın kuyruğuna kadar inmişken ve en büyük savaşların yerini ekonomik rekabet ve mücadele almışken, "güzel iş, karlı yatırım, büyük pazar Çin'de de olsa gidip para kazanın" dense sanırım yanlış söylenilmiş olmaz!!!

Bu konularda ilginizi çekebilir