Piyasalar ikinci çeyrekte nasıl bir seyir izleyecek?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Murat BERK - Yapı Kredi Yatırım

Amerika Merkez Bankası’nın (FED)’in geçen haftaki toplantısında bizim ve piyasanın beklentilerinden daha yumuşak bir tutum takınması ile birlikte dolarda satış ve diğer piyasalarda daha olumlu bir seyir görüyoruz. Bu kısa vadede devam edebilir. Fakat yılbaşında belirttiğimiz gibi orta vadeli görüşlerimizde bir değişiklik yok. Piyasalarda ikinci çeyreğin biraz daha zor geçebileceği görüşündeyiz.

Geçen hafta da ifade etmeye çalıştığımız gibi özellikle Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantısından piyasalarda oluşan genel kanı, Şangay’da gerçekleşen G20 zirvesinde G3 merkez bankaları arasında kurlar konusunda bir “zımni anlaşma” veya koordinasyonun oluştuğu ve dolar değerinin artışına fazla izin verilmeyeceği şeklindeydi. Doların fazla değer kazanmaması esasında küresel ekonomi ve daha çok da piyasalar açısından büyük ölçüde olumlu bir durum olarak kabul ediliyor. Nitekim ECB toplantısının ertesi gününden itibaren piyasalarda gördüğümüz fiyatlama büyük ölçüde bu beklentiyi yansıtıyordu.

FED’in son toplantısında piyasanın beklentilerinden daha “güvercince” tahminler ve açıklamalar sunması ile birlikte piyasalarda özellikle yüksek faiz getirisine sahip “carry trade”  adındaki varlıklara yönelimi artırdı. 

Geçen hafta da bahsettiğimiz gibi bu bakış açısında veya daha doğrusu bu beklentide birkaç sorun olduğunu düşünüyoruz. Özellikle, doların değer kazanmaması veya “Plaza Antlaşması ” diye adlandırabileceğimiz anlaşmanın uygulanması çok ciddi koordinasyon gerektirir. Ayrıca, ECB’nin aldığı kararları 2012’deki Doğrudan Parasal İşlemler (OMT) ile karşılaştırmak mümkün olsa da eksik bir benzetme olur. Çünkü OMT’te ECB’nin bilançosu büyümüyordu. Bu sefer alınan kararların ECB’nin bilançosunu büyüteceğini ve dolayısıyla euro üzerinde etkisi olması beklenebilir. 
Doların değer kaybı madalyonunun öbür yüzünde EUR ve JPY’de değer kazançları olasılığı bulunuyor ancak Avrupa ve Japonya buna neden razı olsun? Belki daha önemlisi, FED’in modellerinde ölçmeye çalıştığı ve takip ettiği ABD ekonomisindeki çıktı açığının daraldığına dair işaretler var.  Bu durumdan daha önemlisi ise FED’in de bu şekilde düşündüğü yönünde işaretler söz konusu. 

Ayrıca, ABD verilerinin hem büyümede nispi kısmi toparlanma hem de enflasyonda kıpırdanma yaşadığını da görüyoruz. FED’in Nisan olmasa bile Haziran veya Temmuz’da faiz artırma olasılığı bizce yüksek. Bu bağlamda St.Louis FED Başkanı Bullard’ın en son açıklamaları bizce son derece dikkat çekici.