Piyasalarda bahar havası sürüyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

30 Mart seçimlerinden sonra piyasalarda başlayan bahar havası sürüyor. Dışarıda da işler iyi gidiyor. Türk Lirası dengeli duruyor. Borsa endeksi yükseliyor. Faizler düşüyor. İçerideki hikayede pek bir değişiklik yok. TCMB sıkı para politikası uyguluyor. Dün açıklanan rakama rağmen, iç talepteki artışın sürmesi zor gözüküyor. İhracat büyümeye büyük katkı veriyor. TİM’in açıklamasına göre, AB’ye olan ihracatımız sadece mayısta yüzde 15 artmış. AB ekonomisi dipten çıkıyor. Bir başarı hikayesi olarak sunulan İspanya’nın ilk çeyrek büyümesi sadece yüzde 0.4. Müthiş bir büyüme yok. Avrupa Merkez Bankası(AMB), geçen hafta açıkladığı önlemlerin büyümeye hız kazandıracağını düşünüyor. Bu tedbirlerin etkili olması, Türkiye ekonomisi için de önemlidir.

AMB’nin ekonomisini desteklemek için attığı adımlarda bir sürpriz olmadı. Geçen haftaki toplantıda bir tahvil alım programının açıklanma olasılığı zaten düşüktü. AMB, küçük ve orta boy işletmelere kredi kanallarının açılması için, bankacılık sektörüne uzun vadeli finansman sağlanacağını açıkladı. Bu hamlenin etkileri konusunda kafamda soru işaretleri var. Açıkçası, bu işletmelere yönelik daha farklı bir önlem düşünülebilirdi. Bu işletmelerin kredilerini satın almak için bir program açıklanabilirdi. Yani, bu kredilerin ‘‘varlığa dayalı menkul kıymetleştirmesi’’ yapılabilirdi. Büyüme motorunun gücü artırılabilirdi. Bankalar üzerinden yapılan, istenen sonucu vermeyebilir. Kredi vermek istemeyen banka zorlanamaz. AMB bu işi kendi yapsaydı, sonuç farklı olurdu. Mevcut para politikasından ülke tahvilleri faydalanıyor. Tahvil fiyatları yükseliyor. Finansman maliyetleri düşüyor. Aslında büyük işletmelerin de kredi maliyetleri düşüyor. Fakat küçük ve orta boy işletmeler bu ortamdan pek faydalanamıyorlar. Bu işletmelere yönelik kredi kanalları kapalı olduğu için ekonomi istikrarlı bir büyümeye geçemiyor. AMB toplantısından bir gün önce, Alman medyasında gevşek para politikasına yönelik sert eleştiriler vardı. Bu perspektiften; faizin düşürülmesi, negatif mevduat faizine geçilmesi, yeni bir repo operasyonunun başlatılması kritiktir. Bunlara Bundesbank Başkanı Weidmann’ın kabul oyu vermesi Draghi açısından büyük başarıdır. Mevcut şartlar altında AMB’nin açıklayabileceği bunlardı. Önümüzdeki dönemde işler kötüleşirse, dezenflasyon baskısı devam ederse, yukarıda bahsettiğim küçük ve orta boy işletmeler için bir menkul kıymetleştirme operasyonu yapılabilir. Diğer taraftan, Almanya’nın bir tahvil alım programına yönelik yaklaşımının değişmesi zordur. Almanya bu tarz bir programı, hala ‘‘parasallaştırma’’   olarak görüyor.

İçerideki durumda bir değişiklik olmadığını söyledik. Merkez Bankası’nın önümüzdeki toplantısından da bir faiz indirimi çıkabilir. Piyasalar bunu fiyatlıyor. Haziran enflasyonundaki muhtemel sert düşüş, piyasaları daha fazla motive edebilir. Euro bölgesindeki, Çin’deki, ABD’deki hava sürdükçe, olumsuz görüşlere fazla takılmaya gerek yok. Fed üyelerinden, piyasalardaki iyimserliğin aşırı olduğuna dair uyarılar geliyor. Ekonomi iyi performans gösterdiği sürece, Fed’in azaltım operasyonunun piyasalar üzerindeki etkileri öngörülebilir. ABD’de ikinci çeyrek büyüme beklentisi yüzde 3.5 civarında. Üçüncü çeyrek için öncü göstergeler de fena gitmiyor. Haftalık işsizlik maaşı başvuruları son yılların en düşüğünde. PMI rakamı(satın alma yöneticileri endeksi) 2014’ün zirvesinde. Otomobil satışları mayısta rekor kırdı. Ekonomi bu performansını sürdürürken, Amerikan piyasalarında nasıl bir çöküş olacak? Geri çekilmeler alım fırsatı olarak değerlendirilir. İkinci çeyrek büyümesi beklentilerin çok altında kalırsa, şu aşamada düşük olan resesyon olasılığı birden fırlarsa, yeni bir değerlendirme yaparız.

TCMB’nin uyguladığı para politikası, Türk ekonomisine ivme kazandırmaz. Cari açık ve enflasyon yüksekken, politikayı belirgin biçimde gevşetmek zordur. Bu konjonktürde; euro bölgesindeki iyileşme sürerse, biz de iyi oluruz. ABD ve Çin’de sürpriz gelişmeler yaşanmazsa, piyasalarımızdaki olumlu hava sürebilir.