Plaka okuma sisteminin gelişmesi gerekiyor

İçişleri Bakanı Güler, "plaka okuma sisteminin geliştirilmesi gerekiyor. Bunları zaman içinde düzeltmeye çalışacağız" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - İçişleri Bakanı Muammer Güler, bombalı saldırı düzenlenen Reyhanlı'da MOBESE kameralarının devre dışı olmadığını belirterek, "Plaka okuma sisteminin geliştirilmesi gerekiyor. Bunları zaman içinde düzeltmeye çalışacağız" dedi.

İçişleri Bakanı Muammer Güler'in, TBMM Genel Kurulu'nda Reyhanlı'daki bombalı saldırılarla ilgili bilgi vermesinin ardından konuşan muhalefet temsilcileri, hükümetin politikalarını eleştirdi.

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, Cumhuriyet tarihinin en ağır saldırısıyla karşı karşıya olunduğunu ve çok büyük bir acı yaşandığını ifade ederek, ancak bu acıya karşı duyarsızlığın çok daha büyük acı verdiğini, gerek Meclis'in gerek medyanın duyarsızlığının şehit veren aileleri çok daha ağır yaraladığını söyledi.

Yayın yasağı konulmasının doğru olmadığını savunan Şandır, "Rivayet 100-150 kişinin öldüğü beyan edilmektedir" dedi.

Saldırının Türkiye'ye ve Türk milletinin egemenlik, hükümranlık haklarına yapıldığının altını çizen Şandır, şunları söyledi:

"Devletimiz bugün saldırı altındadır. Bu saldırı göz göre göre gelmiştir. İçişleri Bakanı, 'her türlü tedbiri aldık' diyor. 'Güçlü devlet olduk ve bunun sonucu bu saldırılarla karşılaşıyoruz' diyorsunuz. Ama yöneticilere, devlet adamına düşen hadise, olay olduktan sonra tedbir almak değil, gerekli tedbirleri zamanında alabilmektir. Bu olay ilk defa olmuyor. 4 ay önce yine aynı yerde bomba yüklü araç patlatıldı. Ülkemizin başka şehirlerinde aynı türde patlamalar oldu. Nerede zafiyet var, önce bunu sorgulamak lazım. Bize göre siyasi iradenin duruşundan, anlayışından ve ortaya koyduğu politikanın zafiyetinden kaynaklanıyor. İnsanımıza bu acıları yaşatmaya hakkımız yok. Çok anlamlı bir söz var. Körle yatan, şaşı kalkar. Terör örgütleriyle terörü durdurmak için müzakere ederseniz, terörün bombaları kucağınızda patlar ve insanlarınız ölür sayın bakan."

Şandır, hükümetin politikalarını eleştirerek, "Yapılanlar yanlıştır, bedeli kan olmuştur. AKP iktidarının bu konuda ihmali vardır ve bunun bir siyasi sorumluluğu olmalıdır. Sizi milletime şikayet ediyorum" diye konuştu.

"Sorumluların 'şıp' diye bulunması kuşkulu"

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, "Reyhanlı'dan gelen acı haber bizde Anneler Günü'nü kutlayacak mecal bırakmadı" diyerek başladı.

Tarhan, dün Reyhanlı'ya gittiğini belirterek, halkın öfkeli olduğunu vurguladı. Acılı insanlarla görüştüğünü anlatan Tarhan, "Ne kadar sakinleştirmeye çalışırsanız çalışın öfkeliydiler. Öfkelerinin nedeni sadece yakınlarını kaybetmek değil, devletin onları terk ettiğini düşünüyorlar" dedi.

Reyhanlı'ya ne Başbakan'ın ne de bakanların gittiğini ifade eden Tarhan, İçişleri Bakanı Güler'e dönerek, "Neden gitmediniz? Korktunuz mu? Hoşgörünün prensesi Hatay'ı gözden mi çıkardınız? ABD Dışişleri Bakanı izin vermediği için mi gitmediniz?" diye sordu.

Reyhanlı'yı korku filmi platosuna benzeten Tarhan, halkın devletin saatlerce görünmediğinden şikayet ettiğini söyledi.

Tarhan'ın bu sözlerine AK Parti sıralarından tepki gösterildi.

Halkın, devletin sorumluları "şıp" diye ortaya çıkarmasından kuşku duyduğunu ifade eden Tarhan, MOBESE kameralarının 1 gün önce devre dışı kalmasından, organize olduğu belli olan olayın görüntü olmadan iki dakikada çözülmesinden kuşku duymalarının normal olduğunu belirtti. Tarhan, "Cevval istihbarat örgütümüz bomba yüklü araçların girmesini nasıl önleyemedi merak ediyorum? Her yerde boy gösteren fiyakalı müsteşarınız neden kendi işini yapmıyor?" diye sordu.

Tarhan, gerçeklerin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde araştırılması ve halkı tatmin edecek şekilde ortaya konulması gerektiğini söyledi.

İçişleri Bakanı Güler, Tarhan'ın sözlerine cevap vererek, olay günü Mardin'de olduğunu ve akşam saatlerinde özel uçakla Hatay'a gittiğini, cenazelere katıldığını, toplantılar yaptığını belirtti ve Tarhan'ın sözlerini düzeltmesini istedi.

Reyhanlı'daki MOBESE kameralarının "kent güvenlik sistemi" şeklinde kurulmadığını kaydeden Güler, kameraların devre dışı olmadığının altını çizdi.

"Muhalefetin eleştirileri haksızlık"

AK Parti Hatay Milletvekili Adem Yeşildal, saldırıyı "kahpece", "alçakça" gibi kelimelerle ifade etmenin yetersiz kaldığını söyledi.

Olayın ardından Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve bazı bakanların, iktidar ve muhalefetten milletvekillerinin bölgeye giderek birliktelik sergilediğini dile getiren Yeşildal, devletin tüm imkanlarının seferber edildiğini vurguladı.

Halkın ortak acısı olan böyle bir zamanda doğruların ifade edilmesinin önemine işaret eden Yeşildal, "Muhalefet temsilcilerinin 'Devlet orada yoktu' eleştirilerini en hafif tabiriyle haksızlık olarak görüyorum" dedi.

Olayın net bir şekilde ortaya konulduğunu belirten Yeşildal, "Sanki insani amaçlarla misafir ettiğimiz sığınmacılar bu işin sebebiymiş gibi muamele yapılmak istendi. Dezenformasyonla insanımız birbirine düşürülmek isteniyor. Reyhanlılılar metanetli davrandı, oyunlara gelmedi ve gelmeyecek" diye konuştu.

Yeşildal, MHP Grup Başkanvekili Şandır'a, "Ne Esad rejimine ne olayın faillerine yönelik tek kelime etmemeniz Reyhanlı halkının yüreğini dağlamıştır. Hiçbir çözüm önerisi getirmiyorsunuz"; CHP Grup Başkanvekili Tarhan'a da "Emniyet ve istihbarat olayın faillerinin üzerine gidecek, siz 'inanmıyoruz' diyerek Esad rejimini aklayacaksınız" sözleriyle tepki gösterdi.

Sataşmadan söz alan Tarhan, "Reyhanlı halkının kalplerini bize açmasını yalan olarak algılıyorsa bu onun sorunu" derken, Şandır da AK Parti'nin Türkiye'yi 10 yıldır tek başına yönettiğini anımsatarak, "Sorun AKP politikalarıdır, çözüm bu politikaların ve bu iktidarın terk edilmesidir" ifadesini kullandı.

Güler'in eleştirilere cevabı

Eleştirilere cevap veren Güler, olayın ardından bazı bakanlarla bölgeye gittiğini tekrarladı. Patlamaların hemen ardından adli mercilerin emriyle kimsenin olay yerine sokulmadığını anlatan Güler, diğer zamanlarda milletvekillerinin olay yerinde bulunmalarında sıkıntı yaşanmadığını belirtti.

MOBESE kameralarıyla ilgili sıkıntı olmadığını yineleyen Güler, "Ama yeniden plaka okuma sisteminin geliştirilmesi gerekiyor. Bunları zaman içinde düzeltmeye çalışacağız" dedi.

Olayın başından itibaren Reyhanlılılar'ı kucakladıklarını ifade eden Güler, "Acıları dindireceğiz, dindirmeye muktediriz" diye konuştu.

BDP Van Milletvekili Nazmi Gür, hükümetin baştan beri Suriye politikasının yanlış olduğunu savunarak, "Gerçekten demokratik Suriye için Suriye halkına destek veriyorsak, mezhep ayrımı gözetmeden halkın tamamını kucaklamamız gerekiyor" dedi.

İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel de konuşmasında olayla ilgili yayın yasağı nedeniyle halkın gerçekleri öğrenme şansı olmadığını belirterek, halkta gerçeklerin üzerinin örüldüğü algısı yarattığını söyledi.

Türkiye-Suriye sınırının kontrol dışı, giren çıkanın belli olmaması nedeniyle halkta saldırıların arkasında Suriye güçleri, El Kaide ve El Nusra'nın olduğuna inandığını anlatan Tüzel, Hükümetin iki yıldır Suriye'de savaş konusunda izlediği politika nedeniyle sorumluluğu olduğunu savundu.

Tüzel, "Suriye halkının yanında olmak başka, orada çetelerin  silahlanmasına yardım etmek, onlara lojistik destek vermek başka bir şey. Sınırlardaki kontrolsüzlük,  bilinçli ve tercih edilen bir politikadır. Halk kendini güvende hissetmiyor. Hükümet, halka zarar veren bu politikalardan vazgeçmeli. Yapılması gereken elinde çanta, bir takım belgelerle, oraya askeri müdahale yapılması için ABD yönetimi ve BM'yi ikna etmek için Amerika'ya gitmek değildir. Milli duruş bu değil"  dedi.