”Protokol maçtan önce imzalanacak”

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ermenistan ile imzalanacak protokollerin bir bütün olduğunu, uygulamasının da bir bütün olduğunu belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye ile Ermenistan arasındaki protokollerin iki ülke arasında oynanacak Dünya Kupası elemeleri maçından önce imzalanacağını belirterek, "Bu imzadan sonra (Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj) Sarkisyan'ın Türkiye- Ermenistan maçına gelmesinin önem taşıdığını düşünüyoruz. Ancak sürecin kendisi açısından Sarkisyan maça gelse de, gelmese de, bu süreç kendi doğası içinde ilerlemeye devam edecek" dedi.

ABD dönüşü düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Davutoğlu, Ermenistan ile sınırların açılması konusunu değerlendirdi.

Ermenistan ile sınırın bir günlüğüne sembolik olarak açılmasının mümkün olup olmadığının sorulmasına karşılık Davutoğlu, imzalanacak protokollerin bir bütün olduğunu, uygulamasının da bir bütün olduğunu söyleyerek, "Dolayısıyla o uygulamanın parçalar halinde gerçekleşeceğini ve geçici uygulamaların olacağını beklememek lazım. Sınırların açılması da protokollerde öngörülen ve belli bir sürece bağlı olan uygulamalardır" dedi.

Davutoğlu, 14 Ekimdeki Türkiye-Ermenistan maçının centilmenlik ve karşılıklı kardeşlik ilişkisinde seyretmesi gereken sportif bir aktivite olduğunu söyleyerek, maç sırasında olaylar çıkabileceği yönünde bir kaygı taşımadıklarını belirtti.

Maça Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in davet edilmesinin söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine de Davutoğlu, "Bu ikili bir maç, ama misafir olarak gelmek isteyenler olursa bu bize sadece şeref ve mutluluk verir" dedi.

Kıbrıs'taki görüşmeler

Kıbrıs konusunun BM gündemindeki en eski konulardan biri olduğunu hatırlatan Davutoğlu, son olarak en kapsamlı çalışmanın 2004 yılında Annan planı ile yapıldığını, Türk tarafının bu plana destek verdiğini de anımsattı. Davutoğlu, o gün dahi fiilen iki halkın bir irade gösterdiğini belirterek, o iradenin sonuçlarının ortaya çıkması gerektiğini, ancak uluslararası toplumun, başta AB olmak üzere bu sonuçları görmek istemeyerek aksine bir tutum takındığını bildirdi.

Davutoğlu, bütün taahhütlere rağmen Kıbrıs Türk tarafının hala haksız ambargolara tabi olduğunu ve sözlerin tutulmadığını söyleyerek, bütün bunlara rağmen Rum kesimi lideri Dimitris Hristofyas'ın iktidara gelmesinin ardından Türk tarafının yine iyi niyet göstererek yeni bir müzakere sürecini bizzat inisiyatif kullanarak başlattığını ve 42 toplantı yapıldığını hatırlattı. Türk tarafının bu toplantıların seyrinden tümüyle tatmin olmamasına rağmen sürece destek vermeye devam ettiğini belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Şimdi 42 toplantıdan sonra Sayın Hristofyas'ın BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasına bakarsanız, bu 42 toplantının neden yapıldığını sorgulamaya başlarsınız. Bu 42 toplantının ilkinde karar altına bağlanan temel ilkeler anlayışının tam aksi şekilde Hristofyas'ın ifadelerinde 'iki otonom bölge' ifadesi geçiyor. Bu dahi temel ilkelere aykırıdır. O zaman bu 42 toplantı niçin yapıldı?"

Bakan Davutoğlu, iyi niyetli çabaların karşılığının bu olmaması gerektiğini söyleyerek, Türk tarafının talebine rağmen New York'ta üçlü bir toplantı gerçekleşemediğini kaydetti. "Biz artık bu konunun sürüncemede kalmasını istemiyoruz" diyen Davutoğlu, çözüm iradesi mevcutsa, tarafların, garantör ülkelerin ve uluslararası toplumun daha etkin olarak devreye girmesi gerektiğini ve bunlara rağmen bir sonuç alınamazsa Kıbrıs Türk tarafının siyasi iradesine saygı gösterilmesi gerektiğini kaydetti. Davutoğlu, "Kimse bu statükonun kendisine menfaat sağladığı düşüncesiyle daimi olacağını düşünmemeli" diye konuştu.