”Protokol Türkiye'nin dışında hazırlanmıştır”
Bahçeli, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokollerin Türkiye'nin iradesi dışında hazırlanarak, hükümete dikte ettirildiğini söyledi
TBMM - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokollere ilişkin ''Bu metinler, tamamen Türkiye'nin iradesi dışında hazırlanmış ve hükümete dikte ettirilmiştir'' dedi.
Bahçeli, haftalık Grup Toplantısında Hükümetin 7 yıllık politikalarını eleştirdi. ''Yurt içinde tahripkar ve istismara dayalı politikaların, dış ilişkilerde de yaşanmaya devam ettiğini'' savunan Bahçeli, milli çıkarların ucuz pazarlıkların konusu haline getirildiğini, Türkiye'nin, yabancı güçlerin baskısının başarı olarak makyajlandığı bir oyunun figüranı olduğunu ifade etti.
AK Parti zihniyetinin, yabancı mihraklardan gelen dayatmalara karşı ''hayır'' diyebilmesi için şart olan, siyasi ahlakını ve milli direncini kaybettiğini söyleyen Bahçeli, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda da Kıbrıs Türklerinin geleceğinin rehin bırakıldığını, sorunun Rumların etkisi ve kontrolü altındaki AB'ye havale edildiğini kaydetti.
Türkiye'nin AB üyeliği, Irak'taki gelişmeler, Filistin sorunu konusundaki politikalarını da eleştiren Bahçeli, sorunların çözüm inisiyatifinin, Türkiye'nin dışındaki güç odaklarına geçtiğini savundu.
Bahçeli, AK Parti Hükümetinin Ermenistan'la diplomatik ilişki kurulması ve sınırın açılması protokollerini 10 Ekim 2009 günü imzaladığını anımsatarak, imza töreninde üçüncü ülke yetkililerinin müşahit olarak hazır bulunmasının, AKP Hükümetinin Ermenistan'a açılım politikasının dış vesayet ve güdüm altında olduğunu göstermesi bakımından ilginç bulduğunu söyledi.
Tören sırasında iki ülke Dışişleri Bakanlarının yapacağı konuşmaların içeriğinin tartışma konusu olmasını ''protokollerin çürük bir zemine dayandığını gösterdiği'' şeklinde yorumlayan Bahçeli, ''Türkiye ile Ermenistan arasında yaşanan son gelişmeleri AKP zihniyetinin içine düştüğü teslimiyet ortamının kaçınılmaz neticesi olarak görmek gerekmektedir'' dedi.
"Türkiye'nin toprak bütünlüğüne dair net bir ifade var mı?"
Ermenistan'ın, imzalanan protokollerle Türkiye ile diplomatik ilişki kurulmasının ve sınırın açılmasının takvime bağlanmasını sağladığını belirten Bahçeli, protokol metinleri incelendiğinde, Ermenilerin soykırım iddialarından vazgeçtiklerine dair hiçbir belirti olmadığı, Karabağ'dan çekileceklerine yönelik tek kelime bulunmadığı, Ermenistan'ın Türkiye'nin toprak bütünlüğüne razı olduğuna dair açık ve net bir ifadenin yer almadığını kaydetti.
Türkiye'nin imzaladığı protokolleri uygulamaya koyacağı konusunda resmi yükümlülük altına girdiğine dikkati çeken Bahçeli, ''Başbakan Erdoğan'ın imzalardan sonra yaptığı açıklamada 'Ermenilerin Karabağ'dan çıkmalarının gereğine' ilişkin sözlerinin ise hiçbir hükmü ve bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Başbakan'ın protokollerde yer almayan ve dile getirilmeyen bir hususu, gayri resmi ortamda bir şart gibi sunmaya çalışması, milletimizi aldatma arayışından başka hiç bir anlam taşımamaktadır'' diye konuştu.
"CHP sürecin parçası haline gelmiştir"
Bahçeli, ''Demokratik Açılım'' çalışmalarına değindi. ''Yıkım projesi'' olarak nitelendirdiği açılım çalışmalarının yeni bir aşamaya girdiğini ifade eden Bahçeli, ''Türkiye'nin ayrışması ve Türk milletinin çözülmesiyle sonuçlanacak olan sözde 'Kürt açılımı' sürecinde baş rolü oynayan AKP zihniyeti, kendilerine koltuk değneği ve suç ortağı arama yolunda geçtiğimiz hafta mesafe kaydetmişler ve DTP'den sonra CHP ile de temas kurmuşlardır'' diye konuştu.
''Yıkım projesinde'' görev alacak taşeronların netleşmeye başladığını, Anamuhalefet partisi liderinin ''Postacı bugün de kapımızı çalmadı'' diyerek yollarını gözlediği mektubun nihayet muhatabına ulaştığını söyleyen Bahçeli, şöyle devam etti:
''Anamuhalefet liderinin, daha önce 'saygınlığını ve inandırıcılığını kaybettiğini' söylediği yıkım sürecinde, iade-i taahhütlü postayı reddedeceği yerde bir cevapla randevu vermesi, sürece dahil olmak arayışının işareti olmuştur.
Sayın Baykal bu girişimiyle istemese de AKP'ye kapıları aralamış ve sindirim sistemine dahil olarak (hazmedilme) sürecinin parçası ve (hazmettirme) arayışının unsuru haline gelmiştir. Bu günden sonra vereceği cevap ve görüşmelerin kamera önünde yapılması da CHP'yi sürecin sorumluluğundan kurtaramayacaktır.''
CHP Genel Başkanı Baykal'ın, 1989 yılında partisinin genel sekreteri olarak yayımladığı raporun baskısı altında bunaldığını öne süren Bahçeli, bu raporda, bugün AK Parti ve işbirlikçilerinin dile getirdiği ve 1991 yılındaki Erdoğan raporuna benzer tespitlerin bulunduğunu iddia etti.