Pulur son yolculuğuna uğurlandı

Gazeteci-Yazar Hasan Pulur son yolculuğuna, kılınan öğle namazının ardından uğurlandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türk basınının duayen isimlerinden Gazeteci-Yazar Hasan Pulur son yolculuğuna uğurlandı. 83 yaşında hayatını kaybeden Pulur için Levent'teki Afet Yolal Camisi'nde öğle namazının ardından cenaze namazı kılındı.

Pulur'un cenazesine iş, siyaset ve medya dünyasından çok sayıda isim katıldı. Eski Başbakan Mesut Yılmaz, eski Bakanlar Hikmet Sami Türk, Sümer Oral, Mehmet Ağar ve Ertuğrul Günay da cenaze törenindeydi.

25afeeb44ccd6cf6f9a2a3bdd487ab3f.jpg

'Huzura erdi'

Taziyeleri kabul eden Hasan Pulur'un oğlu Bülent Pulur, babasının 6 aydır yoğun bakımda yattığını belirterek,  " Doğal olarak yazılarına ara verdi. Ondan önce de rahatsızlığı devam ediyordu ama ona rağmen yazılarına devam etti. Çok sıkıntıları vardı son bir ayında. Huzura erdi, diye düşünüyorum. Çok seveni varmış, O da bize güzel bir miras" diye konuştu. Bülent Pulur, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'nun da telefonla taziyede bulundukları bilgisini verdi.

Cenazeye katılan Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan kendisine mikrofon uzatan habercilere de Pulur'la ilgili olarak, " Ben Hasan Pulur'a 'Hoca' derdim. Hoca nur içinde yatsın. Bab-ı Ali bir ustasını daha kaybetti. Yıldızlar teker teker gidiyor. İyi bir yazardı. Çok karakterli bir adamdı. Mesleğin bütün kademelerinde bulunmuş, Polis Adliye muhabirliğinden, yazı işleri müdürlüğünden, yazarlıktan, danışmanlıktan, bütün kademelerinde bulunmuş değerli bir ustaydı" değerlendirmesinde bulundu. Hürriyet Gazetesi Eski Başyazarı Oktay Ekşi de " Bu meslek ciddi bir yıldızını ve ustasını kaybetti. Nur içinde yatsın" dedi.

Hürriyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Tufan Türenç de " Ben Milliyet'te muhabirliğe başladığım zaman o yazı işleri müdürüydü. Sonra ben Güneş Gazetesi'ne Yazı İşleri Müdürü olarak gittim. O yazar olarak geldi. Bana dedi ki, ' Bak ben senin yazı işleri müdüründüm. Şimdi sen benim yazı işleri müdürümsün' dedi. Ve o kadar saygılı bir insandı ki, yazısını yazar, kendi eliyle gelir verirdi bana. Okurdum. Okuduğum sürede de beklerdi. Bu eski Bab-ı Ali terbiyesi böyleydi" diye konuştu.