”Quest.net firması 20 bin kişiyi mağdur etti”
Ergün, "İnsanlardan 570- 2500 dolar arasında para toplanmış. Bu da yaklaşık 20 milyon lira toplandığını gösteriyor." dedi.
ANKARA- Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, bakanlığınca, Cumhuriyet Başsavcılığına, yetkilileri hakkında "nitelikli dolandırıcılık" yaptıkları gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulan Quest.Net International Limited firmasının 20 bine yakın kişiyi milyonlarca liralık bir mağduriyete uğrattığını belirterek, "Bu insanlardan 570 dolar ile 2500 dolar arasında para alınmış. Baktığınız zaman bu vesileyle 20 milyon liradan fazla da para toplanmış oluyor" dedi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Almanya Federal Cumhuriyeti Ekonomi ve Teknoloji Bakanı Rainer Brüderle ile yaptığı görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, Sanayi Bakanlığı'nın Quest.net sistemiyle ilgili suç duyurusunda bulunduğunu anımsatarak bu konuda yeni bir gelişme olup olmadığını sorması üzerine Bakan Ergün, bu uygulamanın 20 bine yakın kişiyi mağdur ettiğini belirterek, geçmişte de benzer bir şekilde Titan saadet zincirinin ortaya çıktığını, o konunun da yargıya gittiğini ve birçok kişinin ciddi cezalar aldığını anımsattı.
Quest.Net uygulamasında da insanları ikna etmek için bu sistemden yararlananlar arasında hakimler, savcılar, polisler, avukatların yer aldığına ilişkin bir reklam kampanyası da yürütüldüğünü ve bu duruma Bakanlık olarak müdahale ederek savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını anlatan Bakan Ergün, şöyle devam etti:
"Böyle zenginlik yolu yok"
"Eminim bu konuda savcılık gereken şeyi yapacaktır ve geçmişte bu tür mağduriyetler meydana getirenler, bu tür uygulamalar yapanlar, insanları bu yolla zengin olacakları ilhamını vererek aldatanlar gereken cezayı alacaklardır. Ama burada bir uyarıyı da bu tür konulara kişilerin rağbet etmemesi gerektiğini söyleyerek yapmamız lazım. Böyle bir zenginlik yolu yok. Böyle bir zenginlik yolu olmadığını insanların bunu görür görmez bilmeleri lazım. Yani, bir şey ilk etapta çok cazip görünüyorsa ona karşı mutlaka tedbirli davranmak gerekiyor. O fikre karşı, o uygulamaya karşı ilk etapta kapsamlı bir araştırma yapmadan hemen (Zengin olmanın böyle bir yolu varmış) diye bu işe girmenin de doğru bir şey olmadığını bu vesileyle insanlarımız, tüketiciler bu konularla karşılaşanların dikkat etmeleri gerekir diye düşünüyorum."
Bir gazetecinin, bu yöntemle ne kadar para toplandığı ve maddi mağduriyetin önüne mahkeme kararını beklemeden geçmenin mümkün olup olmadığını sorması üzerine de Bakan Ergün şöyle dedi:
"Bu mağduriyetlerin giderilmesiyle ilgili bizim şu anda ilk etapta yapabileceğimiz şey bu tür uygulamaların önüne geçmektir. Bundan sonrası için en azından kimse böyle bir işin mağduru olmayacaktır. Ama diğerlerinden toplanan paraların geri kazanılması, bu kişilerin yargılanması süreciyle söz konusu olabilecektir. Kaldı ki o paraları, kaynağını, nereye kadar götürüldüğünü bulmak da diğer birimlerin koordinasyonunda sürdürülebilecek bir mesele. Yani 20 bine yakın insandan milyonlarca liralık bir mağduriyet söz konusu.
"20 milyon lira para toplanmış"
Bu insanlardan 570 dolar ile 2500 dolar arasında para alınmış. Baktığınız zaman 20 milyon liradan fazla da para toplanmış oluyor bu vesileyle. O açıdan biz hem onlarla ilgili yasal işlemleri yapalım ama tekrar söylediğim gibi bizim insanımız böyle bir kısa zenginleşme yolunun olmadığını da bilmeli ve bunların açık bir dolandırıcı olduğu da ilk etapta fark edilmeli. Yoksa bu kadar 20 bin mağduriyetten sonra fark edilmesi de başka mağduriyetlere yol açabiliyor. İşte gördüğünüz gibi."
Gazetecilerin benzer bir saadet zinciri için devam eden başka bir soruşturma bulunup bulunmadığını sormaları üzerine de Bakan Ergün, şu anda böyle bir şeyin bulunmadığını belirterek ama ne zaman böyle bir şey kendilerine ulaşır veya kendileri bunu doğrudan fark ederlerse ilgili birimlerinin konunun üzerine hemen gittiklerini anlattı.
Bakanlığının bu müdahaleleri arasında reklamların da bulunduğu belirten Ergün, sözlerini söyle sürdürdü:
"Kendimiz bir reklam izlediğimiz zaman da bunun tüketiciyi yanıltıcı, aldatıcı bir reklam olduğunu fark ediyorsak, arkadaşlarımızla konuşuyoruz ve hemen birisinin şikayetine bağlı olmadan da işlem başlatıyoruz. Niye? Biz de tüketiciyiz. Yani Sanayi Bakanlığıyız ama aynı zamanda biz de tüketiciyiz. O reklamlar bizi de aldatma, bizi de yanıltma imkanına sahip. Yani kendimiz bunu fark ettiğimiz zaman da biz gereken müdahaleyi yapıyoruz."