"10 adımda birlikte hareket edeceğiz"
Sığınmacı krizi konusunda Alman mevkidaşı Merkel ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Davutoğlu "Suriye konusunda 10 adımda birlikte hareket edeceğiz" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Almanya Şansölyesi Angela Merkel ile Ankara'da basın toplantısı düzenledi. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan iki lider önemli açıklamalarda bulundu.
Almanya ile 10 madde üzerinde uzlaşmaya varıldığını belirten Davutoğlu, " 10 önemli konuda birlikte hareket etme konusunda uzlaşmaya vardık.Perşembe günü NATO Savunma Bakanları Toplantısı var. Suriye'den gelen mülteci akınının bütün sonuçları konusunda NATO'nun da devreye girmesi hususunda Türkiye ve Almanya birlikte bunu bir gündem maddesi olarak NATO'ya tavsiye edecek ve özellikle de NATO'nun da izleme, gözetleme mekanizmalarının sınırda ve Ege'de etkin şekilde kullanılması konusunda ortak çaba sarf edeceğiz. İllegal geçişler konusunda Türkiye-Almanya ortak çalışma yürütecek. AFAD ile Almanya teknik yardım grubu sınırdaki sığınmacılara yardım konusunda birlikte çalışacaklar." dedi.
Başbakan Davutoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kimse, 'Türkiye nasıl olsa Suriyeli mültecileri alıyor' diyerek açık bir etnik kıyım anlamına gelecek şekilde sürmekte olan Rus hava saldırılarını mazur göremez, ona tolerans gösteremez. Hiç kimse, 'Türkiye nasıl olsa Suriyeli mültecileri alıyor ve bütün yükü üstleniyor' diye Türkiye'den mülteciler konusunu tek başına üstlenmesini bekleyemez."
"İnsan kaçakçılığının her türlüsünü terörle eş bir suç olarak görüyoruz"
"Biz, insan kaçakçılığının her türlüsünü, her zaman insanlık suçu olarak, terörle eş bir suç olarak görüyoruz" diyen Başbakan Davutoğlu sözlerine şöyle devam etti:
"Masum insanların beklentilerini, ümitlerini istismar ederek onları bilinmez, meçhule doğru götürmek, olabilecek en büyük insanlık suçlarından biridir. Bugün dahi Edremit açıklarında yine acı bir insani trajediyle karşı karşıya kaldık."
Cizre'de yaralıların bulunduğu öne sürülen binaya operasyon yapıldığı iddiası
Cizre'de yaralıların bulunduğu öne sürülen binaya operasyon yapıldığı iddiası hakkında da konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Dün çıkan haberlerle ilgili olarak, resmi olarak bizim tarafımızdan yayınlanmamış, teyit edilmemiş hiçbir habere itibar edilmemesi lazım. Bu sabah Şırnak Valiliğimizce bir açıklama yapıldı, sadece ona itibar edilsin. Öyle bir intiba oluşturuluyor ki sanki bir binada çok sayıda yaralı vardı ve oraya yapılan operasyonla çok sayıda ölüm olayı gerçekleşti. Böyle bir durum, yaralıların mevcudiyeti anlamında da bir durum teyit edilmedi" ifadelerini kullandı.
"Cizre'de operasyon tamamlanacak"
"Önümüzdeki kısa bir süre içerisinde inşallah Cizre'de operasyon tamamlanacak. Türkiye'de her mücadele, demokratik hukuk kuralları içerisinde, şeffaf bir şekilde yürütülmektedir. Herhangi bir şekilde, kamuoyunu olumsuz şekilde etkileyecek algı operasyonlarına dikkat edilmesi gerekir. Bu sabah Valiliğimizin yaptığı açıklama, bu anlamda temel referans olarak alınmalıdır, diğer haberlerin bir kısmı önemli ölçüde spekülatif nitelik taşıyabilir. Bu konularda da kamuoyumuzun dikkatli olması icap eder."
"Bizim için en kutsal şey vatandaşlarımızın can, mal ve özgürlüklerini korumaktır"
Başbakan Davutoğlu konuşmasının devamın şu ifadelerde bulundu:
"Bilinsin ki Türkiye Cumhuriyeti devleti Avrupa standartlarında bir demokrasidir. Avrupa standartlarında bir demokrasi teröre karşı hangi tedbirleri alıyorsa biz o tedbirleri alırız. Bu konuda gelecek eleştirileri dinleriz ama bizim için en kutsal şey, vatandaşlarımızın can, mal, namus ve genel insan hak ve özgürlüklerini korumaktır. Cizre ve Silopi'de yürüyen operasyonlar, yanı başında hiçbir devlet otoritesi kalmamış bir bölgeden sızan teröristlere karşı yürüyen faaliyetlerdir. Dünyanın hiçbir yerinde, demokratik bir ülke, halkına hesap veren bir ülke, ülkesinin bir bölgesinde, bir başka silahlı grubun bulunmasına müsamaha göstermez. Demokrasilerde güç kullanma yetkisi, sadece ve sadece halka hesap vermek durumunda olan meşru güvenlik güçlerindedir. Benim vatandaşlarımın can güvenliği, teröristlerin özgürlük alanlarından daha önceliklidir. Bu, Fransa için nasıl doğruysa Türkiye için o kadar doğrudur. Fransız ordusu Fransa'nın başkenti Paris'e kendi halkını korumak için teröristlere karşı gerekli güvenlik desteğini sağlamışsa biz de silah deposu haline getirilen Cizre'de, Silopi'de, Sur'da kendi vatandaşlarımızın hayatını korumak için her türlü tedbiri alırız. Bunun demokrasi ile ve sivil özgürlüklerle ilgili hiçbir aykırı yönü yoktur."
"NATO'da sığınmacı krizini ele almak istiyoruz"
Almanya Başbakanı Angela Merkel ise yaptığı konuşmada, "Yasadışı göçü engellemek için yasal göçü düzenlemeliyiz. Önümüzdeki hafta yeniden biraraya geleceğiz. NATO Savunma Bakanları toplantısında Suriyeli sığınmacı krizini ele almak istiyoruz." dedi.
Merkel, konuşmadasında Londra’da yapılan Suriye Donörler Konferansı’nın çok başarılı geçtiğini ve Türkiye ve diğer ülkelerdeki sığınmacılar için yardım kararı alındığını hatırlattı.
Merkel, Türkiye-Suriye sınırındaki insanların zor durumda ve korku içinde olmaları nedeniyle Alman teknik yardım kuruluşunun mültecilerin yeni kamplarda beslenme ve diğer ihtiyaçları konularına yardım edeceğini ve ülkesinin bu noktada elinden gelen yardımı yapmaya hazır olduğunu vurguladı.
"Kontenjan yaratarak yasal yollarla gelmelerini istiyoruz"
Almanya Başbakanı Merkel, “Brüksel’de ilk projeleri değerlendirmek ve paranın miktarının artmasını sağlamak istiyoruz” dedi.
Bir gazetecinin, “Türkiye yeni bir göç kriziyle karşı karşıya. Türkiye yeni göçlere kapılarını açarken Avrupa ülkeleri kapılarını kapatıyor şeklinde bir algı var. Siz bu konuda ne yapacaksınız?” sorusu üzerine Merkel, şunları kaydetti:
“Mümkün olduğu kadar kontenjan yaratarak yasal yollarla Suriyelilerin Türkiye’den Avrupa’ya gelmesini istiyoruz. Buradaki yükü paylaşmak istiyoruz. Şu anda yasa dışı göç söz konusu. Arada tacirler var. Bu kaçakçılar para kazanıyor ve suçsuz insanlar denizde ölüyor. İşte bunu engellemeliyiz.”
"Her ülkenin teröre karşı hareket etme hakkı var"
Merkel, Başbakan Davutoğlu ile gazetecilerin çalışma koşulları hakkında da bilgi alışverişinde bulunduklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Kürtlerle, PKK'yla yürütülen barış süreciyle ilgili olarak da biz çok umutluyduk. Ancak her ülkenin de teröre karşı hareket etme hakkı bulunmaktadır. Tabi ki sivil halkı ve bölgeyi dikkate aldığımız zaman bir takım ilerlemeler kaydedilmesi gerekir. Tabi ki eleştirel konuları da ele alıyoruz. Ancak 2-3 yıl önceki durumdan şu duruma geçtiğimiz zaman sorunsallar da çok değişti. Suriye savaşının çok kötü sonuçlarıyla karşı karşıyayız ve Türkiye’nin hiçbir şekilde suçu yok. Öbür tarafta, insan kaçakçıları faaliyetlerini sürdürmekte ve para kazanmaktalar. Yaklaşık 300 kişi kaçarken denizde boğuldu. Bütün bu konuları yoğun şekilde ele alıyoruz ve belirli bir sürdürülebilirlik çerçevesinde görmemiz gerekiyor."