"AB'ye girmemiz için diz çökecekler"
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Almanya ve Fransa devlet başkanlarının birgün diz çökerek, Türkiye'nin AB'ye girmesi için rica edeceklerini" söyledi.
BERLİN - Bağış, Alman ''Zeit Online'' haber sitesine verdiği röportajda, ''Türkiye ne zaman AB'ye üye olacak?'' şeklindeki soruya karşılık, ''Cidden: Almanya ve Fransa'nın devlet başkanları birgün diz çökerek, Türkiye'nin AB'ye girmesi için rica edecekler. Bizim ekonomik performansımız son 10 yılda ortalama yüzde 6 arttı. Bu, AB ortalamısının çok üstünde. Avrupa'nın ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarının büyük bir bölümü Türkiye'nin ya kuzeyinde ya doğusunda ya da güneyinde'' ifadesini kullandı.
Avrupa, Türkiye ile işbirliği yapmak istemiyorsa iki seçeneği bulunduğuna işaret eden Bağış, ya Rusya ile çalışmaları veya tümüyle yenilenebilir enerjiyle geçinmeleri gerektiğini kaydetti. Türkiye'nin AB'ye üyeliğinde en büyük engelin önyargılar olduğuna dikkati çeken Bağış, Türkiye'nin AB ihtiyacı kadar AB'nin de Türkiye'ye o kadar ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Bunların ne tür önyargılar olduğu yönündeki bir soruya karşılık da Bağış, el altından kendilerine Türkiye'nin fakir, karmaşık ve bunun yanı sıra Müslüman olduğunu anlatmaya çalıştıklarını belirtti.
Türkiye'deki kişi başı gelirin bazı AB ülkelerinin üstünde olduğuna işaret eden Bağış, ''Müslüman bir ülke olduğumuz gerçeği bir argümansa buna sadece şu söyleyebirilim: Günaydın. Biz 1995'te AB'ye başvurduğumuzda ve 1996'da Gümrük Birliğine girdiğimizde de Müslümandık. Bu, bir sorun teşkil ediyorsa katılım müzakereleri asla başlamaması lazımdı'' şeklinde konuştu.
Bağış, gelecek müzakerelerden ne beklediği yönündeki bir soruya karşılık da kendileri için en önemli şeyin adalet ve insan hakları konularında müzakereye başlamak olduğunu, bu konuların AB'ye girmek için temel teşkil edeceğini kaydetti. Türkiye'nin buna hazır olduğuna inandığını belirten Bağış, ''AB, belli ki başka bir görüşte ancak kimse bize bu başlıkları müzakere etmek için ne yapacağımızı söylemiyor. Bu bizim için bir ikilem'' dedi.
''Biz bu dünyada büyük bir barış projesinin bir parçası olmak istiyoruz'' diyen Bağış, Türkiye'nin AB üyesi olması durumunda sadece 76 milyon Türk değil, dünyadaki 1,5 milyar Müslümanın nihayet fark edildikleri hissini taşıyacaklarını belirtti. Şimdiye kadar Müslümanların Batı tarafından fark edilmediği izlemine sahip olduklarını ifade eden Bağış, Türkiye'nin AB üyeliği ile tüm bu insanların bir tür demokratikleşme sürecinden geçeceklerini vurguladı.
''AB şu an Müslümanlara karşı dışlayıcı duvarlar örüyor'' ifadesini kullanan Bağış, Türkiye'nin AB'ye üye olmasının bu duvarların yıkılmasına yardımcı olacağını kaydetti.
Türkiye'nin AB'ye üye olmasını onaylayan Türklerin oranın son 9 yılda yüzde 73'ten yüzde 43'e gerilemesinin sorulması üzerine de Bağış, Türkiye'de AB üyeliği için yapılan ekonomik ve demokratik değişimlerini doğru bulanların oranının yüzde 74 olduğuna dikkati çekerek, AB'nin Türkiye'ye AB üyeliği konusunda tam tarih vermesi durumunda halkın yeniden hızlı bir şekilde bu yüksek orandaki onayı vereceğine inandığını belirtti.
Avrupa'daki ekonomik krizin Türk halkının AB'ye karşı çıkmasının bir sebebi olarak görülüp görülmediğinin sorulması üzerine de Bağış, şöyle cevap verdi:
''Ekonomik krizi büyütüyorsunuz. Siz daha kötüsünü gördünüz, biz de. AB'de kişi başına refahın dünyanın herhangi bir ülkesinden daha yüksek olduğunu unutmayın. Refah ile sadece parayı değil, insan haklarını, yemek kalitesini, adalet sistemini ve eğitim sistemini demek istiyorum. AB, Türkiye olarak bizim için en iyi fırsat ancak AB de kendisini değiştirmesi lazım'' şeklinde konuştu.
AB'de oybirliği ile kararlar verilmesi yerine nitelikli çoğunlukla kararlar alınması gerektiğine inandığını belirten Bağış, Türkiye ile müzakere sürecinin devam etmesi için tünelin sonunda ışığın görülmesi gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin katılım müzakerelerin devam etmesinin önemli olduğunu ifade eden Bağış, ''Türkiye'de AB'yi savunmak kolay değil. Türkiye'yi de AB'de savunmak zor'' ifadesini kullandı.
Türkiye'nin AB'den başka seçenekleri olup olmadığı yöündeki bir soru üzerine de Bağış, ''Türkiye'nin AB üyeliğine 28 ülkenin de oy birliği ile karşı çıkacağına inanmıyorum. Ancak gerçekten de böyle bir şey olursa bu yine de dünyanın sonu olmaz. Ben bu sürecin, sonucundan daha önemli olduğunu söylüyorum. Bu süreç bize daha iyi bir ülke olmaya, Avrupa'ya da Türkiye ile savunma ve ticaret konularında istikrarlı bir partnere sahip olmasına yardımcı oluyor. Biz iki şeyi aynızamanda yapıyoruz; AB müzakerelerini sürdürüyoruz ve dünyanın diğer bölgeleri ile iyi ticari ilişkilerimizi koruyoruz. Ekonomik olarak çok daha güçlü bir şekilde AB'ye aitiz ve bir gün üye olacağımıza inanıyorum. Belki bir gün her şey çok hızlı olur'' şeklinde konuştu.