"Anayasa'nın felsefesine yönelik değişiklik ihtiyacı içinde değiliz"

Baykal, Türkiye'nin sorununun AKP'nin tercihlerine yardımcı olacak bir anayasa değişikliği yapmak olmadığını belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin Anayasa'nın temel felsefesine yönelik bir değişiklik ihtiyacı içinde olmadığını söyledi.

Baykal, CHP Parti Meclisi toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ''Haşim Kılıç, dün yapılan törenlere katılmadı. Siz de katılmadınız. Haşim Kılıç, 'protokolde kendisine hak etmediği bir yer verildiği için gitmediğini' açıkladı. Sizin katılmama nedeniniz de buna benzer bir neden mi?'' sorusu üzerine Baykal, ''Hayır. Ben 30 Ağustos kutlamalarında askeri geçit töreni haricinde diğer bölümlerine katılıyorum. Yıllardan beri bunu böyle götürüyorum. Bu yıl da aynı uygulama içindeydi. Bu yılın kendine özgü şartlarıyla hiçbir ilgisi yoktur'' dedi. 

AKP hakkındaki kapatma davasına da değinen Baykal, dava sonucunda ''AKP'nin laiklikle ilgili konumunun yüksek yargı kararıyla netleştiğini'' söyledi. ''Anayasa Mahkemesi 11 üyesinin 10'uyla dedi ki (AKP laikliğe aykırı eylemlerin odak noktası konumundadır)'' diyen Baykal, Anayasa Mahkemesinin kararından önce de partisinin, bazı yazarların, düşünürlerin de aynı düşünceyi dile getirdiğini ve tartıştığını hatırlattı.

Baykal, bir başka gazetecinin, ''Ulusal Program çerçevesinde bazı anayasal değişikliklerin içerisinde olduğu bir program hazırlandı. Sayın Bahçeli destek verdi. Bir uzlaşma komisyonu kurulacak. Siz destek verecek misiniz?'' sorusuna, Anayasa Mahkemesi'nin AKP'ye karşı açılan kapatma davasında verdiği kararın bir kriz yarattığını ileri sürdü. Bazı çevreler diyorlar ki 'hayır değildir'. Nedir peki? Anayasa'yı değiştirelim. Bazı çevreler de diyor ki 'Anayasa Mahkemesi'ni değiştirelim. Bir daha böyle bir karar alamayacak bir Anayasa Mahkemesi yapalım. Bunlar da çözüm ama bunlar bizim meşgul olduğumuz çözümler değil. Biz Anayasa'nın temel felsefesine yönelik bir değişiklik ihtiyacı içerisinde değiliz. Anayasa'yı uyduralım AKP'ye, hayır. AKP'yi Anayasa'ya uyduralım. Türkiye'yi AKP'ye uyduralım, hayır. Türkiye herkesten büyüktür. Siyasi partiler, iktidarlar bugün vardır, yarın yoktur. Kalıcı olan Türk milletidir, Türkiye'nin Anayasası'nın temel özüdür'' diye konuştu.

Baykal, ''Türkiye'nin sorununun hiçbir şekilde AKP'nin tercihlerine yardımcı olacak bir anayasa değişikliği yapmak olmadığını'' söyledi.

"Hükümet, Azerbaycan'a zarar verecek hareketten uzak durmalı"

Bir gazetecinin, "Cumhurbaşkanı Gül'ün Ermenistan'a yapmayı planladığı ziyaret kamuoyunda tartışılıyor. Sayın Başbakan ziyarete Dışişleri Bakanı'nın da katılacağını söylemişti. Siz de maçı izlemek için Ermenistan'a gidecek misiniz, bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Baykal, bu durumun bir süreden beri hazırlanmakta olan yeni bir politikanın eseri olduğunu söyledi. Baykal, ''Şimdi bir maç vesilesiyle Türkiye, Ermenistan ile yeni bir ilişki düzeni içine girme maksadındadır. Azerbaycan'a zarar verecek her hareketten hükümetin uzak durmasını isterim'' dedi.

"Azerbaycan, Türkiye'nin gerçek dostu"

Baykal, dış politikanın böyle "ahbap-çavuş" ilişkileriyle gitmeyeceğini ifade ederek, izlenen politikaların ciddi nedenleri olduğunu kaydetti. Kafkasya'nın, Türkiye ve dünya için olağanüstü önemli bir yer olduğunu vurgulayan Baykal, Türkiye'nin; Kafkasya'nın, Orta Doğu'nun, Balkanların ve Ege'nin içerisinde bulunduğu bu güç coğrafyada kendisine dost olan komşusu Azerbaycan'ın bulunduğunu belirtti. Baykal, Azerbaycan halkının, iktidarıyla, muhalefetiyle, tüm kesimleriyle Türkiye'nin gerçek dostu olduğunu vurguladı. Baykal, "Kendi ifadeleriyle, 'Biz iki devlet, bir milletiz...' Bunu inançla söylerler. Gerçekten bizim tarihi, kültürel, siyasi nedenlerle çok yakın ve sıcak ilişki içinde olduğumuz en önemli ülkedir Azerbaycan" dedi.

Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hazar'daki büyük petrol kaynakları önümüzdeki dönemde, Hazar paylaşılınca, Azerbaycan tarafından çok büyük ölçüde kullanılır hale gelecektir. Şimdi böyle bir ülkeyle ilişkinize en küçük bir zarar getirecek adım atmak, bizim başka çıkarlarımızın ötesinde mutlaka gözden kaçırılmaması gereken bir konudur. O bakımdan ben, Azerbaycan'a zarar verecek her hareketten hükümetin uzak durmasını isterim. Yani soykırım iddiasını kaldıracakları yolunda bize açıkça ya da gizlice taahhütte bulunsalar dahi, Yukarı Karabağ'daki işgali ortadan kaldırma konusundaki talebimizi Azerbaycan ile takip etmeye devam etmeliyiz diye düşünüyorum."