"Dink cinayetinde adaletin önü tıkandı"
Barbarosoğlu, Hrant Dink cinayetine ilişkin, "Bu cinayetin nasıl hazırlandığı, nasıl uygulandığı ve adaletin önünün nasıl tıkandığı konusunda çok ciddi işaretler mevcuttur" dedi
İSTANBUL - Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Rektörü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu, BÜ'de bu yıl yedincisi düzenlenen Hrant Dink İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Konferansı'nın açılışında konuştu.
Konuşmasına, "Tam 7 yıl oldu, ne oldu?" diye sorarak başlayan Barbarosoğlu, Dink’in öldürüldüğü yıl "Karanlığa Ses Veriyoruz" etkinliği düzenlendiğini, sonraki yıllarda da onun anısına İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Konferansı yapıldığını belirtti.
Barbarosoğlu, Dink'in faillerinin bulunması, cinayetin arkasındaki kirli işler ağının ortaya çıkarılması, bu tür acıların bir daha yaşanmaması ve adaletin yerine getirilmesi adına konferans düzenlendiğini kaydetti.
"Tam 7 yıl oldu, ne oldu, ne değişti?” sorusunun cevabının Dink'in dostları tarafından uzun zamandır bilindiğini anlatan Barbarosoğlu, "Bu cinayetin nasıl hazırlandığı, nasıl uygulandığı ve adaletin önünün nasıl tıkandığı konusunda çok ciddi işaretler ve bilgiler mevcuttur. Buna rağmen maalesef adaletin yerine getirilmesi konusunda neyin değiştiği, neyin olduğu sorusuna cevabımız bu sene de olumsuz" diye konuştu.
Bu durumun utanç verici olduğunu dile getiren Barbarosoğlu, bu soruların cevaplarının hakkıyla verilmesi, benzer acıların yaşanmamasının çok önemli olduğunu söyledi.
Barbarosoğlu, "Umuyoruz ki, 'Bu sene ne değişti, ne oldu?' sorusuna olumsuz cevap verdiğimiz son sene olur. Aksi takdirde biz bu soruları bıkmadan, usanmadan karanlığın sayeleri aydınlık oluncaya, suretleriyle karşılaşmaları sağlanıncaya, adalet yerini buluncaya kadar devam edeceğiz" diye konuştu.
Prof. Dr. Barbarosoğlu, konferansın düzenlenmesinde emeği geçenlere ve katılımcılara teşekkür etti.
Wacquant: "Kent, ifade özgürlüğünün ortaya çıktığı yerdir"
California Üniversitesi-Berkeley Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Loic Wacquant de konferansta "Kent Yaşamında Eşitsizlik, Marjinallik ve Sosyal Adalet" başlıklı konuşma yaptı.
Wacquant, kapitalist ekonomilerin eşit olmayan gelişimi ile refah devletlerinin küçülmesi sonucu oluşan kent modellerinde toplumsal ve mekansal olarak dışarı itilen kesimleri marjinaller olarak tanımladı.
Kent marjinalliğini şekillendiren güçlerin sosyal adalet kaygılarından uzak olduğuna değinen Wacquant, bunun sonucunda da ayrımcılığın derinleştiğini, toplumsal adaletin zayıfladığını söyledi.
Wacquant, suç kavramının fakirlik ya da kentte öteki olma durumuyla özdeşleştirildiği ifade etti.
Suç işleme ve sonrasında hapsedilmenin temel olarak sınıf bazlı belirli dışlanma dinamiklerini görünür kıldığını belirten Wacquant, "Kent, ifade özgürlüğünün ortaya çıktığı, aynı zamanda da tehdit edildiği yerdir. Kent, hem ortak yaşam hem de çatışma alanıdır" dedi.
Kültürel sermayenin, ekonomik ve siyasi sermayeye karşı direnişinin önemli olduğuna değinen Wacquant, Gezi Parkı eylemlerinin de bu bağlamda değerlendirilebileceğini ifade etti.
Hrant Dink’in eşi Rakel Dink de ifade özgürlüğü ve yaşam hakkı için önemli olanın, doğruluğu ve adaleti en üstte tutmak olduğunu söyledi.
Adaletin yerini bulamamasına üzüldüğünü belirten Dink, "Tanrı, hepimizin yüreğine gerçeği ulaştırsın" diye dua etti.
Konuşmaların ardından Wacquant, konferans anısına sunulan plaketi Dink’in elinden aldı.