"Dış ticaretteki gelişmeler umut verici"

İSO'nun "Sürdürülebilir Rekabet Gücü; Kriz Sonrası Yeni Yön" temalı 8. Sanayi Kongresinin kapanışında konuşan Küçük, gelecek dönemde kendilerini nasıl bir dünyanın beklediğini anlamaya çalıştıklarını belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL  - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, "Coğrafi konumumuzun avantajlarını giderek artan bir şekilde dış ticaretimize taşımamız, çevre ve komşu ülkelerle ticaretimizi geliştirmemiz, yeni pazar arayışlarına girmemiz, ekonomimiz adına, sanayimiz adına son derece olumlu ve ümit vericidir" dedi.

İSO'nun "Sürdürülebilir Rekabet Gücü; Kriz Sonrası Yeni Yön" temalı 8. Sanayi Kongresinin kapanışında konuşan Küçük, gelecek dönemde kendilerini nasıl bir dünyanın beklediğini anlamaya çalıştıklarını belirtti.

Küçük, konuk konuşmacıların da bir kaç kez altını çizdiği üzere, geleceği tahmin etmenin çok zor olduğunu ifade ederek, bu zorluğun geleceğe dair hiç bir öngörüde bulunamayacakları anlamına gelmediğini kaydetti.

Yanılgılara ve sürprizlere açık olsa da, olası risklere karşı önlem almak zorunda olduklarını vurgulayan Küçük, bunun, hem kendilerine, hem firmalara, hem ülkeye ve hem de insanlığa karşı sorumluluklarının bir parçası olduğunu söyledi.

Tanıl Küçük, küresel krizin, henüz sona ermediğini hatırlatarak, kriz sonrasına ilişkin öngörüler için hala erken olduğunu belirtti.

Konuşmacıların iki konu üzerinde şimdiden hemfikir olduklarını dile getiren Küçük, şunları söyledi:

"Öncelikle, kriz, kapitalist sistemin sonunu getirmedi, ama yeni bir dönemi başlattı ve bu yeni dönemde, merkez batıdan, doğuya kaydı. Öyle anlaşılıyor ki 21 yüzyılın gelişmelerinde, Çin ve Hindistan önemli bir rol oynayacak.

Sekizinci kongremizde, kriz sonrasına ilişkin yön arayışlarında, küresel ekonomiye odaklanmayı beklerken, gördük ki konuşmalarda başka küresel gerçekler, daha öncelikli olarak karşımıza çıktı. İklim değişikliği başta olmak üzere, ekolojik dengenin bozulması ve çevre kirliliği tüm insanlığı tehdit ediyor. Su kaynaklarımız giderek azalıyor. Karbon salınımı, atmosferi tahrip etmeye devam ediyor."

Ekolojik tehditler

Küçük, bu noktada, insanlığın yapması gerekenin, elindeki bu büyük teknolojik imkanları, gezegenimizi kurtarmak için devreye sokmak olduğuna dikkat çekerek, teknolojik imkanların, ekolojik tehditlerden arınmış bir dünya kurmak için seferber edilmesi gerektiğini dile getirdi.

Türkiye'nin iklim değişikliğinden en olumsuz etkilenecek ülkeler arasında olduğuna değinen Küçük, firmaların, hem yatırım hem de inovasyon alanı olarak mutlaka bu konuyu gündemlerine almaları gerektiğini kaydetti.

Tanıl Küçük, Türkiye'nin, yüksek büyüme potansiyeli olan bir ülke olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:

"Coğrafi konumumuzun avantajlarını giderek artan bir şekilde dış ticaretimize taşımamız, çevre ve komşu ülkelerle ticaretimizi geliştirmemiz, yeni pazar arayışlarına girmemiz, ekonomimiz adına, sanayimiz adına son derece olumlu ve ümit vericidir. Genç nüfus yapımız, daha uzun süre avantaj hanemizde  yazılı kalacaktır.

Ancak, çözmemiz gereken iki temel mesele karşımıza çıkmıştır. Bunlardan birincisi, artan nüfusumuza ve ekonomideki büyümeye  paralel olarak artan enerji ihtiyacımızın karşılanması, ikincisi ise nüfusumuzun iyi eğitilmesi. Bu iki 'e', enerji ve eğitim, Türkiye'nin gündeminde önemle yer alan iki başlık olmalıdır."

Ahmet Bozer

Coca Cola Avrasya ve Afrika Grup Başkanı Ahmet Bozer, kongrede düzenlenen "Kriz sonrası Yeni Dünya Düzeni ve Türkiye" konulu panelde yaptığı konuşmada, dünyada yaratılacak muazzam değerden Türkiye'nin şimdikinden daha fazla pay alması gerektiğini dile getirerek, 2020 yılına kadar dünyada beklenen büyümenin bazı kıstasları olduğunu kaydetti.

Dünya ekonomisinde istenilen ve beklenilen büyümenin gerçekleşmesi için insanların tüketici alışkanlıklarının çok önemli olduğunu ifade ederek, "Bugün Çinli bir öğün yemek yiyor. Bu iki öğüne çıktımı büyüme artıyor, 3 öğüne çıktımı kim bilir ne olacak. Şunu sormamız lazım; bu ekonomik kriz, kimin krizi? Hindistan ve Afrika bu krizin farkında değil. Krizi tek bir krizi gibi konuşmak doğru değil" diye konuştu.

Bozer, global krizle birlikte bir takım söylemlerin ortaya çıktığını, bu söylemlerden birinin de "Korumacılık ekseni"ne kayma olduğunu savunarak, bu konuşulan ve korkulanın bu krizde olmadığını belirtti.

Dünyada yaşanan ekonomik krizden her ülkenin farklı farklı etkilendiğini vurgulayan Bozer, Türk insanının hoşgörüsü ve toplumsal yardımlaşmasının Türkiye'yi ayakta tuttuğunu anlattı.

Heksagon Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Jan Nahum da, dünyada krizler konusunda paradigma değişikliğine ihtiyaç olduğunu söyledi.

Nahum, kriz konusundaki algıların değişmesi ve krizlerin arada bir yaşanan olağan dışı durumlar gibi görülmemesi gerektiğini kaydetti.

Yeni dünya düzeninde Türkiye'nin hem köprü görevi görmesi hem de bölgesel güç olması gerektiğine değinen Nahum, sürekli değişim gösteren yeni dünya düzenine Türkiye'nin alışması gerektiğini dile getirdi.

Nahum, dünyada yaşanan ekonomik krizle birlikte tüketim tarzının değiştiğini vurgulayarak, tüketimin daha rasyonel bir tarza gittiğini kaydetti.

Türkiye'nin önüne hedef koyması ve bu hedefe inovatif yaklaşımlarla ulaşması gerektiğini anlatan Nahum, her sektörün, bugünkü durumunu gözden geçirip, yarın varacağı yeri görmesi gerektiğini söyledi.