"Ecdat yadigarını aşağılamak, kimsenin haddi değildir"

ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Türkiye'ye yönelik iddiasını ve toprak taleplerini ısrarla sürdüren Ermenistan'a, sınır kapılarını açmayı dile getiren ve bu ülke ile diplomatik temasa kalkışan AKP'nin ürkek tutumu, ecdadımızın yargılanması konusunda yabancılara ve işbirlikçilerine ümit ve cesaret vermektedir" dedi.

Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin bir yandan sürüklendiği derin stratejik sorunlarla boğuşurken, kendilerini "aydın" olarak tanımlayan bir grubun, "Ermenilerden özür dilenmesi" maksadıyla başlatmak istedikleri kampanyanın, yozlaşma ve çürümenin ulaştığı vahim durumu göstermesi bakımından ibret verici olduğunu ifade etti.

Bahçeli, Türkiye'de 1930'da meydana gelmiş bir isyanın bastırılmasını "soykırım", Cumhuriyetin kurucusu Aziz Atatürk'ün ise "savaş suçlusu" ilan edilmeye çalışıldığı bir dönemde, "sözde Ermeni soykırımı" olarak tanımlanan dayatmaların ivme kazanmış olmasının, geniş tabanlı ve sistematik bir karalama faaliyetinin başlatıldığına işaret ettiğini kaydetti.

"Kimsenin haddi değildir"

Tarihin yaşanmış, yazılmış ve hükmünün verilmiş olduğunu belirten Bahçeli, şunları kaydetti:

"Ortada utanacağımız bir suç ve adına özür dileyeceğimiz bir suçlu yoktur. Türk Milleti de sahip olduğu büyük imparatorluk coğrafyalarından çekilirken, katliamlar, mezalimler ve bitmek tükenmek bilmeyen trajik göçler yaşamış ancak bu tarihi hadiseleri yüreğine gömerek yeni bir dünyaya kapı açmıştır. Hiç kimsenin, mirasçısı olduğumuz ecdat yadigarını aşağılama, suçlu gibi tanımlama ve özür talep etme hakkı ve haddi değildir. Ancak bu talebin ısrarı halinde kimin kimden özür dilemesi gerektiği yeniden tartışılmalı, Ermenilerce mezalime maruz kalan milletimizin, suikasta kurban giden Osmanlı devlet adamlarının, katledilen Cumhuriyet diplomatlarının ve henüz acıları çok yeni olan Karabağ katliamlarının özrünü beklemek, en doğal ve tarihi hakkımızdır.

Her fırsatta aziz ceddimizin bir asır önce soykırım yaptığı yalanına başvuran Ermeniler, Azerbaycan topraklarında, üzerinden henüz yalnızca 16 sene geçmiş olan gerçek bir insanlık vahşetini itiraf ve kabul etmek, işgal altında bulundurdukları topraklardan çekilmek zorundadırlar. Bu haysiyet kırıcı durumun kabul edilmesi ve ilişkilerin bu dayatma ve tavizlerle ilerleyebilmesi mümkün değildir."