"Eminağaoğlu ve Kaçmaz'ın ihracını istemedik"

Bakan Ergin, "Bizim mucibimizde ihraç diye birşey yok. İhraç, sevimli bir işlem değil" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndan (HSYK) Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz ve Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun ihracını istemediğini bildirdi. Ergin, "Bizim mucibimizde ihraç diye birşey yok. İhraç, sevimli bir işlem değil" dedi.

Sadullah Ergin, TRT-1'de yayınlanan "Herkes için Adalet" programına katılarak, telefon dinlemelerine ilişkin soruları yanıtladı.

Eski Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın, hazırladığı bir iddianame nedeniyle meslekten ihraç edildiğinin ve kendisinin de Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz ile Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun ihracını istediğinin hatırlatılması üzerine Ergin, şöyle konuştu:

"Arada kesin bir benzerlik yok. Sarıkaya, yargı yetkisini kullanmasından dolayı muameleye tabi tutuldu. İddianame sonrasında bakanlık, HSYK'ya uyarma, en fazla kınama cezası verilebilecek bir teklif yaptı. Ama kuruldan çıkan karar ihraç. AB ilerleme raporlarının tamamında bu hadiseye atıflar halen yapılıyor.

Oysa Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı'nın yargı yetkisini kullanmasından dolayı kendisine yöneltilmiş bir soru yoktur. Kaçmaz ile ilgili inceleme 2008'de başladı. 4 tane konu atfedildi kendisine ilişkin. Hiçbiri yargı görevini icra etmesinden dolayı değil.

Bizim bakanlık olarak ihraçla ilgili bir talebimiz söz konusu değil. Bu eylemlerin karşısında yer değiştirme cezası teklifi var. Kurul bunlardan birini kabul edip, diğerlerini kabul etmezse süreç ihraçla bitmez. Bizim mucibimizde ihraç diye birşey yok. Birden fazla eylem var. Bu eylemlerle ilgili tekliflerin hepsi kabul edilirse, birden fazla verilen cezaların sonucu ihraca gider.

Yargıtay savcımızla ilgili yapılan soruşturmalar da aynı şekilde, yargı görevine ilişkin değil. Yargısal faaliyetleri dışındaki işlem ve eylemleriyle ilgili. İhraç, sevimli bir işlem değil."

"Dinleme konusunda aksallık varsa tedbir alırız"

Telefon dinleme konusunda özensiz karar verildiğine ilişkin eleştirilerin hatırlatılması üzerine Ergin, yargıçların da yanlış yaptığı zamanlar olduğunu, bunları doğrultma yönteminin yöneticilere ait olmadığını bildirdi ve yanlış kararlar ya da yasayla çelişen durumların olması durumunda bunların düzeltileceği mekanizmaların belli olduğunu kaydetti.

Ceza Muhakemeleri Yasası'nın 4-5 yıllık bir yasa olduğunu ve içtihatların yeni oluşmaya başladığını, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB) da yeni bir kurum olduğunu anlatan Ergin, bu ilişkilerin yerleşmesinin zaman aldığını dile getirdi.

Ergin, bu süreç içinde aile mahkemelerinden iletişimin belirlenmesi ya da telefon dinleme gibi ceza yargılamasının dışında kalan alanlarda da TİB'e yasanın aradığı koşullara uymayan başvurular yapıldığını anlattı. Bu yanlışları sistemin kendi içinde tolere edecek mekanizmalar bulunduğunun altını çizen Ergin, sisteme dışarıdan yapılacak müdahalenin doğru olmayacağını söyledi. 

TİB'in, yargı kararı üzerine 2009 yılında 32 bin 852 kişiyi dinlediğinin belirtilmesi üzerine Ergin, TİB'in kimi kararlara itirazıyla uygulamadaki yanlış kararlarda azalma görüldüğünü ifade ederken, dinlemeyle ilgili yasa ve kuralların belli olduğunu dile getirerek, "Dinlemeyle ilgili uygulamada aksayan birtakım konular varsa bunların tedbirini alacağız" dedi.