"Etnik ve dini sebeple sorun yaşanmamalı"

Ergün, demokratik açılım kapsamında özgürlükçü bir üniter devlet yapısı içinde sorunu çözmek istediklerini belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

ANKARA - Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, "demokratik açılım" çalışmaları hakkında bilgi verirken, Türkiye'de vatandaşların "etnik ve dini sebeple sorun yaşamaması gerektiğini, çünkü bunların kalıcı izler bıraktığını" ifade ederek, özgürlükçü bir üniter devlet yapısı içinde sorunu çözmek istediklerini belirtti.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Kanal A'da "Görüş Farkı" programına katıldı. "Demokratik açılım" adı verilen çalışmalarla ilgili soru üzerine Ergün, bir toplumda görülen "etnik ve dini nitelikli sorunların" derin ve kalıcı izler bıraktığını ifade ederek,şunları söyledi:

"Bir toplumda bazı bireyler etnik ve dini nedenle sorun yaşamışlarsa bu sorun travmaya da dönüşebilir, çok komplike başka yapılara da dönüşebilir, başkalarının etki alanına girebilir ve başkalarının tahrikiyle format değiştirebilir. Onun için etnik ve dini sorunların çözümü hükümetlerin, devletlerin siyasetin üzerinde en çok odaklanması gereken sorunlardır. Bizim ülkemizde vatandaşlarımız etnik ve dini sebeple bir sorun yaşamamalıdır, çünkü kalıcı izler bırakmaktadır."

Ergün, hem AK Parti hem hükümet olarak bu tür sorunlara karşı bir "bakış açısı" ortaya koyduklarını ifade ederek, çözümün, "özgürlükçü bir üniter devlet yapısı içinde etnik ve dini kimlikleri samimi bir şekilde tanımaktan" geçtiğine inandıklarını kaydetti.

Olmazsa olmazlarımız var

Açılım sürecinde "düzenleyici etki analizine" bağlı kaldıklarının altını çizen Ergün, atılacak hangi adımın bölücü, hangisinin birleştirici etki doğuracağı üzerinde durduklarını söyledi.

"Açılım çalışmaları kapsamında neyi yaparsınız, neyi yapmazsınız?" sorusuna karşılık da Ergün, ortaya bir paket koymadıklarını, bu aşamada ortak bir çözüm yaratabilmek için tüm tarafların görüşünü aldıklarını kaydetti. Tüm önerilerin analizini yaptıktan sonra, büyük ölçüde ortak noktalar üzerinden bir sonuca varmayı amaçladıklarını anlatan Ergün, "ortak olmayan noktaların" da bulunacağına vurgu yaparak, şöyle konuştu:

"Bizim de bu meseleyi ele alırken olmazsa olmazlarımız var. Bizim "olmazsa olmaz"ımızın olmadığını, hiçbir sınırı olmayan, çerçevesi belli olmayan bir şeyle meşgul olduğumuzu düşünmek son derece yakışıksız bir düşünce olur. Bizim düşünmediğimiz şeyleri düşündüğümüzü varsayarak politika yapmak, bunun üzerinden bizi itham etmek, ülkenin bölünmesiyle itham etmek... Bu konudaki korkuları ve kaygıları aşırı derecede bir panik havası meydana getirecek derecede ortaya süren bir yaklaşım, ülkenin bölünmesini talep eden bir yaklaşımdan daha az tehlikeli değildir. Sürekli olmayan bir şeyin kaygısını toplumda ön plana çıkarmak bunun yapılmasını isteyenlerin değirmenine bir anlamda su taşımak anlamına gelir. Çünkü böyle bir şey düşünen yok."

Sorunun çözümünde muhatabın "bu sorunu yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları" olduğunu ifade eden Ergün, "Birisinin onun adına 'ben bu vatandaşları temsil ediyorum gelin benle görüşürseniz bu vatandaşlarla görüşmüş, onların beklentilerini karşılamış olursunuz' diye bir yaklaşım sergilemesi doğru değil" diye konuştu.

Ekonomi

Nihat Ergün, ülke ekonomisine yönelik soruları yanıtlarken, ekonominin yüzde 60'ının psikolojik olduğunu belirterek, demokrasinin ekonomik gelişim için de büyük önem taşıdığını vurguladı.

Türkiye'nin ekonomik krizde hangi noktada olduğu ile ilgili soru üzerine Ergün, krizin küresel boyutuna dikkati çekerek, dünyada iyileşme trendine girildiğini, Türkiye'de de sanayi üretim endeksi, kapasite kullanım oranlarında yükseliş trendi görüldüğünü anlattı. Ergün, "Şubat ayından itibaren bir çıkışın başladığını görüyoruz çok net. Hala bu şartlar altında kötümser hava pompalamak, toplumun psikolojisini sarsacak, bozacak yaklaşımlarda bulunmak iyi bir tutum değil" dedi.