"F Tipi Film" afişlerine sansür iddiası
Grup Yorum'un yapımcılığını üstlendiği, F tipi hapishanelerdeki tecrit uygulamasını anlatan "F Tipi Film" afişlerine sansür uygulandığı iddia edildi.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ANKARA – Grup Yorum'un yapımcılığını üstlendiği, F tipi hapishanelerdeki tecrit uygulamasını anlatan "F Tipi Film" 21 Aralık Cuma günü vizyona giriyor. Grup Yorum'un bağlamacısı Caner Bozkurt, filmin afişlerine sansür uygulandığını öne sürerek, "Gerek afişlerimiz için Ulaşım A.Ş. ile sözleşme olmasına ve ödemeyi yapmış olmamıza rağmen ulaşım araçlarına asılmaması, gerek de duvar afişlerimizin tek tek sökülmesi açık bir sansür politikasıdır" dedi.
Grup Yorum'un tasarladığı ve yapımcılığını üstlendiği, F tipi hapishanelerdeki tecrit uygulamalarını anlatan F Tipi Film, 21 Aralık'ta vizyona girecek. Ezel Akay, Sırrı Süreyya Önder, Barış Pirhasan, Aydın Bulut, Hüseyin Karabey, Reis Çelik, Vedat Özdemir, Mehmet İlker Altınay ve Grup Yorum (FOSEM) olmak üzere 9 yönetmenin kamera arkasına geçtiği filmde, yönetmenlerin her biri, F tipi hapishanedeki tecrit uygulamasını konu alan 10'ar dakikalık kısa film çekti. Ortaya çıkan filmler birbirine bağlanarak, tek bir uzun metraj filme dönüştürüldü. Tansu Biçer, Serkan Keskin, Bülent Emrah Parlak, Gizem Soysaldı, Erkan Can, Fırat Tanış, Civan Canova gibi birçok ünlü oyuncunun rol aldığı filmde, Grup Yorum'un eski ve yeni müzikleri kullanıldı. 19 Aralık 2000 tarihinde 20 hapishaneye aynı anda yapılan "Hayata Dönüş" operasyonu sonrası açılan F tipi hapishanelerde yaşananlara dikkat çeken film, 19 Aralık Çarşamba günü Atlas Sineması'nda yapılacak galasının ardından, 21 Aralık Cuma gününden itibaren tüm Türkiye'de, Aralık sonunda da Avrupa ülkelerinde vizyona girecek. Filmin fragmanına "http://www.youtube.com/watch?v=xwHwKyUqpm0" adresinden ulaşılabilecek.
Filmde gerçek bir hikayeden yola çıktık
Filmin yapım koordinatörlüğünü yapan Grup Yorum'un bağlamacısı Caner Bozkurt, ANKA'ya yaptığı açıklamada, filmde şu an hala F tipinde olan tutukluların anlattıklarından, TAYAD'lı ailelerin yaşadıklarından, ölüm orucunda hayatlarını kaybetmiş tutukluların anılarından yararlandıklarını söyledi. Grup Yorum'un yönetmenliğini yaptığı filmde, Muharrem Karademir adlı bir devrimcinin anlatıldığını belirten Bozkurt, "Filmde, gerçek bir hikayeden yola çıktık. Ölüm orucu eyleminin neden kendini zorunlu kıldığını, devrimcilerin neden o zaman ölüm orucu gibi ağır ve zor bir eylem seçtiklerini anlatmaya çalıştık" dedi.
Grup Yorum olarak, o dönemin tanığı olduklarını dile getiren Bozkurt, şöyle konuştu:
"Biz 19 Aralık'ı da yaşadık, gördük; fakat insanlarımız bunu bilmiyor. Bugün 20-22 yaşındaki gençlerimiz 19 Aralık hakkında hiçbir bilgi sahibi değiller. Operasyonu da bilmiyorlar, katliamı da bilmiyorlar. Bunu göstermek istedik. 'Zorla müdahale' diye bir işkence var. O zaman ölüm orucundakileri bilinci kaybolmaya yakın olduğu zamanlarda hastaneye götürüp zorla serum basıyorlardı ve 600'ün üzerinde sakat insanımız var şu anda. Bunun tek sebebi, zorla müdahale. Filmde de tecritin hem hapishane koşulları hem de dışarıdaki yansımaları, tutukluların yaşamlarını, psikolojilerini nasıl etkilediği anlatılıyor."
Bu konuda acil bir şeyler yapılması gerekiyordu
Bozkurt, tecrit ve ölüm orucuyla ilgili çekilen filmlerin, birçoğunun "çarpık, tam ters taraftan, katliamı yapanların cephesinden" baktığını iddia ederek, "Bu konuda acil bir şeyler yapılması gerekiyordu. Biz, burada bir sorumluluk hissettik. Bunu yapabileceğimize inandık. 'Bununla ilgili ciddi bir çalışma yapalım' dedik ve yönetmen arkadaşlarımızın, sinemacı arkadaşlarımızın da tavsiyeleri, yardımları, destekleriyle böyle bir projeye girmiş olduk. Kolektif bir çalışma olduğu için gelişti bu proje" dedi.
Gücümüze güvenerek sansür duvarlarını aşmayı başarıyoruz
Filmin afişlerine sansür uygulandığını da iddia eden Bozkurt, şunları ekledi:
"Gerek afişlerimiz için Ulaşım A.Ş. ile sözleşme olmasına ve ödemeyi yapmış olmamıza rağmen ulaşım araçlarına asılmaması, gerek de duvar afişlerimizin tek tek sökülmesi açık bir sansür politikasıdır. Bu, bizim açımızdan şaşırtıcı bir durum değildir. Biz zaten 'F Tipi Film'i tecrit üzerinde ağır bir sansür olduğu için yaptık. Bu film, sansürü delip insanlara ulaşma noktasında bir adımdı. Tecritin ve F tipi hücrelerin mimarları elbette filmimizin tanıtımını engellemek isteyecektir. Bu politika televizyondan, gazetelere tüm basında da kendini gösteriyor. Birçok televizyon kanalı üstü kapalı da olsa bize programlarında yer vermemeyi tercih etti; fakat bizim eninde sonunda milyonlara ulaşma gücümüz var. Gücümüze güvenerek, sansür duvarlarını da aşmayı başarıyoruz."