"Faiz artırım olasılığı 2013'e kadar azaldı"

ING Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren, "Eylül ayının kalan döneminde kanımca piyasalarda dalga boyu yüksek bir seyir bizi bekliyor" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL -  ING Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren, ABD, Avrupa ve İngiltere merkez bankalarının önümüzdeki dönemde faiz artırımı yapmayacak olmaları ve Fed'in Kasım'da yeni bir parasal genişlemeye gitme olasılığının güçlü olduğu da dikkate alındığında, 2013 yılına kadar Türkiye'de de bir faiz artırımına ihtiyaç duyulması olasılığının zayıfladığını söyledi.

Ekonomi gündemini yorumladığı basın bültende Dağdeviren, belirsizliklerle piyasalarda dalga boyunun yüksek olduğuna dikkat çekerek, TL'deki mevcut değer kaybının önümüzdeki dönemde baskıları sınırlandıracağını ancak TL'nin yakın zamanda değerlenmeye başlamasının beklenmemesi gerektiğini belirtti.

Dağdeviren, büyümenin kırılganlığının ön planda olduğunu, belirsizliklerin yüksek olmasının da piyasalardaki dalga boyunu yüksek tuttuğunu belirterek, ikinci dip vurgusunu baz senaryolarına girecek yüksek bir olasılık olarak görmediklerini ancak gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilere dair büyüme beklentilerini bu ay genel olarak aşağı yönde revize ettiklerini söyledi. Fed'in 2013 yılına kadar faiz artırımı yapmayacağının daha önce beklentilere yansıdığını hatırlatan Dağdeviren, bu ay ona Avrupa ve İngiltere merkez bankalarının da eklendiğini belirtti ve şöyle devam etti:

"Bu ortamda Kasım ayında Fed'in yeni bir parasal genişlemeye gitme olasılığının güçlü olduğu da dikkate alındığında, 2013 yılına kadar Türkiye'de de bir faiz artırımına ihtiyaç duyulması olasılığı zayıfladı. Kısa vadede gördüğümüz enflasyon artışı bu bağlamda biraz sıkıntı yaratabilecek gibi görünse de, enflasyonun hedef belirsizlik aralığında kalmaya devam ettiği bir ortamda mevcut para politikasının kredibilitesinin güçlü kalması mevcut koşullarda olası görünüyor. Sonuç olarak tüm dünyada 2009 gibi bir sürece yeniden girilmemesine odaklanılmış durumda."

TL'de değerlenmenin yakın dönemde başlaması beklenmemeli

Dağdeviren, "Kur cephesinde de daha net bir Merkez Bankası duruşu ve TL'nin halihazırda tarihsel olarak aşırı değer kaybetmiş durumda olması baskıları önümüzdeki dönemde sınırlandıracaktır ama TL'de değerlenme sürecinin yakın dönemde başlaması da beklenmemeli" diye konuştu.

Merkez Bankası'nın 6 Eylül'deki (ekonomistler) toplantıda yaptığı açıklamaların para politikasının ekonomik döngüyü dengeleyici şekilde uygulanacağına işaret ettiğini kaydeden Dağdeviren, TL zorunlu karşılıkların döviz cinsinden tutulma esnekliğinin sağlanmasına yönelik yeni politikanın da bu anlamda TL piyasalarında, döviz rezervlerinde son dönemdeki erimeyi de gözeten bir gevşeme anlamına geleceğini belirtti.

Dağdeviren şöyle devam etti:

"Dolayısıyla bu uygulama faizlerin mevcut düzeylerinin korunmasına destek olabilir ama TL'nin yakın dönemde değerlenme potansiyelinin sınırlı olduğu dikkate alınırsa, yüksek enflasyonun faizdeki düşüşü desteklemeyeceği de unutulmamalı. Risk primi ve Türkiye'nin büyümedeki dalgalanmaları kontrol altında tutabilmesi için ise Ekim ayında açıklanacak Orta Vadeli Program'da (OVP) maliye politikalarında makul bir sıkılaştırma ve yapısal önlemler paketi sunabilmesi önemli olacak."

Piyasalarda dalga boyu yüksek bir seyir bizi bekliyor

Türkiye'nin uzun süredir üç kredi derecelendirme kuruluşundan da pozitif not görünümüne sahip olduğunu ve yıl sonundan önce bazı açıklamaların gelme olasılığının yüksek göründüğünü belirten Dağdeviren, yapısal tasarruf açığı, yani cari açık açısından en güven verici adımların da ancak maliye politikaları ve yapısal reformlarla ilişkili olacağı düşünülürse, OVP'deki şeffaflık ve doğru adımlar aslında durgunluk riskini para politikasından daha fazla azaltma potansiyeli taşıdığına dikkat çekti.

Dağdeviren, "Eylül ayının kalan döneminde kanımca piyasalarda dalga boyu yüksek bir seyir bizi bekliyor. Merkez bankalarından beklendiği kadar net değil ama marjinal yeni adımlar görebiliriz. Net olan bir şey ise faizlerdeki yükseliş baskısının şu an itibarıyla ciddi anlamda azalmış olması. Yurtiçinde kısa dönemde devam edecek enflasyon baskısı da bu resmi değiştirmeyecek gibi görünüyor" dedi.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir