"Hükümetin Suriye tavrı 'aceleci'"

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Suriye'de kimyasal silah kullanıldığı iddialarına ilişkin, "Hükümetin, BM'nin tetkiki bitmeden erken hüküm vermesini, uluslararası müdahale talep etmesini temkinsiz, aceleci bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz." dedi.

Altay, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Suriye'de yaşananların vahim ve kabul edilemez, yakın tarihin en büyük insanlık sçu olduğunu ifade etti. Ancak hükümetin ardarda peşin hükümlerde bulunduğunu, derhal bir müdahale talep ettiğini belirten Altay, "Bizde buna 'Etten önce çömleğe atlama' derler" dedi. 

Suriye'deki vahşetin kim tarafından yapıldığına yönelik henüz BM nezdinde oluşmuş bir kanaat ve yargı bulunmadığını kaydeden Altay, şöyle devam etti: 

"Nitekim BM, bize gelen bilgilere göre, Suriye'ye inceleme ve tetkik amaçlı bir heyet gönderiyor. Bu tetkikin neticesini mutlaka beklemek lazım. Şimdilik tarafların birbirlerini suçlamasıyla yürüyen süreçte, onları bir tarafa bırakarak bu katliamın bir an önce, nereden gelirse gelsin durdurulmasına yönelik çağrıları özellikle hükümetten bekliyoruz. 

Kaldı ki 30 Mayıs 2013'te Adana'da sarin gazı ele geçirildiğine dair çeşitli iddialar ve haberler gündeme geldi. Vali, kendince bunu yalanladı ama bu konuda hem kamuoyu hem biz kuşku ve teredüt içindeyiz. Adana'da bulunan gazın El-Nusra ya da başka bir uluslararası İslami terör örgütünün eline geçti mi ya da onlara verildi mi bunu bilmiyoruz. Eğer daha önce 'bu gaz sadece Saddam Hüseyin'in elinde var' denilirken bugün Adana'da bu gaz çıkıyorsa ve uluslararası ailenin en büyük şemsiyesi olan BM henüz kesin bir hüküm vermemişse hükümetin değişik üyelerinin bu konuda ardarda peşin hüküm vermelerini garipsiyorum'"

"Temas edebidildikleri tek merkez Kandil"
Engin Altay, Suriye'de kullanılan gazın Gezi olaylarında kullanılan gazla mukayese bile edilemeyeceğini, ancak gaz kullanmaya alışkın bir hükümetin bu konudaki tepkisini ortaya koyarken daha objektif olmasını beklediklerini ifade etti.

Hükümletin dış politikada "yalnızlık sürecine" girdiğini savunan Altay, "Belli ki dış politik süreçlerle ilgili temas edebildikleri tek merkez Kandil'dir. Hükümetin, yakın çevremizdeki bütün ülkelerle, ABD ve AB ile teması sıfır noktasına gelmiştir" diye konuştu. 

Başbakan Erdoğan'ın Mısır'da yaşananları İsrail ile bağlayan açıklamasına karşı Beyaz Saray'ın Sözcüsü'nün gösterdiği tepkinin cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir tepki olduğunu ileri süren Altay, şöyle devam etti: 

"Hiçbir cumhuriyet hükümeti bu şekilde aşağılanmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin itibarının ve güvenliğinin ciddi şekilde zedelendiğine ilk kez tanık oluyoruz. Başbakan'ın uluslararası ortamda içine düştüğü bu duruma da üzülüyoruz. 90 yıllık Cumhuriyet boyunca hiçbir hükümetimiz bu duruma düşmemiştir. Sayın Başbakanı ve Sayın Davutoğlu'nu milletimize şikayet ediyoruz. Başbakan'a yönelik söylenen saldırgan, mütecaviz, dayanaksız, temelsiz, yanlış, yalancı ifadeleri ve bu demecin güçlü bir şekilde ABD tarafından kınanması bizi incitmiştir, milletimizi incitmiştir.  Başbakan'a ve onun Dışişleri Bakanı'na daha aklı selim olmalarını, Türk milletinin onurunu ve şerefini koruma konusundaki sorumluluklarını da kendilerine hatırlatmak istiyorum."

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Altay, "Suriye'deki katliamın başka bir güç tarafından yapıldığını mı düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine şunları söyledi: 

"Sarin gazının, oradaki diğer Özgür Suriye Ordusu buna dahil, her türlü terör örgütünün eline geçirilmiş olabileceğini ön görmek lazım. Hüküm vermiyorum. Bunun kim tarafından kullanıldığını henüz bilmiyoruz. Dünya da BM de bunu bilmiyor. Onun için hükümetin, BM'nin tetkiki bitmeden erken hüküm vermesini, uluslararası müdahale talep etmesini temkinsiz, aceleci bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz."