"Mali Kural istikrarı güçlendirecek"

Devlet Bakanı Babacan, Mali Kural Kanunu Tasarısıyla, ekonomide güven ve istikrarın güçlendirileceğini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

TBMM - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Mali Kural Kanunu Tasarısıyla, mali disiplinin kalıcı hale geleceğini, ekonomide güven ve istikrarın güçlendirileceğini söyledi.

Babacan, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmekte olan Mali Kural Kanunu Tasarısına ilişkin yaptığı sunumda, tasarıyla, kamu maliyesi politikalarına uzun vadeli öngörülebilirlik getirmek, ekonomide güven ve istikrarı güçlendirmek, artan kredibiliteyle beraber risk priminin düşmesini sağlayarak kamu borçlanma maliyetini azaltmak, kamunun uzun vadeli finansman ihtiyacını öngörülebilir kılarak özel sektörün daha uzun vadeli ve daha düşük maliyetli kaynaklara ulaşmasını sağlamak ve mali disiplin anlayışını kalıcı hale getirmenin amaçlandığını bildirdi.

Babacan, tasarının merkezi yönetim, SGK, mahalli idareler, döner sermayeli işletmeler, İşsizlik Sigortası Fonu, KHK'ya tabi KİT'leri kapsadığını belirterek, basitlik, doğruluk, saydamlık ve hesap verilebilirlik ve kuruluşların muhasebe ve raporlama işlemleriyle, kapsamın belirlenmesinde AB ve diğer uluslararası standartların gözetilmesi ilkesiyle gerçekleştirileceğini söyledi.

Tasarının hedefleri

Mali Kuralın, akademisyenler, finans ve iş dünyası ile uluslararası kuruluşlarla yapılan görüşmeler sonucunda hazırlandığını ifade eden Babacan, formül hakkında bilgi verdi. Ali Babacan, tasarıyla ilgili hedeflerini şöyle sıraladı:

"Orta vadede genel yönetim açığının milli gelire oranının yüzde 1'e düşürülmesi. Genel yönetim açığının milli gelire oranını orta vadeli hedef olan yüzde 1'e düşürmek için belirlenen kural çerçevesinde, açık, her yıl bir önceki yıla göre azaltılacak.

Her yıl genel yönetim açığında yapılacak azalmayı belirlerken, bir önceki yol ortaya çıkan açığın orta vadeli hedeften sapması ve konjoktürün etkisi dikkate alınacak.

Bu çerçevede, bir önceki yıl genel yönetim açığının orta vadeli hedefi aşan kısmının yüzde 33'ü bir sonraki yıl telafi edilecek. Genel yönetim açığında yapılacak iyileşme büyümenin uzun dönem ortalamasının (yüzde 5) üzerinde olduğu yıllarda daha fazla, altında olduğu yıllarda ise daha düşük olabilecek."

Mali Kural'ın uygulaması

Başbakan Yardımcısı Babacan, genel yönetim için AB tanımlı bütçe açığının GSYİH oranının tedrici olarak orta ve uzun dönemde yüzde 1'e düşürülmesi, döner sermayeli işletmelerin bütçelerinin denk olması ve KİT'lerin toplamda borçlanma gereğinin olmamasının, tasarının esasını oluşturduğunu belirterek, kuralın uygulanması konusunda da şunları söyledi:

"Orta vadeli program ve mali planda, mali kurala göre hesaplanan 3 yıllık genel yönetim açık tavanı belirlenecek. Bir önceki yılın açığının GSYİH'ya oranında veya ilgili yıl reel büyüme oranında bir değişiklik olursa Ekim ayındaki YPK toplantısında veya Orta Vadeli Program ve Mali Planda açık tavanı güncellenecek. Mali kuraldan sapma olup olmadığı, o yıl için gerçekleşen genel yönetim açığının GSYİH'ye oranı ile kesin tavan mukayese edilerek yapılacak.

Yıl içinde bütçe performansı sürekli izlenerek genel yönetim açığının mali kurala göre belirlenen değerin üzerinde gerçekleşmesi olasılığının ortaya çıkması halinde,tedbir alternatifleri Ekonomi Koordinasyon Kurulu başkanı Bakan tarafından, Bakanlar Kuruluna sunulacak. Tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik ve finansal bunalım hallerinden dolayı olağanüstü halin ilan edilmesi durumunda, doğrudan olağanüstü hal ile ilgili olarak yapılacak ve bütçede öngörülmeyen ilave merkezi yönetim bütçesi harcamaları mali kural kapsamında istisna tutulacak."

Sayıştay denetleyecek

Babacan'ın verdiği bilgiye göre, Orta Vadeli Program ve Mali Planın yayımını takip eden 15 gün içinde sorumlu Bakan, Plan ve Bütçe Komisyonunu özel gündemli toplantıda bilgilendirecek. Genel yönetime ilişkin mali veriler 3'er aylık ve yıllık olarak Maliye Bakanılığı tarafından Mali Kural İzleme Raporu ile kamuoyuna duyurulacak.

Her yıl emeklilik ve genel sağlık sigortalarının uzun dönemli aktüeryal dengesine ilişkin hesaplamaları içeren rapor kamuoyuna açıklanacak.

İzleme raporunda yer alan verilerin doğruluğu, güvenirliği, önceden belirlenmiş standartlara uygunluğuna ilişkin denetimi Sayıştay yapacak ve raporunu da yayımdan itibaren 45 gün duyuracak.

Diğer düzenlemeler

Tasarıyla Orta Vadeli Program ile Orta Vadeli Mali Plan, Orta Vadeli ve Mali Plan adı altında birleştirilecek.

Orta Vadeli Program ve Mali Plan, yürürlükte bulunan veya yürürlüğe konulacağı açıklanmış olan politikalarla, mali ve ekonomik görünüm üzerinde etkili olabilecek diğer önemli gelişmeler dikkate alınarak hazırlanacak. GAP için aktarılanlar hariç özelleştirme gelirlerinde özel ödenek uygulaması yapılmayacak. Mahsup ve terkin işlemlerinin bütçeleştirilmesi esası getirilecek.  

Mahalli idarelerin en son kesinleşmiş bütçe gelirlerinin, Vergi Usul Kanununa göre belirlenerek, yeniden değerleme oranıyla artırılan miktarının yılı içinde toplam yüzde 10'u aşan iç borçlanmalarda İçişleri Bakanlığının yanı sıra Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın uygun görüşü aranacak. Yüzde 10'unu geçmeyen borçlanmalar için ise belediye meclisinin kararı yeterli olacak. KİT'ler, DPT Müsteşarlığının usul ve esasları çerçevesinde stratejik planlar hazırlayacak.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Babacan, iyi bir mali kuralın özelliklerini ise şöyle sıraladı:

"Basit, şeffaf, esnek, çerçevesi ve sınırları tanımlı, hedefleri ile uyumlu, diğer ekonomi politikaları ile tutarlı, yaptırım gücü olmalı, borcun sürdürülebilirliğini sağlamalı, telafileri zamana yaymalı, otomatik dengeleyicilerin çalışma mekanizmasını bozmamalı, kapsamı geniş olmalı."

Ali Babacan, AB Tanımlı Genel Yönetim Bütçe açığına ilişkin alınacak önlemleri farklı senaryolarla anlattı.

"Keynes'in kemiklerini sızlattık"

MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, Mali kuralın olması gerektiğini belirterek, bugüne kadar niçin gündeme getirilmediğini sordu. Günal, "Keynes'in kemiklerini sızlattık Sayın Bakan. Mali Kuralı 7 yıldır getirmeyip de şimdi sıkıştırmanızın anlamı ne? AKP Hükümeti gidici olduğunu anladı, gelen hükümetin de elini kolunu bağlayalım onlarda birşey yapamasın mı düşüncesindesiniz? Ya da IMF ile gizli bir anlaşma varda biz mi bilmiyoruz" diye konuştu.

CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek de bürokratların iyi hazırlandığını Bakan Babacan'ın da güzel bir sunum yaptığını belirterek, teşekkür etti.

Özyürek, tasarının alt komisyona havale edilmesini istedi.

AK Parti Balıkesir Milletvekili Ali Osman Sali ise tasarı ile bütçe açıklarının daha iyi takip edileceğini ancak gelir tarafından bir düzenleme olmadığını söyledi.

MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan da tasarının geliş zamanını eleştirerek, bu konuda hükümetin niyetinden şüphe ettiğini ve "akortsuz piyano gibi" olduğunu söyledi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin gelişmekte olan ülkeler arasında borcunun hala yüksek olduğunu söyledi.

Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen "Mali Kural Yasa Tasarısı" alt komisyona havale edildi.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler sırasında sırasında milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Babacan, kamu borcunun yüksek olduğu ve bunun piyasalar için endişe kaynağı olduğu ülkelerde kamu açıklarını artırarak büyüme elde etmenin çok zor olduğunu ifade etti.

Ekonomik büyümenin temelinde güven unsurunun yattığını anlatan Babacan, "Eğer kamu harcamaları yoluyla güven ortamı bozuluyorsa, kamu borcu ile ilgili riskler çoğalıyorsa, faizler yükseliyorsa, büyümeyi daha kötü vurabiliyor. Kamu borcunun endişe kaynağı olarak algılanmadığı ülkelerde kamu harcamalarını artırarak belki büyüme elde edilebilir. Biz dünyadaki gelişmelere izliyoruz ama kendimize bakıyoruz. Türkiye'nin kendi şartlarını iyi anlaması lazım, içinde bulunduğu konjonktürü iyi anlaması lazım ve doğru politikaları seçmesi lazım" dedi.

Uyguladıkları politikalar sonucu güzel sonuçlar elde ettiklerini belirten Babacan, hem IMF, hem de OECD'nin bölgede en hızlı büyüyecek olan ekonominin Türk ekonomisi olacağını söylediğini kaydetti. Babacan, "Bir yandan biz 'bütçe açıklarımızı kapatacağız' diyoruz, bir yandan da bu yıl ve gelecek yıl bölgemizdeki 30-40 ülke içinde belki de en hızlı büyüyecek ekonominin Türkiye ekonomisi olacağı söyleniyor" şeklinde konuştu.

Bakan Babacan, Eylül ayından bu yana Türkiye'deki banka kredilerindeki hacmin yaklaşık 50 milyar TL arttığını belirterek, "Kamu harcamalarını artırmak hemen büyümeyi getiriyor diye bir kural yok. Ülkenin borç stoku ile çok ilgili. Eğer borç stoku düşükse harcayabilir ve bunun sonunda büyüme gelebilir ama Türkiye gibi gelişmekte olan ve borcu nispeten yüksek olan ülkelerde kamu harcamalarını artırmak büyümeyi değil, tam tersine endişeleri, faiz artışını ve ekonomik daralmayı beraberinde getirebiliyor" dedi.

"Gelişmekte olan ülkeler arasında Türkiye'nin hala borcu yüksek bir ülke olduğunu" kaydeden Babacan, gelişmiş ülkelerde dahi borçlanma limitinin yüksek olmasının sorun yaratabildiğini, İtalya'nın kamu borcunu sigorta ettirme priminin Türkiye'den daha yüksek olduğunu vurguladı. Babacan, "Dolayısıyla mali genişleme ya da sıkılaştırma ve bunun büyüme boyutu enteresan bir konu. Çok dikkatli bir şekilde  ve ülkelerin içinde bulunduğu duruma göre değerlendirilmesi gereken bir konu" diye konuştu.

Babacan, geçen yıl harcamalarını artıran İspanya ve Portekiz'in bu yıl sıkılaştırma tedbirleri aldıklarını anlattı.

"Geçen yıl böyle bir tehlike gördük"

Babacan, özetle şunları söyledi:

"Kendimiz açısından baktığımızda geçen yıl böyle bir tehlike gördük. Eğer zamanında adım atmasaydık, bizim de kamu borcumuz sürekli artardı. Bunu biz gördüğümüze göre bir süre sonra herkes görüyor. Zamanında adım atmak, önlem almak Türkiye'yi olumlu bir şekilde farklılaştırmış oldu.

Bir yandan dünyayı izleyeceğiz, bir yandan kendimiz için doğru olan politikaları seçmeye çalışacağız. Geçen sene attığımız adımlarla pek çok Avrupa ülkesinin bir adım önüne geçmiş olduk. Mali kuralı da gerçekleştirirsek çok daha ötesine geçmiş olacağız. Avrupa Birliği Komisyonu da 'Türkiye için bu iyidir, doğrudur' dedi. Kendileri de avro bölgesi için benzer şeyler üzerinde çalışıyor. İlgili komiser, 'sizin Mali Kural'ınızdan da esinleniyoruz' dedi.

Türkiye'nin vergi geliri milli gelirine oranla OECD ortalamalarının çok altında. Bizim kayıtdışımız hala çok fazla. İlerde vergi gelirlerimizin iyileşmesi nispetinde kamu harcamaları ve yatırımlarımızı artırabileceğiz. Vergi toplama etkinliği arttıkça Türkiye'nin kamu yatırımlarına ayıracak daha fazla kaynağı oluşacak."

Babacan, Sayıştay'ın denetim raporlarının TBMM'de incelenmesi önerisinin kendileri açısından problem teşkil etmediğini, konuya ilişkin düzenleme yapmanın Komisyonun takdirinde olduğunu kaydetti.

Mali Kural konusundaki en önemli yaptırımın "kredibilite kaybı" olacağını belirten Babacan, Merkez Bankasının bağımsızlığının temel bir direk olduğunu, Mali Kural'ın ikinci bir temel direk olacağını ifade etti. Babacan, "Bizim arzumuz Mali Kural'ın da Merkez Bankasının bağımsızlığı gibi sahiplenilmesi" dedi.

Ali Babacan, Merkez Bankasının döviz rezervinin bir miktar daha yüksek olması gerektiği yönündeki fikirlere katıldığını da söyledi.