"Meclis iradesi ve Anayasal yetkiler vesayet altına alındı"
Bahçeli, Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü ve AKP kapatma davasına ilişkin gerekçeli kararı hakkında görüş bildirdi
ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü ve AK Parti kapatma davasına ilişkin gerekçeli kararları birlikte ele alındığında "TBMM ve siyaset kurumu için daraltılmış bir meşruiyet alanı belirlendiği, bunun sınırlarının çok katı bir çerçevede çizildiği ve bu suretle Meclis iradesinin ve Anayasal yetkilerinin çifte vesayet altına alındığının görüldüğünü" ifade etti.
Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsüyle ilgili gerekçeli kararının ardından, AK Parti kapatma davası kararının gerekçesinin de yayımladığını anımsattı.
Yüce Mahkeme'nin bu iki kararının, siyaset kurumu ve parlamenter demokrasinin işleyişi üzerindeki etkilerinin bir bütünlük içinde değerlendirilmesi gerektiğini belirten Bahçeli, "Bu şekilde oluşturulan içtihadın, siyasetin alanını daraltıcı ve Parlamento'nun görev, yetki ve fonksiyonlarını kısıtlayıcı çok ciddi sonuçlar doğuracağı açıktır. Bu bakımdan karşımıza çıkan vahim durumun AKP'nin yanı sıra bütün siyaset kurumu tarafından çok iyi anlaşılması ve değerlendirilmesi hayati önem taşımaktadır" dedi.
Gerekçeli kararın, "iktidar partisinin Anayasa'ya aykırı fillerin odağı olma suçuyla mahkum edilmesinin hangi somut esas ve gerekçelere dayandığını ortaya koyduğunu" ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bu gerekçeler, AKP bakımından doğurduğu siyasi ve hukuki sonuçların ötesinde, Parlamento'nun yetkilerini kısıtlayan ve siyaset kurumunun hareket alanını sınırlayan bir dizi davranış kodlarına dayalı siyasi yasak alanlar belirlemiştir. Yüce Mahkeme'nin iki kararı bir arada ele alındığında, TBMM ve siyaset kurumu için daraltılmış bir meşruiyet alanı belirlendiği, bunun sınırlarının çok katı bir çerçevede çizildiği ve bu suretle Meclis iradesinin ve Anayasal yetkilerinin çifte vesayet altına alındığı görülmektedir. İktidar partisinin bu şekilde mahkum edilerek sürekli Anayasal yargı gözetimi ve denetimi altına alınması ve sürekli kapatılma tehlikesine maruz bırakılmasının siyasi istikrar ve devlet yönetimi açısından çok ciddi sonuçları olacağı da ortadadır. Yüce Mahkeme'nin gerekçeli kararlarının karşımıza çıkardığı siyasi ve hukuki durum budur. Bu durum, siyasi ve toplumsal istikrarsızlığa ve dar boğaza yol açma riskini taşımaktadır. Gelinen bugünkü noktada, Anayasal yargı süreçleri sona erse de son dönemde yaşanan bunalımdan normalleşmeye geçilmesi sağlanamamış, yeni ve daha ciddi gerginlik ve tıkanıklara gebe, belirsizliklerle dolu bir alaca karanlık dönemine girilmiştir."
"Yeni bir anayasal çerçeve"
Bahçeli, MHP'nin, bu durum karşısında, siyasi istikrarın tesisi ve normalleşme sürecinin başlatılmasına katkıda bulunmak düşüncesiyle "Anayasa Mahkemesi'nin görev ve yetkilerinin demokratik meşruiyet zemininde ve Anayasal çerçeve içinde kalınarak gözden geçirilmesi ve Anayasa'nın siyasi partilerle ilgili hükümlerinin ve parti kapatma rejiminin yeni bir anlayışla ele alınarak bu konuda yeni bir Anayasal çerçeve belirlenmesi" görüşlerini tartışmaya açtığını anımsattı. Bahçeli, şunları ifade etti:
"Terörü destekleyen partiler dışında, siyasi partilerin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması yerine bundan sorumlu olduğu tespit edilenlere siyasi ve cezai yaptırım uygulanmalıdır. Anayasa'nın 68 ve 69. maddeleri ve Siyasi Partiler Kanunu buna göre yeniden düzenlenmeli ve bireysel sorumluluğa dayalı yeni bir hukuki çerçeve oluşturulmalıdır. Bireysel planda cezai soruşturma yapılması ve yaptırım uygulanması için milletvekili dokunulmazlığı da yeni bir düzenlemeye tabi tutulmalıdır.
MHP'nin içine girilen alaca karanlık döneminden çıkılarak Türkiye'de normalleşme süreci başlatılması için dile getirdiği öneriler bunlardır. Somut önerilerimizin niteliği ve amacı hiçbir tereddüte, kaygıya veya yoruma yer bırakmayacak şekilde açıktır. Başta AKP olmak üzere TBMM çatısı altındaki siyasi partilerin bunları siyasi sorumluluk anlayışıyla değerlendirmelerini ümit etmekteyiz. Burada esas olan iyi niyet, samimiyet, ciddiyet, tutarlılık ve kararlılıktır. Bütün siyasi partiler, geldiğimiz bu hassas noktada buna uygun olarak hareket etme basiretini gösterebilmelidir.
MHP, bu düşüncelerle siyasi partileri, demokratik rejimin geleceği açısından görev ve sorumluluklarının gereğini yerine getirmeye ve Türkiye'nin siyasi belirsizlik ve çalkantıları geride bırakarak durulması ve normalleşme dönemine girmesi için katkıda bulunmaya davet etmektedir."