"Medya hayatımızın neresinde?"

Diyarbakır Devlet Tiyatrosu, yeni oyunu "Dar Ayakkabıyla Yaşamak" ile "Medya hayatımızın neresinde?" sorusunu soracak.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

DİYARBAKIR  - Diyarbakır Devlet Tiyatrosu (DDT), "Dar Ayakkabıyla Yaşamak" adlı yeni oyununda medya, toplum ilişkisini sorgulayacak.
 
Geleneksel Türk tiyatrosunun seçkin yapıtlarından Sadık Şendil'in yazdığı, Volkan Özgömeç'in yönettiği "Kanlı Nigar" oyunuyla perdelerini açan, daha sonra, "Orhan Asena Yerli Oyunlar Tiyatro Festivali"nin onuncusunu düzenleyen DDT, iddialı bir eserle daha seyircisiyle buluşmaya hazırlanıyor.
 
DDT'nin, Sırp Duşan Kovaçeviç'in yazdığı, Bilge Emin'in oyunlaştırdığı, Engin Altan Düzyatan'ın yönettiği "Dar Ayakkabıyla Yaşamak" oyunu, yoğun prova sürecinin ardından yarın, Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Sanat Merkezi Orhan Asena Sahnesi'nde prömiyer yapacak. Dekor tasarımı Kaan Güreşçi, giysi tasarımı Candan Günay, ışık tasarımı İzzettin Biçer, müzik ve besteleri Bozkurt Cendey'e ait oyunda, Mümtaz Aydoğan Mengi, M. Lebip Gökhan, Özden Gököz, Ercan Kılıçarslan, N. Özgün Çoban, Dilek Mengi ve Gülizar Oltulu rol alıyor.
Oyunun yönetmeni Engin Altan Düzyatan, oyunun bir medya eleştirisi gibi görünmekle birlikte aslında bir toplum eleştirisi olduğunu söyledi.
 
Oyunda, son 15-20 yılda medyanın reality şovlar, evlilik ve benzeri programlara olan ilgisi ile toplumun ahlak anlayışının ve insanoğlunun şimdiye kadar sergilediği ana kavramların, televizyon vasıtasıyla değişmesinin ele alındığını belirten Düzyatan, söz konusu olguyu işlerken işçileri ele aldıklarını anlattı.
 
"Medyayı süzmeden alır hale geldik"
 
Düzyatan, çalıştıkları fabrikanın özelleştirilmesi sonucu batması, haklarını alamayan işçilerin, bu duruma tepki göstererek önce fabrikayı gasp etmeleri, sonrasında da fabrikanın içinde açlık grevine başlamaları ile oyunun başladığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Hikayemizin birinci perdesinde işçilerin hayatlarını tanımak gibi bir durum varken, ikinci perdede ise tamamen değişiyor. Birinci perdenin sonunda bir medya patronu sayesinde, o işçilerin de bir şekilde, medyanın eline geçmesi. Toplumun da bu duruma tepkisiz kalmasını eleştiriliyor. Bir yandan da kendi etik değerlerimizi bir kenara koymamızı, bir şekilde içinde bulunduğumuz durumları değerlendirip kendimizi de eleştirmemiz için çok zekice yazılmış bir oyun. Benim ele alma amacımda, biraz kendimize de eleştiri yapabilmek. Oyunla amacımız, kendi kültürümüzde, özümüzde değişmeye başlayan kavramları tartışmaya açmak. Medyanın hayatımızı yönlendirir hale gelmiş olmasını, medya, toplum, medya yaşam sorgulanıyor. Çünkü özellikle son 15-20 yılda yaşam medya ile çok iç içe geçmeye başladı. Medyayı süzmeden alır hale geldik. Toplum olarak, yaşamdaki süzgecimizi kaybetmeye başladık. Her sorulanı bir şekilde süzgeçten geçirmeden, benimseyip kabul etmeye başladık. Medya ne kadar içimizde ne kadar hayatımızda, tam olarak sorgulanan bu. Bunu bir düzene oturtmak, farkındalık yaratmak için yazılmış bir oyun. Ben de yazarın görüşlerini gerçekçi bir dille ele alıp, bu tartışmada farkındalık yaratmaya çalıştım. Hikayeyi toplumla medya ilişkisi olarak değerlendirdim."
 
17 günde yaklaşık 7 bin izleyici
 
DDT Müdürü Lebip Gökhan de iddialı yapımlarla tiyatroseverlerle buluşmaya devam ettiklerini ifade ederek, Duşan Kovaçeviç'in yazdığı oyunun 2011 yılında Avrupa'nın en iyi metni seçildiğini söyledi.
Trajikomik olan oyun için genel müdürlükten ciddi anlamda teknolojik katkı aldıklarını belirten Gökhan, seyircinin oyunu keyifle izleyeceğine inandığını kaydetti.
Gökhan, bir süre önce sona eren ve bu yıl onuncusunu düzenledikleri "Orhan Asena Yerli Oyunlar Tiyatro Festivali"ne de değinerek, tiyatroseverlerin festivale gösterdiği ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Festivalin 17 gün boyunca tüm oyunlarının kapalı gişe izlendiğini belirten Gökhan, 17 temsilde yaklaşık 7 bin seyirciye ulaştıklarını, gelecek yıl festivali daha da geliştirerek Nisan ayında düzenlemeyi planladıklarını kaydetti.