"Mısır'da sizin kırıp döktüklerinizi toplayacağız"

CHP'li Gürsel Tekin, CHP heyetinin 9-12 Eylül'de gerçekleştireceği Mısır ziyaretiyle ilgili Başbakan Erdoğan'ın eleştirilerine yanıt verdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA – CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, CHP heyetinin 9-12 Eylül'de gerçekleştireceği Mısır ziyaretiyle ilgili Başbakan'ın eleştirilerine yanıt verdi. Tekin, CHP'nin Mısır'a darbecileri alkışlamak için değil, sivil toplum örgütleri ve farklı siyasal düşünceler dâhil olmak üzere herkesle görüşmek üzere Mısır'a gittiğini belirterek, "Önümüzdeki günlerde Ortadoğu coğrafyası dahil olmak üzere onlarca ülkeye gideceğiz. Sizin kırdığınız döktüğünüz yanlışlarınızı ancak ve ancak ciddi devlet geleneği olan CHP gibi bir parti toparlayabilir" diye konuştu. 

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında Genel Merkezde toplandı. MYK gündemine ilişkin CHP Sözcüsü Haluk Koç'un yurtdışında olması nedeniyle basın toplantısı düzenleyen Tekin, toplantıda öncelikli olarak Suriye ve Mısır'daki durumun değerlendirdiğini belirtti. 

İlk barış mitingi Adana'da
Hükümetin yürüttüğü dış politikayı eleştirirken, CHP'nin 20 Eylül'de Adana'da "Barış Mitingi" düzenleyeceğini ifade eden Tekin şöyle devam etti: 
"Dış politika konusunda ısrarla ve uzun süredir Sayın Başbakan'ın, iktidar yetkililerinin bu tutumunu anlamakta zorluk çekiyoruz. Yanlıştan dönmenin erdemli bir politika olduğunu hepimizin bilmesi gerekiyor. Bugün gelmiş olduğumuz noktada tek başımıza kaldık. Tekliği, onurlu bir teklik olarak kamuoyuna yansıtmaya çalıştılar. Teklik sadece Allah'a mahsustur. Bu coğrafyanın en önemli ülkesinin dış politikada tek başına kalmaması gerekiyor. 
Bütün bu gelişmelerin, bu savaş çığırtkanlıkları için kamuoyunu duyarlı olamaya davet edeceğiz. İnşallah ilk mitingimiz 20 Eylül tarihinde Adana'da olacak. Daha sonra çeşitli illerde bu mitingler devam edecek. Sadece ‘savaşa hayır' değil, aynı zamanda Türkiye'de sıkışmış ekonomiyle ilgili, milyonlarca çalışanın sorunlarının ne kadar büyüdüğüyle ilgili, bir ay içerisinde iş cinayetlerinde hayatlarını nasıl kaybettiğini bunları da kamuoyu ile paylaşacağız." 

Darbecileri alkışlamak için değil, herkesle görüşmeye gidiyoruz
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Tekin, Başbakan Erdoğan'ın CHP heyetinin Mısır ziyaretiyle ilgili "Mevcut Türkiye tecrübeleri yetmiyor, şimdi dışarıdaki darbe deneyimlerinden bir şey kazanmanın veya kendi kazanımlarını onlara aktarmanın gayreti içerisinde olacaklardır" şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Tekin, "Bugünkü iktidar bir darbe sonucunda oluşmuş bir iktidardır. Türkiye'deki bütün darbelerin ağır bedelini sadece ve sadece solcular, sosyal demokratlar ve CHP ödemiştir" diye konuştu. 
CHP heyetinin Mısır ziyaretinin başlayacağı 9 Eylül gününün CHP'nin 90. Kuruluş yıldönümü olduğunu hatırlatan Tekin, "Cumhuriyetle eş değer bir siyasi partiyiz. Şu anda arşivlerimiz sıfır noktada. Bütün bu arşivlerimizi bu darbeciler yaktı. Biz hiçbir dönem darbelerden beslenmiş değiliz tam tersine CHP'nin bütün kadrolarına bakın mutlaka bir darbe mağduriyeti göreceksiniz. Bize darbeci diyen Sayın Başbakan'ın darbelerden bir tek mağduriyeti var mı" diye konuştu. 

CHP'nin Irak'a gittiğini, şimdi de Mısır'ın daveti üzerine şimdi de Mısır'a gideceğini belirten Tekin, şöyle devam etti: 
"Önümüzdeki günlerde Ortadoğu coğrafyası dâhil olmak üzere onlarca ülkeye gideceğiz. Sizin kırdığınız döktüğünüz yanlışlarınızı ancak ve ancak ciddi devlet geleneği olan CHP gibi bir parti toparlayabilir. Sayın Başbakan Mısır'daki bir olaydan dolayı gözyaşı döktü. Gözyaşı dökmek insani bir davranıştır ona hiç itirazım yok ama şimdi ben soruyorum Sayın Başbakan'a, Irak'ta bir buçuk milyon Müslüman öldürülürken bırakın gözyaşı dökmeyi, hani sizin 90'lı yıllarda alışkanlık haline getirdiğiniz her Cuma günü camilerin önünde inim inim inlettiğiniz o davranışlarınıza ne oldu? Körfez krizinde Beyazıt Meydan'ında sizin, Sayın Arınç'ın öncülüğünde binlerce insan meydanlarda tekbir sesleriyle bugün Ortadoğu coğrafyasını kan gölüne çevirenlere meydan okuyordunuz. Ama bugün görüyorum ki hepiniz teslim olmuşsunuz. Bu gözyaşlarını Irak'ta, Libya'da dökebilseydiniz belki bu sorunların hiçbiri yaşanmayacaktı. Öyle ‘one minute' hikayeleriyle olmaz bu iş." 
Tekin, CHP'nin Mısır'a darbecileri alkışlamak için değil, Türkiye ile Mısır halkı arasındaki ilişkilerinin nasıl düzelebileceği konusunda ve oradaki sivil toplum örgütleri ve farklı siyasal düşünceler dâhil olmak üzere herkesle görüşmek üzere gittiğini belirterek, "Görüşmelerimiz devam edecektir. Sadece Mısır'da kalmayacağız önümüzdeki günlerde sürprizlerimiz olacak" diye konuştu. 

Çağıracaksınız sonra tıpış tıpış göndereceksiniz
Tekin, Türkiye'nin Kahire Büyükelçisinin Mısır'a geri gönderilmesiyle ilgili de, "Dış politikanın, iç politikada siyasal malzeme yapılmayacak kadar önemli olduğunu bu iktidarın kavraması gerekiyor. Büyükelçinizi çektiniz niye gönderdiniz? Kim size göndertti? Hani kabadayılık yapıyordunuz? Dış politikada kabadayılık olmaz, dış politika kirli ilişkileriyle olmaz, tatillerle, kardeşlik ilişkileriyle olmaz. Bütün bu yanlışları ancak CHP düzeltebilir. Çağıracaksınız sonra tıpış tıpış göndereceksiniz. Maalesef bu böyle üzücü" diye konuştu. 

Bozdağ'a: Kahvaltıda çocuklarınızın gözlerine bakın
Tekin, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'a Hacı Bektaş-ı Veli'yi Anma Törenlerindeki yumruklu saldırının ardından gündeme gelen Ceza Muhakemesi Kanunu'na "Toplumda infial yaratan olaylarda tutuklama kararı verilebilir" hükmünün eklenmesine ilişkin değişikliğin sorulması üzerine de "Eğer siz hukuku iktidar olarak, nerden sıkışıp kendi ihtiyacınıza göre düzenlemeye kalkışırsanız o hukuk değil guguk olur. Elbette Sayın Bozdağ'a yapılan saldırıyı şiddetle kınıyorum ama Sayın Bozdağ, 5 tane gencecik kardeşimiz hayatını kaybetti, katledildi. 11 tane pırıl pırıl 16-18 yaşlarındaki çocuklarımız gözlerini kaybetti. Şimdi ben Sayın Bozdağ'a seslenmek istiyorum; yarın sabah kahvaltı ederken karşınızda çocuklarınızın gözlerine bakın, o 11 tane çocuğun gözlerinin nasıl bir hukuksuzluk içinde yok edildiğini görün. Bu hassasiyeti niye orada göstermediniz. Yöneticiliği bir kenara bırakın insani olarak şu namuslu görevi bile yapamadınız; ‘başını sağ olsun, geçmiş olsun' cümlelerini bile kullanmadınız. İnsanlığınızı kaybetmişsiniz maalesef" diye konuştu. 

Sıkıştığınız yerde 'Türbana sarılabilir miyim?'
Tekin, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in "türbanlı vekil" açıklamalarının sorulması üzerine de da şunları söyledi: 
"Çok üzülüyorum en kutsal ortak değerler kullanılıyor. Ne zaman AKP bir konuda sıkışsa bu değerlere el atıyor. Dinsel, mezhepsel, etnik değerleri kullanmaktan çekinmiyor. Sayın Çiçek'e bir çağrıda bulunmak istiyorum; Sayın Çiçek evrensel kurallar içerisinde yasaksız bir Türkiye yaratacaksak, gelin bütün yasakları kaldıralım. Bir tarafta siz insanlara yaşam biçimi dayatacaksınız, farklılıkları yok sayacaksınız sonra sıkıştığınız yerde, ‘Türbana sarılabilir miyim?' Bu tutmaz, yemez. Biz sizin türbana bakışınızı da biliyoruz. Gaziantep'te türbanlı bir belediye başkan adayına da itiraz eden de sizdiniz. Bu kadar da ikiyüzlüsünüz." 

Gezi ismi bile korkutuyor
Tekin, Gezi olaylarıyla ilgili AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın açıklamalarına ilişkin ise, "Bu korkular çok önemli. Gezi Türkiye'nin vicdanı olmuştur. Türkiye'de talan ayar vermiştir, ayrımcılığa, yasakçı anlayışa dur denilmiştir. Beş kişi hayatını 11 kişi gözünü kaybetmiş, bu 11 kişinin gözü neden çıktı; siz çıkıp ‘polis destan yazdı' diyorsunuz. Kendilerine bir rahmet, ailelerine bir başsağlığı demeyecek kadar insani değerlerden uzaklaştınız. Şimdi de AB'den sorumlu bir Bakan çıkmış, ‘polis dört kat güçlendi' diyor. Kim bu adam, Türkiye ile AB ilişkilerini götüren kişi. Avrupa'da hak aramamalar böyle mi oluyor. Artık Gezi ismi bile bunları korkutuyor" dedi. 

"Gezi olmazsa biz olacağız"
Tekin eylemlerin yeniden başlayacağı yorumlarıyla ilgili de, "Eğer yasakçı bir anlayış olursa elbette buna karşı bir reaksiyon da olur. Gezi olmasa bile biz olacağız. Aslanlar gibi meydanlarda olacağız. Keşke Sayın Bakan polis güçlendi dileyeceğine, bu Gezi Parkı olayı neden oldu diye konuya bakabilseydi. Bu tavrı şiddetle kınıyorum. Sayın Başbakan başbakan mı, yoksa Park ve Bahçeler Genel Müdürü mü? AKP İstanbul adayı kim diye soruyorlar, ben Başbakan diyorum. Sadece Sayın Kadir Topbaş gibi bir müdür atayacak. Üçüncü köprüye, AVM'lere kadar her şeye Başbakan karar veriyor" diye konuştu.