"Seçim barajını yüzde 3'e çekelim"
ANKARA - CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, seçim barajının yüzde 10'dan yüzde 3'e indirilmesini önererek, "Yüzde 3’lük oran Türkiye şartlarında uygundur. Ne yönetimde istikrarı tehlikeye düşürür ne de temsilde adaleti ihmal eder. Bunun için yeni anayasayı veya anayasa değişikliklerini beklemeye gerek yok" dedi.
Hamzaçebi, yaptığı yazılı açıklamada, 2011 seçimlerden sonra, toplumun ihtiyacı olan yeni bir anayasayı yapmak amacıyla tüm siyasi partilerin eşit katılımıyla Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulduğunu, komisyonun o tarihten bu yana yeni anayasa çalışmalarını sürdürdüğünü anımsattı.
Hamzaçebi, anayasaların, başlangıçta devletin kuruluşunu ve devleti oluşturan organların birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen metinlerken, tarihi gelişim içerisinde bireyin hak ve özgürlüklerini düzenleyen, bunların güvencelerini oluşturan metinlere dönüştüğünü belirtti. Hamzaçebi, güçlü demokrasilerde anayasaların merkezinde bireyin hak ve özgürlüklerinin yer aldığına işaret ederek, hak ve özgürlüklerin güvenceye alınabilmesi için de anayasalarda devletin gücünün sınırlandığını vurguladı.
CHP'nin, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda, cumhuriyetin temel değerlerini esas alan, bireyin hak ve özgürlüklerini anayasanın merkezine koyan bir anlayışla çalışmalarını sürdürdüğünü ifade eden Hamzaçebi, "Ancak Türkiye’nin ve insanımızın ihtiyaçlarına cevap vermeyen, ona dar gelen 1982 Anayasası’nın yerine yeni bir anayasa yapma çalışmaları sürdürülürken; darbe döneminin çeşitli yasalarına konu olan demokrasiye aykırı düzenlemelerini savunmak, çeşitli anayasa değişikliği gerektirmeyen düzenlemelerini muhafaza etmek de mümkün değildir" dedi.
"Ekimde derhal yasalaştırabiliriz"
Hamzaçebi, bu yasaları değiştirmek için yeni anayasayı veya anayasa değişikliklerini beklemenin gerekmediğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bu çerçevede darbe döneminin demokrasiye aykırı, temsil ilkesini ve parlamentonun meşruiyetini zedeleyen yüzde 10 oranındaki barajını savunmak doğru değildir. Yüzde 10’luk baraj birçok siyasi görüşün parlamentoda temsiline engel olmakta, bu da temsil açısından parlamentonun meşruiyetini tartışılır hale getirmektedir. Örneğin 2002 seçimlerinden sonra TBMM iki partinin, AKP ve CHP’nin milletvekillerinden oluşuyordu ve iki partinin oylarının toplamı yüzde 54’ü geçmiyordu. Bu seçmenin oylarının yüzde 46’sının parlamentoya yansımaması demektir. Seçmenin yüzde 46’sının oyu onların rızalarına aykırı olarak AKP ve CHP tarafından paylaşılmıştır. Bunun demokrasiye uygun olduğunu savunmak mümkün değildir. 2011 seçimleriyle parlamentonun temsili yüzde 84 seviyelerine kadar yükselmişse de bu oran da temsilde meşruiyet açısından yeterli değildir. Yapılması gerek temsili en az yüzde 95 seviyelerine çıkarmaktır.
Anayasamız baraj konusunda temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini öngörür. Yüzde 10’luk baraj, temsilde adaleti bir kenara atarak yönetimde istikrarı öne çıkarmıştır. Yapılması gereken temsilde adaleti de sağlayarak meşruiyet açısından daha güçlü bir parlamentoyu ve demokrasiyi oluşturmaktır. Bunun için yüzde 10’luk baraj yüzde 3’e indirilmelidir. Yüzde 3’lük bir oran Türkiye şartlarında uygundur. Ne yönetimde istikrarı tehlikeye düşürür ne de temsilde adaleti ihmal eder. Bunun için yeni anayasayı veya anayasa değişikliklerini beklemeye gerek yok. CHP'nin demokratikleşme paketi içinde yer alan ve TBMM Başkanlığı'na kanun teklifi olarak da sunulan bu düzenlemeyi TBMM ekim ayında açıldığında derhal yasalaştırabiliriz. Başta iktidar partisi olmak üzere tüm siyasi partilere bu konuda çağrıda bulunuyorum."